Colemêrg’te 67 yaşındaki Abdurrahman Gemicioğlu hakkında verilen 8 yıl 9 ay hapis cezası Yargıtay tarafından onandıktan sonra 3 Ekim’de tutuklanarak, Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne götürüldü. Kolon kanseri, prostat ve kalp yetmezliği gibi birçok hastalığı bulunan Gemicioğlu, tutuklandığı günden bu yana hemen hemen her gün hastaneye kaldırılıyor. 25 Ekim akşamı fenalaşan Gemicioğlu, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Gemicioğlu'nun tedavisi 3 gündür hastanenin yoğun bakım ünitesinde sürüyor. 

'BABAMIN BİRÇOK HASTALIĞI VAR'

Van Büyükşehir Belediyesi’nden kar temizleme ve yol çalışması Van Büyükşehir Belediyesi’nden kar temizleme ve yol çalışması

Gemicioğlu’nun kızı Elif Gemicioğlu, babasının gerçek yaşının 76 olduğunu belirterek, kemik testinin yapılmasını istedi. Babasının 2012 yılında KCK operasyonları adı altında Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesinde gözaltına alındıktan sonra tutuklandığını söyleyen Gemicioğlu, “Babam yaklaşık 2 yıl cezaevinde kaldıktan sonra adli kontrolle tahliye edildi. Yaklaşık iki yıl önce de kolan kanseri teşhisi konuldu. Babam ameliyat edildikten sonra bağırsakları uzun bir süre dışardaydı. Kansere yakalanmasıyla birlikte sürekli hastane yollarındaydık. Şeker, tansiyon demans, kalp yetmezliği gibi birçok hastalığı var. Son ameliyatında enfeksiyon kaptığı için durumu ağırlaştı 2 gün entübe edildi. Babamın durumu şuan kritik bir aşamada” dedi.

'KALBİ YÜZDE 15 ÇALIŞIYOR'

Tutuklanmadan iki gün önce babasının kalp rahatsızlığından dolayı hastaneye kaldırıldığını anımsatan Gemicioğlu, “Doktor, babam için ‘kalbi yüzde 20 çalışıyor’ bilgisini verdi. Tutuklandıktan sonrada hastaneye kaldırılmış ve bu defa doktorlar ‘Kalbi yüzde 10 ile 15 arasında çalışıyor’ dedi. Kalbi yeteri kadar kanı pompalamadığı için kandaki enfeksiyon iki kat artmış durumda. Cezaevinde gerekli tedavi olmadığı için ciğerleri şuan su topluyor” diye belirtti.  

'EVDE BİLE RİSKİ VARDI'

Gemicioğlu, “Babamı aldıklarında kendi ayakları üzerinde duramayacak haldeydi. Bu nedenle önce battaniyeye sarılı bir halde evden çıkardılar. Ardından sedyeye bağlayarak ambulansa koydular. Açıkçası babamın bu halde tutuklanmasını beklemiyorduk. Aldıklarında, ‘Savcı bir imza attıracak ve geri getireceğiz’ dediler. Böylesi ağır hasta olan birini nasıl tutuklayabiliyorlar? Babam, cezaevine götürüldüğünde idare bu haliyle kabul etmemiş. Daha sonra hastaneye götürülüp tekrar geri getirilmiş. Çünkü babam daha yolda iken rahatsızlanmış. Hatta oksijen vermişler. Babam 25 gündür tutuklu. Bırakın cezaevinde olmasını evde dahi sağlık açısından hayati riski var” diye konuştu.

'SUÇLULAR DIŞARIDA SUÇSUZLAR İÇERİDE'

Babasının cezaevinde ihtiyaçlarını karşılayamadığını söyleyen Gemicioğlu, “3 kişilik odada kalıyor. Bir tutsağın kolu kırılmış. Geriye kalan diğer tutsak hem babama hem de kolunu kırmış tutsağa bakmak zorunda kalıyor. Babam ayağa kalkacak durumda değil. Bir kişi babama bakamaz. Pazartesi görüşüne gittim ve elleri çok titriyordu. Tutuklandığı günden bugüne kadar hemen hemen her gün hastaneye getiriliyor. Bazen de günde iki kez hastaneye kaldırılıyor. Bu bir kişinin hastaneye getirilip götürülmesi hasta olduğunun net kanıtıdır. Babam, hastanede tedavi altında olması gerekirken cezaevindedir. Babam gibi çok sayıda hasta tutsak var. Temennimiz bir an önce bu hasta tutsakların bırakılmasıdır. Babam için artık bir dakika bile önemlidir. Kadınları, yeni doğan çocukları ya da hayvanları katledenler dışarıda iken kendi dili ve davası için mücadele eden binlerce kişi şuan suçsuz bir şekilde tutuklu” ifadelerini kullandı. 

'TUTSAKLAR İÇİN MÜCADELE EDİLMELİ'

ATK’nin babası hakkında hazırlayacağı rapora dikkat çeken Gemicioğlu, “Babam 25 gündür tutukludur. ATK, babamla ilgili hazırlayacağı raporu hızlıca çıkarmalıdır. Ancak raporu sürüncemede bırakıyor. Bir hafta önce ‘rapor bir haftada çıkar’ dediler oysa hala rapor çıkmış değil. ATK’nin raporu bilerek sürüncemede bıraktığını düşünüyorum. Yıllardır cezaevinde hasta tutsaklara ilişkin bir sorun var. Bu sorunlar bir türlü çözüme kavuşamadı. İki gündür yeniden bir barış sürecinden bahsediliyor. Eğer samimilerse bu barış, hasta tutsakların bırakılmasıyla başlar. Tüm siyasi parti ve sivil toplum örgütleri hasta tutsaklar için duyarlı olmalıdır. Hasta tutsakların sağlık durumları daha da kötüye gitmesin" diye belirtti.