Van'ın Erciş ilçesinde bulunan Erciş A Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaklaşık 11 aydır tutuklu bulunan Mustafa Güven (35) koronavirüsü (Covid-19) nedeniyle vefat etti. Cenazeyi almak için Osmaniye’den Erciş’e gelen Güven’in akrabası Mehmet Polat, yaşanan ölümün ihmal sonucu olduğunu belirterek, Güven’in 15 gün yoğun bakımda kaldığını fakat aileye haber verilmediğini ifade etti. Polat, "Öldükten sonra tahliyesini verdiler. Bu nasıl adalettir, anlamış değilim” dedi.

Güven’in avukatı Ebubekir Dikmen ise müvekkilinin durumunun ağırlaşması üzerine ara celse açıldığını ve tahliye edildiğini söyledi. Güven’in hastaneye kaldırılmadan önce cezaevi yetkililerine Covid-19 belirtileri taşıdığını söylemesine rağmen hastaneye götürülmediğini belirten Polat, Güven’in durumu ağırlaştıktan sonra hastaneye kaldırıldığını aktardı.

Aynı cezaevinde tutuklu olan ve bugün tahliye edilen Mehmet Bayden ise 13 kişilik koğuşta 33 kişinin kaldığına dikkat çekti. Yer olmadığı için çoğu kişinin yerde yattığını aktaran Bayden, “Yemek yiyecek yer yoktu. Çoğu zaman yemeklerimizi avluda yiyorduk. Cezaevinde bulunan herkes hasta ve böyle devam ederse toplu ölüm haberleri alacağız” ifadelerini kullandı.

Telefonla ulaştığımız cezaevi yetkilileri konu hakkında açıklama yapma yetkilerinin olmadığını söyledi.

‘MÜVEKKİLİM HASTANEYE ÇOK GEÇ KALDIRILDI’

Yaşanan ölümün tamamen ihmalden kaynaklandığına söyleyen Mustafa Güven’in avukatı Ebubekir Dikmen ise yaptığı ziyaretlerde müvekkilinin hasta olduğunu gözlemlediğini bu nedenle müvekkilinin hastaneye kaldırılması konusunda defalarca cezaevi idaresine talepte bulunduğu ancak buna rağmen talebinin dikkate alınmadığını dile getirdi.

“Bizzat kendim cezaevi yönetimiyle müvekkilimin hasta olduğunu ve hastaneye götürülmesi gerektiği konusunda defalarca konuştum” diyen Dikmen, “İkinci bir görüşmeye gittiğimde bulunduğu odada birçok kişinin Covid-19'a yakalandığını Mustafa’nın yere düşerek bayıldığını, bayıldıktan sonra hastaneye kaldırıldığını öğrendim” şeklinde konuştu.

Dikmen, “müvekkilinin durumunun ağırlaşması üzerine apar topar tahliye kararı verildiğini” söyledi: “İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan alınan bir raporla Erciş Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 'Hapishanede Kalma Koşulları Oluşmadığı' gerekçesiyle resen celse açılıp tahliye edildi.”

‘AYNI ODADA BİRÇOK İNSAN COVID-19 HASTASI’

Dikmen müvekkilinin bulunduğu odada birçok kişinin Covid-19'a yakalandığını ifade ederek, “Bazılarının hastanede halen tedavilerinin devam ettiğine ilişkin bilgiler aldık. Bizler şunu belirtmek istiyoruz; cezaevleri ıslah yerleridir. Cezaevinde kalan insanlar devletin sorumluluğu altındadır. Onların sağlığından onların yaşamından devlet sorumludur” dedi.

‘CEZAEVİNDEKİLERİN ÇOĞU KUSUYOR VE ÖKSÜRÜYORDU’

Covid-19 süreci sebebiyle müvekkilleriyle görüşmelerin telefon üzerinden yapıldığını aktaran avukat Dikmen, şunları söyledi:

“Cezaevinde telefon görüşmeleri avluda yapılıyor. Bu nedenle müvekkillerimde telefon görüşmesi yaptığımda içinde bulundukları yaşam koşullarını da görebiliyordum. Camın diğer tarafında yani avluda yaşanan hastalıklara bire bir tanık oldum. Kimisi kusuyordu, kimisi öksürüyordu. Cezaevinde hastalık kendisini açık olarak gösteriyordu. Hastalığın kol gezdiği bu hapishanede insanlar iç içe, bir izolasyon ve önlem maalesef yok.”

Dikmen, Erciş A Tipi Kapalı Cezaevi'nin hiçbir standarda uygun olmadığını bu nedenle cezaevinin derhal kapatılması gerektiğini söyledi.

Erciş'te görevli polis memuru evinde ölü bulundu Erciş'te görevli polis memuru evinde ölü bulundu

‘CEZAEVİ ÇOK KALABALIK, İZOLE ETMEK MÜMKÜN DEĞİL’

14 kişilik odalarda herkesin yan yana yattığını dile getiren Ebubekir Dikmen, “Cezaevinde kalan insanlardan aldığımız bilgilere göre, 14 kişilik odaların sayıları 30 kişiye kadar çıkarılıyor. İnsanlar yan yana yatıyor. Bu nedenle odaların izole edilme durumu yok. Hastalık yayılıyor, bahse konu olan cezaevinde hijyenin ve korunmanın imkânı yok” diye konuştu.

‘ÖLDÜKTEN SONRA TAHLİYE ETTİLER’

Akrabasının hastalığı konusunda cezaevi yönetiminin kendilerine bilgi vermediğini ifade eden Mehmet Polat, “Akrabam aylardır haksız yere yargılanıyordu. Ortada hiçbir somut delil olmamasına rağmen tutuklu bulunuyordu. Ancak öldükten sonra tahliyesini verdiler. Bu nasıl adalettir, anlamış değilim” dedi.

‘MUSTAFA NEFES ALAMIYORDU, DEFALARCA RİCA ETTİK’

Daha önce aynı cezaevinde tutuklu olarak yargılanan ve kısa süre önce tahliye edilen Mehmed Bayden, cezaevi koşullarını şu sözlerle anlattı:

“İçinde bulunduğumuz koşullar insani koşullar değildi. Savaş kampları bile buradan daha iyi. 7’nci koğuş diye bir yer var, oraya bir baksanız, Afrika’daki savaş kampları buradan çok iyidir. Doğru dürüst bir yemek yok, tedavi yok ilaç yok. Defalarca cezaevi müdürüne ve müdür yardımcısına söyledik. Mustafa nefes alamıyordu, öksürünce ölümden beter oluyordu. Defalarca dilekçelerle rica ettik adamı hastaneye götürsünler diye. 13 kişilik yerde 33 kişi yatıyorduk. Nefesimiz birbirimizin yüzüne çarpıyordu. Erciş A Tipi Cezaevi'ne hayvan bıraksanız yaşamaz. Kişi başı çeyrek ekmek veriyorlardı. Benim ismin Mehmet Baydar, beni çağırsınlar burada yaşanan her türlü hukuksuzluğa şahitlik yaparım.”

İddialara ilişkin telefonla ulaştığımız cezaevi yetkilileri, açıklama yapma yetkilerinin olmadığını, konu hakkında yetkili makamların gerektiği durumda açıklama yapacaklarını ifade etti.

Duvar / İdris Yılmaz