Batman'ın Gercüş ilçesine bağlı bir köyde 15 yaşında bir çocuğun, karın ağrısı şikayeti ile gittiği hastanede gebe olduğu ve tecavüze uğradığı ortaya çıkmıştı. Olaya ilişkin çocuğun şikayeti üzerine aynı köyden M.A. ve V.A. adlı iki erkeğin tutuklandı. Soruşturma kapsamında, cinsel istismar ve fuhuş iddiası ile aralarında uzman çavuş, polis ve korucuların da bulunduğu 27 erkeğin isminin geçtiği, fakat 11 erkeğin isminin soruşturma dosyasına eklendiği ortaya çıktı. 15 yaşındaki çocuğun yanı sıra aynı köyden olan iki kadının da fuhuşa sürüklendiği iddiası yer aldı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, son dönemlerde bölge kentlerinde yaşanan benzer vakaları değerlendirdi. Türkiye'de kadına yönelik şiddet, tecavüz ve istismar vakalarının artarak devam ettiğine dikkat çeken Başaran “İktidarın yürütmüş olduğu siyaset, kadını yaşamın dışına iten, tekçi rejimi oluşturmaya çalışan ve makbul kadın çizgisinden çıkan bütün kadınları hedef haline getiren bir anlayış” dedi.
SAVAŞ BÖLGESİ
Savaş politikalarına işaret eden Başaran, “Küçük yaşta çocukları teslim alma siyasetlerinin bir parçasıdır. Ama Kürdistan'da yürütülen politikayı ayrıca değerlendirmek gerekiyor. Çünkü tecavüz savaşın bir parçasıdır. Bugün Kürdistan topraklarında kadına yönelik şiddetin normalleştirilmesi, erkek egemenliğinin yükseltilmesi aslında yürüttüğünüz paradigmanın hakikatinden bizi uzaklaştırmak, bu tekçi rejime entegre etme çabalarıdır. Bu sadece o kişiler tarafından işlenen suçlar değildir. Özellikle kolluk kuvvetlerinin gerçekleştirdiği suçlar tesadüf değil. Gülistan Doku'nun kaybolması tesadüf değil. Mardin'de, Şırnak'ta, Van'da yaşanan vakalar tesadüf değildir” ifadelerini kullandı.
‘SOYLU HEDEF ALDI’
Dünyanın bir çok yerinde benzer yöntemlerin kullanıldığını dile getiren Başaran, Bosna'dan Rojava'ya kadar bu yöntem ile toplumu teslim alma amacının yürütüldüğünü söyledi. Uzman Çavuş Musa Orhan tarafından tecavüz edilerek ölüme sürüklenen İpek Er'i hatırlatan Başaran, Er olayında olduğu gibi Gercüş olayında da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun gerçeği ortaya çıkaranları hedef tahtasına koyduğunu belirtti. Topluma öncülük eden kadının hedef alındığını kaydeden Başaran, şöyle devam etti: “Eğer kadın varsa demokrasi vardır. Eğer kadın özgürse toplum özgürleşir ve gelişir. İşte tam da bu nedenle kadınlar hedef alınıyor. Çünkü şu anda iktidarın kurmak istediği bir sistem var. Bu sistemin içerisinde kadın olması demek siyasetlerinin çökmesi demek. Kadınlar toplumsal özgürlüğün öncüsü olduğu için, demokratik ulus paradigmasının kurucularından olduğu için hedef haline geliyor.”
GİZLİLİK KARARI
Gercüş olayında dosyaya gizlilik kararı konulmasının gerçekleri örtbas etme çabası olduğunu belirten Başaran, “Dosyaya gizlilik kararı konulduğu için avukat dosyaya ulaşamıyor. Yayın yasağından dolayı gazeteciler araştıramıyor. Olay ortaya çıktığından beri iktidar olaya retçi bir anlayış ile yaklaşıyor. İktidar bir olayı ilk anından beri reddediyorsa orada daha büyük bir olay vardır. Böyle olunca da sesini yükselten kadınlar hedef alınıyor. Olayı ortaya çıkaranlar hakkında soruşturma açılıyor. İktidarın yapması gereken buna karşı itiraz edenlere soruşturma başlatmak, yayın yasağı koymak, habere erişimi engellemek, muhabiri tehdit etmek değildir. Yapması gereken bu mesele ile ilgili olan iddiayı araştırmaktır” diye konuştu.
‘OLAYIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’
İpek Er olayında olduğu gibi Gercüş'te de olayın peşini bırakmayacaklarını dile getiren Başaran, “Kamuoyunu bilgilendirmekten bu konuda mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Tehditlere boyun eğmeyeceğiz, bu iddiaların araştırılması için elimizden geleni yapacağız. Hem alanlarda, meydanlarda hem de mecliste bu meselelerin takipçisi olacağız. Ayrıca yargılama aşamasında da bu meselenin takipçisi olup, failler ceza alana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” diye belirtti.
Kamuoyuna duyarlılık çağrısı yapan Başaran, şunları söyledi: "Bir savaş politikası, savaş aracı haline geçmiş bu yöntemler karşısında örgütlenerek, dayanışarak bu süreci atlatabiliriz. Ses yükseltmediğimiz her meselenin ise üstü kapatılır.”
Mezopotamya Ajansı / Fethi Balaman