Gazeteci Sedat Bozkurt, ekonomi yönetiminin medyada çok görünür olmaya başladığına işaret ederek, “Çünkü siyasilerin ekonomi ile ilgili söylediklerine artık AKP seçmeni bile inanmıyor. Buna Erdoğan da dahil. Oradaki sıkıntı ise hayli büyük. Erdoğan ekonomi yönetimine tamamen teslim olmuş vaziyette”dedi.
Sedat Bozkurt, yerel seçimlerle ilgili Kısadalga’da yer alan yazısında, İstanbul seçimlerinin Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından ülkenin en önemli makamı haline geldiğini belirterek, “Recep Tayyip Erdoğan’ın çok önemsemesi, Ekrem İmamoğlu’nun geleceğini burası üzerinden planlanması, bu önemi arttırıyor.
Aslında İstanbul kadar Ankara belediye başkanlığı seçimleri de gelecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri için önemli. Sadece Ekrem İmamoğlu önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimleri için belediye başkanlığını kazanarak ön almayı planlamıyor; aynı şekilde Mansur Yavaş da 2028’de yapılması planlanan ya da yapılması gereken Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin potansiyel adayı. Bunu da unutmamak lazım.”
İmamoğlu’nun önündeki en önemli engelin 25 Nisan’a ertelenmiş olan seçilme yeterliliğini kaybetmesine neden olabilecek dava olduğunu vurgulayan Bozkurt, “Erdoğan karşısında sadece Yavaş’ı görmek isterse yargıyı çok rahat İmamoğlu için devreye sokabilir. Bu hamleyle yani İmamoğlu’na getirilecek siyasi yasakla belediye meclisinde de çoğunluğu varsa Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanlığına da sahip olması mümkün. (İmamoğlu ile Yavaş’ın aday olduğu seçimlerde Erdoğan’ın ilk turda, katılımın aday çeşitliliği nedeniyle çok olacağı var sayımı ile yüzde 40’ı bulmasının bile zor olduğu bugünden görülebiliyor. Yani ikinci tura gidilirken karşı blok yüzde 60’ı aşabilecek.)
Bu yerel seçimlerde de ittifaklar çok önemli. Daha doğrusu yüzde 1 oy bile çok önemli. Özellikle İstanbul için. Bu nedenle Erdoğan, Cumhur İttifakı’nı sürdürmenin çabasında.”
Yerel seçimde 1 oyun bile önemli hale geldiğini kaydeden Bozkurt, Yeniden Refah Partisi’nin İstanbul’da aldığı yüzde 2,8 ile sonuca etki edebilecek duruma geldiğini kaydetti.
‘KAZANACAK ADAY SIKINTISI’
“AKP’nin en büyük sıkıntısı Cumhur İttifakı’nı muhafaza edebilmenin yanı sıra kazanacak aday bulamaması” diyen Bozkurt, şöyle devam etti: “İstanbul’da İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, Millî Görüş geçmişi nedeniyle Tevfik Göksu için bastırıyor. Partinin yönetiminde “genç kanat” olarak adlandırılan önemli ve güçlü klik, damat Selçuk Bayraktar’ın aday yapılması için çok çabalıyor. Erdoğan’ın gönlünde ise Murat Kurum var. (AKP’de Berat Albayrak deneyiminden sonra ikinci damat vakası yaşanması istenilmiyor. O nedenle Bayraktar’a ciddi bir biçimde sıcak bakmayan var.)
Ankara’da da Erdoğan, eski Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u çağırarak belediye başkan adaylığı konusunda görüşlerini sordu. Selçuk olumlu bakmadığını iletti. Bu Erdoğan açısından aslında mesele değil. İkna edebilirdi. Ama etmedi çünkü Selçuk’a parti içinde çok ciddi direnç var. Ve direncin nedeni de AKP standartlarının hayli üzerinden “Atatürkçü” olması. Ankara’da halen Turgut Altınok favori gözüküyor. Ama burada da parti içi klikler arası ciddi bir mücadele var. (Evet AKP içinde hem klikler, hem de klikler arası mücadele var.)
‘ERDOĞAN, EKONOMİ YÖNETİMEN TESLİM OLMUŞ VAZİYETTE’
Bozkurt, ekonomi yönetiminin son zamanlarda medyada çok görünür olduğunu dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı: “Çünkü siyasilerin ekonomi ile ilgili söylediklerine artık AKP seçmeni bile inanmıyor. Buna Erdoğan da dahil. Oradaki sıkıntı ise hayli büyük. Erdoğan ekonomi yönetimine tamamen teslim olmuş vaziyette. Bu seçimi kaybettirecek kadar büyük teslimiyet. Şimşek 2024 yılı planlamasını yapmış durumda. Memur ve emeklinin maaşı 2024 yılında ön görülen enflasyondan fazla zam göremeyecek. Yani yüzde 36 ya da en çok 40.
Erdoğan belki siyasi hayatında ilk kez kaybedeceğini bildiği, hesapladığı bir seçime giriyor. Mutlaka bir “B” planı vardır, bunu da unutmamak lazım. Genel başkanı olduğu partinin oyu milletvekili seçimlerinde bile yüzde 35’e düşmüş durumda. Yani yerel seçimlerde yüzde 30’a hatta daha da altına inebilir. Bu da 14 Mayıs seçimlerinin ardından Millet İttifakı’nda yaşanan tartışmalara, türbülansa bu sefer Cumhur İttifakı’nın ev sahipliği yapacağı gibi bir durum da ortaya çıkarabilir…”