Kadınlar her dönemde erkek egemen sisteme karşı mücadele ederken, örgütlülükleri büyüdükçe, kazanımlarına karşı saldırılar da giderek arttı. Kürt kadınları siyasette, yerel yönetimlerde değişim ve dönüşüm güçlerini pratikleri ve kazanımları ile gösterdi. Kürt kadınların yerel yönetimlerdeki kazanımları, edindikleri tecrübelerin kayyımlarla nasıl gasp edildikleri seçime doğru giderken bir kez daha gündeme gelirken, kadınlar kazanımlarını geri almak için mücadeleyi büyütüyor.

Nevzat Bahtiyar 'Sakladığın bir şey var mı' sorusuna 'Hatırlamıyorum' yanıtı verdi Nevzat Bahtiyar 'Sakladığın bir şey var mı' sorusuna 'Hatırlamıyorum' yanıtı verdi

Onlarca belediye gasp edildi

Bu mücadeleye karşı iktidarın, kayyım politikaları 2019 seçimlerinden sonra da sürdü. Bu politikaların sonucunda Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde kazandığı 65 belediyeden sadece 6’sı kaldı. Ancak kayyımlara rağmen Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ile HDP genel seçimlerin hemen ardından önce halk toplantıları alarak eleştiri-özeleştiri sürecini tamamladı, ardından da Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) adıyla 2024 yılı 31 Mart’ında yapılacak yerel seçimler için hummalı çalışmalara başladı. Kadınlar öncülüğünde başlatılan program kapsamında çok sayıda çalıştay ve konferans düzenlendi. Yapılan konferans ve çalıştaylarda Kurdistan’da yaşanan temel sorunlar, halkın iradesinin kayyımlar tarafından gaspı ve halkın yaşadıklarına dikkat çekildi, çözüm yolları tartışıldı.

Yerel yönetime ilişkin çalıştay düzenlendi

Kürt siyasetinin yerel seçimler gündemi kayyım politikalarına karşı mücadele ile devam ederken, özellikle 14 Mayıs genel seçimlerinin ardından 2024 yerel seçimleri için hazırlıklar ve tartışmalar da başladı. HDP ve Yeşil Sol Parti Kadın Meclisleri, bu kapsamda yürüttükleri tartışmanın ardından 7-8 Ekim’de, Şirnex’in (Şırnak) Silopiya ilçesinde çok sayıda konu başlığının da tartışıldığı bir çalıştay düzenledi. Akabinde Amed, Wan ve Mêrdîn’de de benzer atölye ve bölge toplantıları organize edildi. Bu konuların yanı sıra gerçekleşen atölye çalışmalarında yerel yönetimlerin kadın politikasına dair öneriler de konuşuldu.

DEM Parti ile yola devam

Ankara’da 15 Ekim’de Yeşil Sol Parti’nin kongresinde isim değişikliğine gitmesi ile yola Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) adıyla devam edilme kararı alındı. Ardından 11 ve 12 Kasım’da yine Ankara’da iki konferans gerçekleştirildi. 11 Kasım’da “Jin Jiyan Azadî ile Özgür Yerel Yöntemlere” şiarıyla Demokratik Yerel Yönetimler Kadın Konferansı’nda bir araya gelen kadınlar, 2019 yılından bu yana süren yerel yönetimler deneyimini, toplumsal sorunları tartıştı ve ardından sonuç bildirgesini açıkladı.

Kadın özgürlükçü yerel yönetimler!

Kadınların yerel yönetimlerde yer almasının tarihsel akışının aynı zamanda mücadelenin geldiği aşamayı gösterdiği belirtilen bildirgede, “Demokratik Cumhuriyet iddiamızın inşasını kadın özgürlükçü yerel yönetimler modelimizle en yerelden başlayarak hayata geçireceğiz. Kadın öncülüğünde gerçekleştireceğimiz her çalışmada tekçi, cinsiyetçi, militarist erkek egemen anlayışa karşı tüm farklılıkları ile toplumun tüm renklerini kucaklayacağız. Kadın mahalle ve köy meclislerimizi oluşturarak, kentlerimizi yaşama alanlarımızı koruyarak, yerinden ve yerelden demokrasiyi esas alarak, eşbaşkanlık sistemimizi en güçlü şekilde savunup tüm mekanizmalarımızda işlerli hale getirerek bunu yapacağız” denildi.

Toplum için, doğa için mücadele

Sonuç bildirgesinin devamında tecrit, özel savaş politikaları, doğa talanı, kayyım politikaları gibi birçok konu başlığında şu vurgular yapıldı:

“* Düşman siyaseti ile kendini var etmeye çalışan iktidar, bugün tecridi bir rejim haline getirmiştir. Sayın Öcalan üzerinden yürütülen mutlak tecridi kaldıracak olan da, onu fiziki özgürlüğüne kavuşturacak olan da kadınlardır. İşte bu inanç ve kararlılıkla hareket edeceğiz. Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmamızı, yerel yönetim anlayışımızı hayata geçirerek mutlak tecridi kıracağız.

* Özellikle Kürt kadınlar ve gençler üzerinden yürütülen özel savaş politikalarına karşı en büyük mücadele alanının yerel yönetimler olduğu konferansımızda bir kez daha vurgulanmıştır. Bu sorumluluk ve farkındalık ile yerel yönetimlerde daha güçlü politikaları hayata geçireceğiz. Bunun yol ve yöntemlerini hep birlikte konuşacağız. Kadın ve gençlik meclisimizle birlikte hareket edecek köy köy, mahalle mahalle gezecek farkındalık çalışmaları yapacağız. Özellikle genç kadınlar üzerinden yürütülen bu kirli politikaları bulunduğumuz her yerde teşhir edeceğiz.

* Varlığını Kürt halkının inkârı üzerinden koruyan faşist AKP-MHP erkek ittifakı ve onun yereldeki temsiliyeti olan kayyımlar eliyle yürütülen asimilasyon politikalarına karşı mücadelede öncü gücün kadınlar olduğunu çok iyi biliyoruz. Anadil haktır ve sonuna kadar savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Çok dilliliği esas alan paradigmamızı bulunduğumuz her yerde hayata geçireceğiz. Kürtçenin önündeki engellere yönelik mücadelemizi büyütecek alternatiflerimizi geliştirecek, belediyelere bağlı kurumlarımızı yeniden açacağız ve kurumlarımızı sonuna kadar koruyacağız.

* Rant ve talan siyaseti ile doğamıza, deremize, göllerimize, ağaçlarımıza, ormanlarımıza açılan savaş bizlere nefes alacak bir alan bırakmamıştır. Doğamıza, yaşam alanlarımıza yönelik gerçekleştirilen bu saldırılar karşısında kadın dostu kentlerimizi yeniden inşa edeceğiz. Ağaçlarımızı, ormanlarımızı korumaktan bir an olsun vazgeçmeyeceğiz. Ekolojik paradigmamızdan hareketle yaşam alanlarımızı yeniden inşa edeceğiz.”

2023 seçim değerlendirmesi yapıldı

Demokratik Yerel Yönetimler Karma Konferansı da 12 Kasım’da “Örgütlü Toplumla Demokratik Yerel Yönetimlere” şiarıyla gerçekleşti. Konferansın sonunda, açıklanan sonuç bildirgesinde, 2023 seçimlerinin Türkiye’nin demokratikleşmesini amaçlayan halklar açısından istenilen başarı düzeyine ulaşamadığı, toplumun bütününe yayılan adaletsizlik, eşitsizlik ve ekonomik krizin büyümeye devam ettiği belirtildi.

Eşit temsiliyet vurgusu

Bildirgede eşbaşkanlık sistemine de işaret edilerek, sistemin tartışmaya açılmasına karşı geri adım atılmayacağı vurgulandı. Bildirgede, “Adaylık süreçleri de dahil olmak üzere temel ilkemiz olan eşbaşkanlık, eşit temsiliyet ve fermuar sistemini uygulamayı sürdüreceğiz. Mor çizgimizden asla taviz vermeyeceğiz” denildi. Bildirgede devamla şu mesaj verildi: “Muhatap ve ölçek fark etmeksizin halkı yönetimde belirleyici hale getiren; açık, şeffaf ve deklare edilmiş ortak mücadele zeminlerini gözeten; toplumcu belediyecilik anlayışını esas alan; hizmetleri eşitlik temelinde ayrımcılığa izin vermeden yoksulları ve dezavantaj grupları gözeten; engelsiz kentler yaratan; anadil başta olmak üzere ulusal ve inançsal farklılıkları tanıyan ilkelerimizi esas alacağız. İlkeler temelinde kurulacak demokratik ittifaklar ile 2024 yılı yerel seçimlerinde belirleyici olacak ve tarihsel rolümüzü oynayacağız. 2024 yılı seçimleriyle birlikte yeni bir aşamaya geçeceğiz ve yerel demokrasiyle yerinden yönetimi Türkiye’ye yayacağız.”

Aday adaylığı başvuruları alındı

Konferanslar sonrası DEM Parti yaptığı açıklama ile aday adaylığı başvurularını almaya başladığını duyurdu. Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü yerel yönetimler perspektifiyle seçimlere girecek olan DEM Parti’ye başvurular 20 Aralık’ta sona ererken, kent uzlaşısı (ön seçim) yöntemi ile kesin adaylar belirlenecek. Adaylar ise yine eşit temsiliyet ve fermuar sistemi ile belirlenecek.

Jinnews Haber Ajansı