İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" şiarıyla her hafta düzenlenen eylemin 774’üncüsünü gerçekleştirdi. Amed'te yağan yağmura rağmen aileler, Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya gelerek bir kez daha kayıpların akıbetini sordu. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme, kentteki çok sayıdaki sivil toplum örgütü temsilcisi de destek verdi.

 ‘ADALET ARAYIŞINA KULAK VERİN’

Kayıp hikayesi okunmadan önce konuşan İHD Amed Şube Başkanı Ercan Yılmaz, Türkiye’de kategorik hak ihlallerin birçoğunun Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklandığını belirtti.  

TOPLUMSAL YÜZLEŞME

Eylemde katılan Amed Baro Başkanı Nahit Eren ise bu ülkede Kürt sorununun çözümsüzlüğünün en ağır faturasının 1990’lı yıllarda verildiğini söyledi. Eren, “90’lı yıllarda insanlar zorla evlerinde alınarak uzak bir yerde katledilerek cenazeleri dere yataklarına atıldı. Ya da ailelerinden uzak ve haber verilmeden gizli bir şekilde defnedildi. Tam 40 yıl aradan geçmesine rağmen hala bu insanların akıbeti soruluyor. Ancak yetkiler ailelere tek bilgi daha vermiyor. Bu zaman zaman dava dosyalarına da yansıyor. 1990’lı yılarda ne tür cinayetlerin yaşandığı ne tür insan hakları ihlali yaşandığı soruşturma makamlarında duyuluyor. Maalesef yine mağduru Kürtler olduğu için tek bir soruşturma veya yargılama yürütülmüyor. 90’lı yıllara ait ağır insan haklarına dair dönemin kolluk kuvvetleri hakkında davalar açıldı. Ancak bu davalar batı illerine nakledildi. Bu davalar klasik cezasızlık politikası ve zaman aşımı kavramıyla tek tek kapatıldı. Ya da beraatla sonuçlandırıldı. Hak savunucuları olarak kayıp yakınlarını yanında olduğumuzu belirtiyoruz. En temel hakları olan defnetme hakkı, yakınlarını mezarlarına ulaşma hakkını bir kez daha yetkilere hatırlatıyoruz. Eğer geçmişimizle yüzleşmezsek, toplumsal sorunlarımızla yüzleşmezsek, sağlıklı bir gelecek inşa edemeyiz” şeklinde konuştu. 

Bu haftaki eylemde 1994’te Şirnex’in Cizîr ilçesinde gözaltına alındıktan 4 gün sonra Cizîr-Hezex yolu arasında boş arazide cenazesi bulunan Hasan Esenboğa’nın hikayesi okundu. Hikayeyi İHD Amed Şube Kayıp Komisyon Üyesi Berfin Elçi okudu. 

‘BÊNAT KÖYÜ ASKERLER TARAFINDAN  YAKILDI’   

Esenboğa’nın hikayesi şöyle: “1994 yılı başlarında korucu olmayı reddeden Bênat (Kırkağaç) köyü askerlerce yakıldı. Köylüler eşyalarını toplamaya bile izin verilmeden evlerinden çıkartıldı, askerler her tarafa rengi sarıya çalan bir toz döküp tüm köyü ateşe verdi. Bunun üzerine Esenboğa ailesi Fındıklı köyüne yerleşti ancak koruculuk dayatması devam etti. Korucu olmayı reddettikleri için askerler köyün gençlerini örgüte yardım ettikleri iddiasıyla gözaltına almaya devam etti. 

6 KİŞİDEN HABER ALINAMADI

 13 Ağustos 1994 tarihinde Fındık Bölge Jandarma Karakoluna bağlı askerler köye bir operasyon düzenleyerek tüm evlerde arama yaptı ve daha sonra da aralarında Hasan Esenboğa'nın ağabeyi Bahri Esenboğa'nın da olduğu altı kişiyi, İlhan İbak, Ahmet Özdemir, Fikri Şen, Ahmet Özer, Bahri Esenboğa ve Mehmet Dayan'ı, gözaltına aldılar. Bu altı kişiden sadece Mehmet Dayan yaklaşık bir ay sonra serbest bırakıldı, geri kalanlardan bir daha haber alınamadı. 

ARACA ZORLA BİNDİRDİKLERİNİ GÖRENLER VAR

Şenyaşar davasında tutuklular hakkında tahliye kararı Şenyaşar davasında tutuklular hakkında tahliye kararı

Hasan Esenboğa ağabeyi ile diğer dört köylü hakkında çıkartılan milis söylentilerinin ve gözaltına alınmalarının para için olduğunu düşünüyordu; ağabeyinin akıbetini öğrenebilmek için çok uğraştı. Bahri Esenboğa ve diğer dört köylü zorla kaybedildikten yaklaşık dört ay sonra, 25 Aralık 1994'te Hasan Esenboğa hayvanları için saman almaya Cizre'ye gitti ve bir daha geri dönmedi. Cizre'nin en işlek caddelerinden Dörtyol'da içinde Cemal Temizöz'ün de olduğu beyaz bir araca zorla bindirildiğini görenler vardı ancak korktukları için hiçbiri tanıklık yapmak istemedi. Hasan Esenboğa'nın cenazesi dört gün sonra Cizre-İdil yolu üzerindeki boş bir arazide köylüler tarafından bulundu. Eşi savcılığa dilekçe verdiyse de bir sonuç alamadı. Esenboğa ailesinin tüm çabasına rağmen hukuki süreçte herhangi bir gelişme olmadı. 

ADALET MÜCELEMİZDEN VAZGEÇMİYECEĞİZ

Biz insan hakları savunucuları ve cumartesi insanları olarak bu topraklarda bir devlet politikası olarak uygulanan gözaltında kaybetme suçunda hesap verebilirliğin sağlanması ve hakikatin ortaya çıkarılması için mücadele ediyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin; zorla kaybettirilen ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban giden insanlarımız için adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi yineliyoruz” şeklide konuştu.

 ÊLIH’TE 610’UNCU EYLEM

Êlih’te ise İHD ve kayıp yakınları, 610’uncu eylem için Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun failler yargılansın” pankartının açıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Eyleme kayıp yakınları, insan hakları savunucuları, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Êlih Barosu, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticileri katıldı.  

TAYBET İNAN UNUTULMADI

Bu haftaki eylemde, Şirnex’in Silopiya (Silopi) ilçesinde 14 Aralık 2015 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının 5’inci gününde katledilen ve cenazesi 7 gün sokak ortasında bekletilen Taybet İnan’ın hikayesi okundu. Hikayeyi İHD Şube Sekreteri Rezan Baytar okudu.

Okunan hikayede, Taybet İnan’in oğlu Mehmet İnan’ın "Biz sevgi nedir hiç dile getirmezdik, ama bir sarılması vardı dünyaya değerdi, binlerce söz gelse anlatamazdı o sevgiyi. Annem tamı tamına 7 gün sokakta kaldı. Hiçbirimiz uyuyamadık, köpekler gelir, kuşlar konar diye, o orada yattı biz 150 metre ilerisinde öldük...’’ sözlerine yer verilerek, “Taybet Ana'nın hikâyesi; çaresizliği, güçsüzlüğü, umutsuzluğu en derin hissettiğimiz olaylardan! Soruyoruz, ‘sizin annenizin cenazesi kara kışın ortasında 7 gün, tam 7 gün sokak ortasında kalsaydı ne yapardınız? İnsan Hakları Êlih Şubesi olarak Taybet Ana’nın şahsında tüm kaybedilenlerin akıbetinin biran evvel ortaya çıkarılmasını ve sorumluluğu olan herkesin hesap vermesini istiyoruz. Bir kez daha çağrı yapıyoruz; acılı anaların yüreklerini bir nebze rahatlatmak için, Cumartesi Anneleri’nin kayıp çocuklarına ne olduğunun araştırılmasını, ülke tarihinin karanlık sayfalarına ışık tutulmasını ve bu kara lekenin temizlenmesini istiyoruz” denildi. 

  

CIZÎR'DE AÇIKLAMA

İHD Şirnex Şubesi de, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eylemi için Cizîr (Cizre) ilçesinde bulunan Sanat Sokağı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Çok sayıda kişinin katıldığı çıklamada konuşan İHD Şube Eş Başkanı Haşim Tuğurlu,  kayıp yakınlarının 774 haftadır oturma eylemlerini sürdürerek yakınlarının akıbetini sorduğunu hatırlattı. Bu haftaki oturumda 25 Aralık 1994’te  Cizîr ilçesine bağlı Bênat Köyünde gözaltında kaybettirilen Hasan Esenboğa’nın hikayesi paylaşıldı. 

CUMARTESİ ANNELERİ

 Cumartesi Anneleri'ne destek için farklı kentlerde yapılan açıklamalarda, "Cumartesi Anneleri’nin haklı taleplerinin arkasında durmaya devam edeceğiz” mesajı verildi.

Kaybedilen ve katledilen yakınları için yıllardır mücadele verip baskı, yasak, şiddet ve engellemelerle karşılaşan Cumartesi Anneleri'ne destek için farklı kentlerde açıklamalar yapıldı

MERSİN 

Mersin’de İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) şubeleri, Cumartesi Anneleri/İnsanları’na destek amacıyla Özgür Çocuk Parkı’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) il ve ilçe örgütleri, Mersin Çevre Platformu üyelerinin de aralarında olduğu birçok kurum temsilcisi katıldı. 

“Cumartesi Anneleri yalnız değildir” pankartı açıldığı açıklamada, ilk olarak İHD Mersin Şube Sekreteri Bekir Sıtkı Keçeci konuştu. 

‘ISRARLI MÜCADELE ANAYASAL HAKLARIN KULLANIMINI SAĞLIYOR’

Galatasaray Meydanı’nda 30 hafta boyunca insanların ters kelepçelerle gözaltına alındığını hatırlatan Keçeci, buna karşı Türkiye’nin birçok ilinde yürütülen kararlı mücadele sonucunda Galatasaray Meydanı’nın annelere yeniden açıldığını ifade etti. Keçeci, devamında şunları ifade etti: “Bu haftadan itibaren sadece basın açıklaması ve gösteri yürüyüşleri hakkında devletin kısıtlaması, anayasal güvence altına alının hakların kısıtlanması noktasında basın açıklaması yapacağız. 16 Aralık Cumartesi günü Şenyaşar Ailesi aramızda olacak. O basın açıklamasında da adaleti anlatacağız burada. Şunu gördük ki ısrarlı mücadele ve birlikte dayanışma bizim anayasal haklarımızın kullanılmasını sağlayabiliyor.” 

‘CUMARTESİ ANNELERİNİN ARKASINDA DURMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

ÖHD avukatlarından Özgür Çağlar ise konuşmasında toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkının Anayasal güvence ile korunduğunu kaydetti. Bu hakkın kullanımının izne tabi olmadığını vurgulayan Çağlar, “Bu hak toplumun ve insanların ihtiyacıdır. Cumartesi Anneleri’nin haklı taleplerinin arkasında durmaya devam edeceğiz” dedi. 

HATAY

İHD İskenderun Şubesi de, 10 Aralık İnsan Hakları Haftası nedeniyle konteynerda basın açıklaması yaptı. Çok sayıda insan hakları savunucusunun katıldığı açıklamada basın metnini İHD Şube Eş Başkanı Coşkun Selçuk okudu. 

Ülkede giderek derinleşen hak ihlallerine ve adaletsizliğe dikkat çeken Selçuk, "İktidarlar eliyle gerçekleştiği için önlenebilir olan Türkiye ve dünyadaki bu kötücül sürecin son bulması ve barışçıl, demokratik, insan haklarına dayalı bir ortak yaşam idealini geliştirmek için çok daha fazla çaba göstereceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz" dedi.

RIHA

Riha'da da İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi, Cumartesi Anneleri ile dayanışmak amacıyla açıklama yaptı. Riha Barosu önünde yapılan açıklamaya İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, kayıp yakını ve aynı zamanda İHD Colamêrg Şube yöneticisi Eren Baskın, İHD Semsûr şubesi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Milletvekili Dilan Kunt Ayan, Riha Baro Başkanı Abdullah Öncel Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ile birçok kurum temsilcisi katıldı. 

Açıklama metnini İHD Şube Yöneticisi Avukat Nahide Aslan Polat okudu. Polat, Riha’nın Girê Sor (Siverek) ilçesinde 1990 yılında taksicilik yaptığı sırada kaçırılan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Adnan Bağca’nın (32) akıbetini sordu. 

COLEMÊRG 

İHD Colemêrg Şubesi, Gever (Yüksekova) ilçe merkezinde basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya İHD yöneticileri, Gever Barış Anneleri Meclisi üyeleri ve HEDEP yöneticileri katılım sağladı. Fotoğraf ve pankartların açıldığı açıklamada İHD Colemêrg Şube Sekreteri Pınar Zengin konuştu. Açıklamada, Şemzînan'da (Şemdinli) Ormancık mezrasında Temmuz 1994’te Jandarma tarafından katledilen Hayrullah Öztürk'ün akıbeti sorularak, yaşam hikayesi okundu. 

Açıklama yapılan oturma eylemiyle son buldu.