Konu ile ilgili yaptığı yazılı açıklama yapan Can Ozan Tuncer, “Yeni Türkiye’de yeni bir süreç başladı. Bu süreçte sivil toplum kuruluşları misyonlarının gereğini yerine getirme fırsatı yakalamışlardır. Bu tarihi sorumluluk bilinciyle hareket eden STK’lar, öncü olmayı başarabildikleri takdirde tarihe damga vuracaklardır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde Akil İnsanlar Heyeti ve farklı illerdeki STK temsilcileriyle bir araya geldiğinde dile getirdiği birlik ve beraberlik vurgusu, sivil toplumun önemini daha da arttırmaktadır” dedi.
“STK’LARIN ASLİ GÖREVİ BUNDAN SONRA BAŞLIYOR”
Nevruz, Öcalan’ın mektubu ve çözüm süreci ile ilgili değerlendirmede bulunan aday adayı Can Ozan Tuncer, “Barış sürecini akamete uğratacak her türlü söylem ve davranışın yok olduğu tarihi bir dönem başlamıştır. Gerek kongre çağrısı ve demokratik siyaset yapma mesajı, gerekse silahsız dönemin başlaması adına hayal edilen günlere ulaşmamız inşallah yakındır. Fakat mesele asıl bundan sonra başlamakta ve Yeni Türkiye’de önemli değişimler beklenmektedir” dedi.
Bölgenin, yaşanan çözüm süreci ve Nevruz sonrası daha da umutlandığına dikkat çeken Tuncer, bu süreçte bölgenin psikolojik olarak rahatlamaya, sosyo-ekonomik sıkıntıların bertaraf edilmesine, tersine göçün durdurulmasına ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi. Tuncer, “Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Van’da ve bölgedeki diğer illerde sıklıkla vurguladığı gibi çözüm süreci için bölge insanlarının hassasiyetlerinin gözetilmesi ve bu siyasetin temel hak ve özgürlükler ile çoğulcu demokrasinin yerleşmesi, güçlendirilmesi temelinde ele alınması gerekiyor” diye konuştu.
“BÖLGENİN PSİKOLOJİK OLARAK RAHATLAMAYA İHTİYACI VAR”
Bölgenin psikolojik olarak rahatlatmaya ihtiyacı olduğunu ifade eden Tuncer, “Bu süreçte sosyo-ekonomik sorunların bir an evvel çözülmesi gerekiyor. Çözüm sürecinin arzu edilen nihayete ermesiyle dağdan inişler başlıyor, bu da beraberinde eğitim, kültür, ekonomi ve sosyal birçok projenin hazırlanması, hayata geçirilmesi ve takip edilmesini gerektiriyor. Bölgede uygulanan teşvik ve yatırımların kapsamlarının daha da genişletilmesi, yatırımcıların bölgede yeni süreçle birlikte istihdam alanlarını kurmaları için desteklenmeleri lazım. Süreçle beraber topluma geri kazandırma, rehabilitasyon, yeni hayata adaptasyon, istihdam ve iş olanaklarının yaratılması, eğitim imkanlarının yeniden dizaynı, talep ve isteklerin tartışılması, kültürel etkileşimin sosyal projelerle hayat bulması gerekiyor.
Saydığım tüm bu maddelerin gerçekleşebilmesi ve çözüm sürecinin toplumun tamamına yayılması için anahtar nokta sivil toplum kuruluşlarıdır. Bu süreçte toplumsal dönüşüm ve kazanımların gerektirdiği projeleri hayata geçiren sivil toplum kuruluşları, yeni dönemin gerçek aktörleri olacaklardır. Bu projeler ekonomik, kültürel, sosyolojik, toplumsal tüm kategorilerde Yeni Türkiye idealinin, demokrasinin, insan haklarının, evrensel hukuk kurallarının, birlik ve beraberlik içinde barış ve kardeşlik duygularıyla yaşama hayalinin temel taşları olacaktır. Yeni Türkiye, bu temelde inşa edilecek, 2023 ideali bu topraklarda yaşayan Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Arap, Süryani, Ermeni vatandaşlarımızın katkılarıyla inşa edilen bu binada tek çatı altında geleceğe sağlam adımlarla ulaşacaktır” şeklinde konuştu.