Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 1 yıllık şiddet raporunu Özgürlük için Hukukçular Dernegi'nde (ÖHD) açıkladı. Çok sayıda kadın aktivistin katıldığı açıklamada basın metnini Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden Cansel Talay, rapor verilerini ise yine Kadın Hakları Merkezinden Songül Argünağa okudu.
Diyarbakır’da son bir yılda 11 kadının erkek şiddeti sonucu hayatını kaybettiğini kaydeden Talay, mülteci ve LGBT+’lara yönelik şiddetin de arttığını söyledi.
YARGI TACİZİ
Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi'nde yaşanan hak ihlallerine de değinen Talay, 70 tutukludan 47’sinin yaşamsal risk taşıyan hastalıklarının mevcut olduğunu aktardı. Talay, pandemide Kovid-19’a yakalanan tutukluların sağlığa erişemediklerini ve karantina sürelerinin defalarca uzatılmasının, bir cezalandırma yöntemine dönüştüğünü söyledi. Kadınlara dönük yargı operasyonlarının da hız kesmeden devam ettiğine dikkati çeken Talay, “Geçtiğimiz günlerde TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan yürüttüğü kadın mücadelesi sebebiyle yargılandı ve 30 yıl hapis cezasına mahkum edilerek tutukluluk halinin devamına karar verildi. Verilen bu mahkumiyet kararıyla Kürt kadın mücadelesinin kriminalize edilmesi hedeflenmiştir” dedi.
ÖZEL SAVAŞ
Talay, Diyarbakır’da ve bölgedeki diğer illerde yer alan kafelerde, gençlerin gittiği mekanlarda uyuşturucu maddeye ulaşmanın kolaylığı, kolluk tarafından sıkı bir denetimin ve özenli bir yaklaşımın olmadığını gözlemlediklerini söyledi. Özel savaş politikalarına değinen Talay, uygulanma alanlarına ilişkin şunları söyledi: “Kadınlar, flörtle başlayan ve daha sonra tacizle süren tuzaklara düşürülerek, şantaj ve tehditle pazarlanmakta veya uyuşturucu madde verilerek fuhuşa zorlanmaktadır. Genç kadınların çeteleşmiş kamu görevlileri tarafından cinsel şiddete maruz kaldıktan sonra sistemin tüm mekanizmaları tarafından görülmediği, duyulmadığı ve yapılan tüm şikayetlerin takipsizlikle sonuçlandığı bir süreçle, bu kadınlar defalarca şiddete maruz kalmaktadır. Hakaret, tehdit, şantaj, darp edilme, intihara zorlama gibi farklı uygulamalarla kadınlar sindirilmeye ve şikayetlerini geri çekmeye zorlanmaktadır. Tüm bu şiddet sarmalı bir sistem politikası olarak iyice açığa çıkmıştır.”
ARTAN İSTİSMARLAR VE CEZASIZLIK
İstismar vakalarının gün geçtikçe daha vahim boyutlara ulaştığına dikkati çeken Talay, son zamanlarda özellikle Diyarbakır ilçelerinde yaşanan ve failin kamu görevlisi olduğu birçok vakanın yaşandığını hatırlattı. Failin kamu görevlisi olduğu dosyaların kapatılmaya çalışıldığını belirten Talay, hem toplumsal hem de adli makamlar nezdinde cezasızlık politikalarının devreye konulduğunu söyledi.
‘VAZGEÇMİYORUZ’
Cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan her türlü şiddete karşı mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Talay, “Derinleşen cezasızlık politikasına, kadın aktivistlere dönük operasyonlara ve haksız gözaltı uygulamalarına, şiddetle mücadelede yasal düzenlemelerin uygulamasındaki eksiklik ve özensizliklere, medyanın şiddeti normalleştiren ve kanıksayan diline, artan kadın cinayetlerine dair çözüm arayışının olmayışına bu mücadele gününde bir kez daha itiraz ediyoruz” dedi.
ŞİDDET VERİLERİ
Kadın Hakları Merkezinden Songül Argünağa ise 26 Ekim 2020 ve 15 Ekim 21 arasında topladıkları verileri şu şekilde sıraladı:
"*Diyarbakır ilinde 11 kadın erkek şiddeti ile hayatını kaybetmiş, 4 kadın ise bu saldırılardan yaralı olarak kurtulmuştur.
*Diyarbakır Barosu’nun CMK (Ceza Muhakemesi Kanunu) verilerine 18 yaş üstü 161 kadın kasten öldürme, yaralama, cinsel saldırı ve cinsel taciz, hakaret, tehdit ve şantaj suçlarının mağduru olmuş, ve mağdur sıfatı ile adli işlemlere tabi tutulmuşlardır.
* 6 kadının intihara teşebbüs ettiği belirlenmiştir.
*909 kadın boşanma talebi ile ücretsiz avukat temini için Diyarbakır Barosu Adli Yardım birimine başvuruda bulunmuştur.
*402 kadın nafaka davası açabilmek talebi ile ücretsiz avukat temini için Diyarbakır Barosu Adli yardım birimine başvuruda bulunmuştur.
*Diyarbakır Barosu adli yardım birimine başvuru yapan kadınların 965’i değişik türlerde şiddete maruz kaldıklarını bildirmişlerdir. (Psikolojik şiddet 840, cinsel şiddet 347, ekonomik şiddet 888, sosyal şiddet 404, fiziksel şiddet 952, sözlü şiddet 965) Başvuru yapan 441 kadın ise hangi şiddet türüne maruz kaldıklarına cevap vermedi.
*36 mülteci kadın şiddete maruz kaldığı gerekçesiyle kurumlara başvuru yapmıştır. (Psikolojik şiddet 9, cinsel şiddet 3, ekonomik şiddet 4, sosyal şiddet, fiziksel şiddet 4, sözlü şiddet 9)
*21 LGBTİ+ birey, şiddete maruz kaldığı gerekçesiyle kurumlara başvuru yapmıştır. (Psikolojik şiddet 6, cinsel şiddet 1, sosyal şiddet 4, fiziksel şiddet 4, sözlü şiddet 6)
*168 kadın kentte bulunan ağ bileşeni derneklere şiddet başvurusunda bulunmuştur. Bunun yanında 46 kadın cezaevinden şiddet başvurusunda bulunmuştur.
*1 kadın için bileşen kurumlara kayıp bildirimi yapılmıştır.
*970 Kadın Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) aracılığıyla sığınaklara yerleştirilmiştir. Yine ŞÖNİM’lere yansıyan bireysel görüşme ve rehberlik desteği, 183 Alo Şiddet hattı, CİMER başvurusu, aile içi şiddet vakaları ve danışmanlık hizmeti şeklinde kayıt gören 5 bin 373 vaka mevcuttur.
*Gözaltına işkence gördüğü gerekçesiyle 23 kadın STK’lere başvuruda bulunmuş, bunun yanında 18 kadın ise tutuklu kaldıkları süreçten sonra sağlık tedbiri için kurumlara başvuru yapmıştır.
*1 kadın için bileşen kurumlara mobbing başvurusu yapılmıştır.
*3 kadın için bileşen kurumlara Diyarbakır ili dışından başvuru yapmıştır.
*Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde çeşitli hukuksuz uygulamalarla şiddet boyutuna varan hak ihlallerinin yaşatıldığı başvurucu kadınlar tarafından ifade edilmiştir.
*Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı kolluk güçlerince gözaltı işlemi uygulanan kadınlara dönük şiddet uygulandığı ve hak ihlalleri yaratıldığı başvurucu kadınlar tarafından beyan edilmiştir."