HABER MERKEZİ / Erciş 1. Asliye Ceza Mahkemesi’inde bugün görülen duruşmaya “iftira ve yalan haber yapmak” iddiası ile suçlanan Gazeteci Erhan Akbaş, farklı bir dosyadan dolayı tutuklu bulunan gazeteci İdris Yılmaz ve Avukatları Savaş Avcı katıldı. Gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulunan Erciş ilçe Milli Eğitim Müdürü Erol Şimşek ise duruşmaya katılmadı.

Erciş ilçe Milli Eğitim Müdürü Erol Şimşek’in şikayeti üzerine “ İftira ve yalan haber yapmak” iddiası ile gazeteciler hakkında dava açılmıştı.

İlk olarak Tutuklu bulunan gazeteci İdris Yılmaz Elazığ 1. Nolu Yüksek Güvenirlikli Ceza Evinden Ses ve görüntülü bilişim sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı. Önceki duruşmalardaki ifadesini tekrar eden gazeteci İdris Yılmaz Mahkeme hakim’ine “ Son yapmış olduğum savunmamdaki ifadelerimi tekrar ediyorum. Biz gazetecilik yaptık. Kamuyu, toplumu ilgilendiren bir durumu açığa çıkarttık. Bu durumu genel, fikir ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini istiyoruz diyerek beraatimizi talep ediyoruz, dedi.

Yılmaz’n ardından söz alan gazeteci Erhan Akbaş “ Türkiye’de son dönemde bir çok cinsel istismar olayı gündeme yansıdı bunların içerisinde haber yapıpta yargılanan gazeteciler sadece biziz heralde” dedi.

Akbaş Milli Eğitim Müdürü Erol Şimşek hakkımızda kendisine iftira atıp yalan haber yaptığımız iddiası ile şikayette bulunmuş ve 2 maddeden oluşan bir iddianeme savcı tarafından hakkımızda hazırlanmış bunlardan birtanesi istismarın yaşandığı mahallede köy camisinde toplantı olup olmadığı diğeri ise Şimşek ile yapmış olduğumuz telefon görüşmesidir.

“Hakkımızdaki İddiaları çürütecek delillerimiz var”

Hakkımızda hazırlanan bu iddianamenin maddelerini çürütecek somut delillerimiz var elimizde. Biz olay sonrası köye gittiğimizde ailelerden aldığımız beyanlar doğrultusunda haber yaptık. Haberin detayındaki köylü camide toplandı karar aldı, artık okul yönetimi ve milli eğitim müdürü değişmediği sürece çocuklarımızı okula göndermeyeceğiz şeklindeki beyanlar ailelerin bize vermiş olduğu görüşleridir öncelikle bunu belirteyim.

Diğer bir konu ise haberin tarafsızlık ilkesi gereği Erol Şimşek ile haberi yapmadan evvel yapmış olduğumuz 8 dakikalık telefon görüşmesidir.

Şimşek’i aradığımızda kendi sorumluluğunda olan kurumun bir okulunda yaşanan istismar olayı ile alakalı kendisinden görüş almak istemiştik bize şu şekilde bir açıklama yapabilirdi. Bakın arkadaşlar yaşanan olay ile alakalı adli ve idari soruşturma başlattık. Benim açıklama yapma yetkimiz yok ilgili birimler konu ile açıklama yapacaklar size veya ben bu konu hakkında açıklama yapmak istemiyorum diyebilirdi. Bizde haberimizi hazırlarken beyan ettiği şekilde açıklamasına yer verirdik.

Ama bunları yapmak yerine başta olaydan haberi olmadığını telefon görüşmesinde bize söyledi. Gözaltına alınan öğretmenin ve istismar mağduru olan çocukların isimlerini kendisine söylememiz üzerine bu defa iddiaları doğruladı ve bize haberi yapmamamız yönünde baskı kurmaya çalışarak “ Haber yapmayın ben Erciş’i çok seviyorum memleketimizin adı kötüye çıkmasın böyle olaylarla gündeme gelmesin bakın çocuklarda öğretmende Ercişli haber yapmayın lütfen ilçemizin adı bozulmasın” ifadelerini kullandı.

“ Akbaş bizi yargılamayın Erciş Adliyesinin adı kötüye çıkmasın”

Gazeteci Erhan Akbaş mahkeme Hakim’ine ilk duruşmada sormuş olduğu sorusunu hatırlattı. Bize Milli Eğitim Müdürü’nün haber yapmayın Erciş’in adı kötüye çıkmasın demesinin istismarı örtbas etmek anlamına gelip gelmediğini sormuşturnuz bizde evet yaşanan bir olayın üzerini kapatıp, gizleyeret işlenen bir suça ortak olma anlamını taşıdığını ifade ederek istismarı örtbas etmeye yönelik bir eylem olduğunu sorunuza cevaben söylemiştik.

Bu konuda size birde örnek vereyim siz şuan 1. Asliye Ceza Mahkemesinin Hakimi olarak bizi yargılıyorsunuz kalkıp burda size bizi yargılamayın 1. Asliye Ceza Mahkemesinin adı kötüye çıkmasın serbest bırakın gidelim Erciş Adliyesi’nin adı bozulmasın dersem bu ne anlama gelir sizce sonuçta sizin işiniz bu iddialar üzerine hazırlanan bir iddianeme doğrultusunda bizi yargılamaktır böyle bir baskı kurduğumuzda bunun adı size görevinizi yaptırmamak ve işlenen bir suça sizi ortak ve teşvik ediyoruz anlamını taşır buda yine yargılama olmadan olayın ört bas edilmesine yönelik bir eylemdir. Siz nasıl iddialar üzerine şuan bizi yargılıyorsunuz bizde aynı iddialar üzerine haberimizi yapıp gündeme taşıdık bu suç değildir dedi.

“ Farklı bir merkezi okulda yaşanan istismar olayı 5,5 ay boyunca adliyeye yansıtılmadı”

Akbaş bir başka haberimizden bahsedeyim merkezi bir okulumuzda yaşanan cinsel istismar olayı ile alakalı “Biz 3 farklı Cinsel istismar haberi yaptık. Yapmış olduğumuz haberlerin ardından 2 öğretmen tutuklandı. Biz ilk duruşmada dedik ki bizler haber yaptıktan sonra olay adliyeye yansıdı. Milli Eğitim Müdürü de ‘Hayır, ben aynı gün hem adli hem de idari soruşturma başlattım’ dedi. Milli Eğitim Müdürü'nün bu ifadesi mahkeme tutanaklarına geçti. Biz de geçtiğimiz duruşmada soruşturma belgesininin tarihinin incelenmesini talep etmiştik. Biz haberi 22 Mayıs 2017 tarihinde yapmışsız, Milli Eğitim Müdürü de 23 Mayıs 2017 tarihinde savcılığa bildirmiş. Yani bizim yapmış olduğumuz haberden bir gün sonra. Oysa olayın oluş tarihi 29-30 Aralık 2016. Milli Eğitim Müdürlüğü'ne iletildiği tarih ise 3 Ocak 2017. Aynı gün hem idari hem de adli soruşturma başlatılması gerekirken. Bu süre zarfında bir şey yapmamış. Ancak mahkemeye sunmuş olduğumuz belgelere bakıldığında anlaşılıyor ki olayın oluşunun üzerinden 5.5 ay geçiyor ama bir şey yapılmıyor. Bizim haberi yapmamızdan hemen sonra Milli Eğitim Müdürü savcılığa bildiriyor” diye konuştu.

" Bizim değil bizi buraya şikayet edenin yargılanması lazım"

Akbaş genel bir değerlendirme yapacak olursanız ve ortada işlenen bir suç varsa o şuçu biz değil bizi buraya şikayet eden kişi işlemiştir, burda bizim değil onun yargılanması lazım, biz tamamen gazetecilik mesleğimizi icra ettik yalan haber yapmadık, kimseye iftira atmadık yine olsa aynı haberi yazar altına imzamızı atar haberinde sonuna kadar arkasında dururuz. Bu olay sebebiyle aslında mağdur olan taraf biziz diyerek beraatini talep etti.

Gazeteci Akbaş’ın ardından savunma yapan Avukat Savaş Avcı “ Biz esasa ilişkin savunmamızı yapmıştık. Daha öncede söylediğimiz gibi bir suç varsa, bir iddianame dosyası varsa bu iddianamedeki atılı suç ve deliller önemlidir. Müvekkillerimin üzerine atılı suça bakıldığı zaman suç iftiradır. İftiranın tanımını daha önce açıklamıştık.

Davanın konusu olan keklikova mahallesinde yaşanan istismar haber üzerine ve milli eğitim müdürüyle yapılan telefon görüşmelerinden dolayı dava açılmıştır.Davamızın konusu olan istismar şüphelisi sanık halen tutukludur. Haber gerçeğe aykırı bir haber değildir. Soruşturma akabinde kovuşturma konusu olmuş bir haberdir. Bizim burada dikkat etmemiz gereken 2-3 durum vardır. Biri yapılan telefon görüşmesiyle ortaya çıkan cümle diğeri ise aile ile yapılan görüşmelerdeki beyanlardır.

Erciş'e ait yolcu otobüsü, Sivas-Erzincan sınırında devrildi: 17 yaralı Erciş'e ait yolcu otobüsü, Sivas-Erzincan sınırında devrildi: 17 yaralı

Erol Şimşek müvekkillerimle telefonda o cümleyi kurdu mu kurmadı mı, bu cümleler iftira tanımını oluşturuyor mu oluşturmuyor mu müvekkillerim söylenmemiş bir cümleyi söylenmiş gibi göstermediler. Müvekkillerim sadece Erol Şimşek’in o şekilde beyanda bulunduğunu habere geçirmişlerdir. Gazetecinin basn kanunu 5187 sayılı gazetecinin kendi kaynağını göstermeye zorlanamaz. Buna rağmen tüm somut delillerimizi mahkemeye sunduk. Yine basın kanununun 14. Maddesinde bir kişiye yapılan bir haberden kaynaklı haberde bir yanlışlık varsa kişi 2 ay içinde bunu düzeltebilir yani tekzip çekebilir. Aynı haber aynı puntolarla aynı yerde yayımlanmak zorundadır. Müşteki Şimşek tekzip çekmediği gibi bunlarla ilgili hiç bir şey yapmamıştır. Çünki haberin içerğinin doğruluğunu biliyor 21.12.2017 tarihli yazılı savunmalarımızı aynen tekrar ediyoruz. Orada herseyi belirtip açıkladık. Bu suçun yasal unsurlarının oluşmadığı kanaatindeyiz bu nedenle müvekkillerimin ayrı ayrı beraatini talep ediyoruz dedi.

Mahkeme Hakimi Gazeteci İdris Yılmaz ve Erhan Akbaş hakkında iftira suçundan açılan kamu davasında sanıkların üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca Beraatine karar verdi.