Atina Üniversitesi öğretim üyesi, yazar Prof. Dr. Cengiz Aktar, Rojava'nın statüsünün Türkiye tarafından kabul edilip edilmemesinin bir önemi olmadığına işaret etti.
Aktar, "Türkiye Şam yönetimi üzerinden baskı oluşturuyor. Bu baskılar sonucu Kürtler ile bir müddet konuşmadılar ama tekrar konuşmaya başladılar. ABD, İngiltere ve Fransa da devrede… Bir ara yol bulmaya çalışıyorlar. Orada, Ankara’nın dediği gibi olmayacak.” dedi.
Mezopotamya Ajansı'na konuşan Cengiz Aktar, devlet ve AKP-MHP’nin sorunu sadece “silah bırakmak” üzerinden ele aldığını söyledi.
Aktar, "PKK, YPG silah bırakacak’ diyorlar. Abdullah Öcalan’ın ev hapsinden söz ediliyor. Bunlar dışında Kürt siyasi hareketinin talepleri konusunda bir adım yok. Anadilde eğitim, Kürtçe ve lehçeleri ile bir gelişme yok. Cezaevindeki siyasetçilerin durumu ile ilgili bir adım yok. Demirtaş, Yüksekdağ ve Mızraklı ile ilgili olumlu bir söylem bile yok. Bir dolu insan daha var. Bunlar ile ilgili bir şey yapılacak mı? Genel af çıkacak mı? Hiçbir şey yok. Zaten kendisi de 'yok' diyor. Kendi seçmenine ‘Telaşlanmayın, böyle bir şey olmayacak’ diyor. Olmayan bir şeyin üzerinden, durumdan vazife çıkarmanın manası yok. Çok dikkat etmek lazım." ifadelerini kullandı.
Kürt siyasi hareketinin taleplerinin net olduğunu belirten Aktar, "Senelerdir aynı şeyler söyleniyor. Bunlar masada olacak mı olmayacak mı? Bir taraftan kayyım atıyor, bir yandan masaya dahil ediyor. Böyle bir diyalog olur mu? Benim aklım almıyor" dedi.
"'YPG silah bıraksın' diyor. 100 bin kişilik ordu silah bırakır mı? Ayrıca niye bıraksın? Ordunun yüzde 60’ı Arap zaten. Sadece Kürtler yok" diyen Aktar, "Ankara ne diyor? ‘Bu orduyu lağvet’ diyor. Olur mu böyle şey? Ankara’ya güvenip mi lağvedecek? SMO denilen çapulcu sürüsü, çeteler hala saldırılarını sürdürüyor. Bunların Suriye’nin geleceği ile alakası yok. Bunlar Kürt, Özerk Yönetim düşmanı. Türkiye’nin güdümünde saldırıp duruyorlar. Böyle bir şey olabilir mi?” sorusunu yöneltti.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin statüsünün Türkiye tarafından kabul edilip edilmemesinin bir öneminin olmadığını belirten Aktar, şöyle devam etti:
"Bu Ankara’nın işi değil ki. Şam’ın işi. Şam karar verecek. Masaya oturup konuşacaklar. Burada önemli olan Rojava yönetiminin masada olabilmesidir. Şu anda da masada değil ve bu normal bir şey de değil. Ancak Şam yönetimi ile konuşmaya başladılar. Bu nedenle Türkiye’nin kabul edip etmemesi çok önemli değil. Ancak Türkiye Şam yönetimi üzerinden baskı oluşturuyor. Bu baskılar sonucu Kürtler ile bir müddet konuşmadılar ama tekrar konuşmaya başladılar. ABD, İngiltere ve Fransa da devrede… Bir ara yol bulmaya çalışıyorlar. Orada, Ankara’nın dediği gibi olmayacak.
Türkiye, bunu (Kuzey ve Doğu Suriye) güvenlik tehlikesi olarak görüyor. Ne alakası var diyenler olabilir. Bunlara hak veriyorum. Hiçbir alakası yok. Rojava tarafından Türkiye tarafından bir kurşun sıkılmadı bu güne kadar. Bir taş atılmadı. Ama Türkiye tam tersine algılıyor. Ayrıca batılılara da ‘Türkiye’nin meşru güvenlik endişeleri’ diye bir laf ortaya attılar ve kabul de ettirdiler. Kim gelse bunu papağan gibi tekrar ediyor. Nedir diye sorduğunda kimse yanıt vermiyor. Ne endişesi? Ancak unutmamak lazım; Türkiye’nin bu politikasında bir değişiklik olmayacak."