HABER MERKEZİ / ERHAN AKBAŞ

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Erciş İlçe binasında düzenlenen panele HDP Van Milletvekili Lezgin Botan, Avukat Savaş Avcı, HDP Erciş İlçe Eşbaşkanı Şakir Asıl DBP ilçe Eşbaşkanları Mustafa Sağlam, Hatice Yıldız, Cezaevi İnisiyatifi temsilcisi Cetin Uyar,HDP ve DBP yöneticileri, Erciş Belediyesi Encümenleri ile çok sayıda tutuklu aileleri ile partili katıldı.

Yapılan saygı duruşu ardından cezaevlerindeki tutukluların direnişi ve eylemlerini ile tek tip uygulamasına yönelik açılış konuşmasını yapan HDP Erciş ilçe Eşbaşkanı Şakir Asıl; Türkiye’de en çok siyasi operasyonların yapıldığı ilçelerden birisi Erciş’tir. Cezaevlerinde tutuklu olan siyasi arkadaşlarımızın özgürlüğü biz dışarıda siyaset yürütenlerin yükümlüğündedir bizlerde bunun farkındayız . Özellikle son dönemde baskıların arttığı böylesi bir süreçte biz tutuklu aileleri olarak siyasi tutuklu olan tüm hükümlülerimizin yanında olmalıyız İnsan hakları savnucuları,hukukçular,Barolar ve emekçiler olarak bu konuda daha fazla duyarlı olup AKP iktidarının dayatmış olduğu insanlık dışı uygulamaları kabul etmeyerek gündemleştirmeliyiz.

Özellikle tek tip elbiselerin dayatılması konusunda elimizden geleni yapmalıyız siyasetçiler olarak cezaevlerinde olan arkadaşlarımıza bu konuda yardımcı olmalıyız, sürekli gündemde tutarak uygulamaya konulan bu faşizan dayatmaları boşa çıkartmalıyız dedi.

“Ohal’den sonra cezaevlerinde baskılar arttı”

Panele konuşmacı olarak katılan Avukat Şavaş Avcı, tek tip kıyafet dayatmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Avcı Türkiye’de cezaevlerinin fotoğrafına baktığımızda daha önceden de iyi değildi. OHAL ilan edilmeden evvel bütün sivil toplum kuruluşları İhd ve Tuhad-der’in bu konuya ilişkin çalışmaları vardı. Sadece bunlarla sınırılı değil uluslararası çalışan sivil toplum kuruluşlarınında çalışmaları vardı. Türkiye’de hasta tutsaklar özellikle çalışmalarımızda bizim için birinci konuydu sürekli bu konuyu gündemleştirmeye çalıştık,imzalar toplamaya çalıştık,çabaladık bu mücadeleyi başardık ancak karşı tarafa bunu bir türlü anlatamadık hasta tutsaklar tahliye edilmedi, tedilmedikleri gibi tedavi edilmelerinede engel olundu malesef bu hasta tutsakların bir çoğu son zamanlarda tutuldukları cezaevlerinde yaşamlarını yitirdi.

Avcı; Son 1 yıl içerisinde yanılmıyorsam 2 veya 3 hasta tutsak yaşamını yitirdi hastalığından dolayı. Ohal’den önce konu buyken ohal’den sonra konumuz değişti baskılar arttı ceza evlerinde bunlardan bazıları ;Gazeteler verilmiyor, Radyo’lar verilmiyor zaten Televizyonlarda ise izin verilen kanallar yayınlanıyor neredeyse siyasi kitapları geçtik roman kitapları bile artık içeri alınmıyor.

Ohal’le birlikte bu baskılar daha üst bir seviyeye çıktı. Cezaevlerine ilişkin yeni yeni KHK’lar yayınlandı en sonunda ise Tek tip kıyafet uygulaması dayatıldı.

"İktidarda olanlar herkese tek tip bir düşünceyi dayatıyorlar"

Ülkede yaşanan darbe girişimi sonrası bir Fetö’cünün “Kahraman” anlamını taşıyan Hero tişörtünü giymesi üzerine siyasi iktidar tarafından demekki bunlar kahraman ozaman bende bu siyasi tutsakların tamamına Tektip giydireyimde görsünler dedi. İktidar’da olanlar siyasi tutsakların tamamına görüyoruzki tek tip bir düşünceyi dayatıyor.

Avcı; 24 Aralık 2017 tarihinde bir KHK yayınlandı tutuklu ve hükümlüler ile ilgili ben ilgili bölüme değinmek istiyorum burada 3713 sayılı kanun kapsamına giren suçlar nedeniyle tutuklu ve hükümlü bulunanlar duruşmaya sevk nedeniyle ceza infaz kurumlarının dışına çıkarılmaları durumunda, ceza infaz kurumu idaresince verilen giysileri giymek zorundadırlar diye bir KHK yayınlandı. Bu uygulama daha öncedende denendi 11 Nisan 1984 tarihinde başta Diyarbakır,Mamak ve Metris cezaevlerinde insanlık dışı uygulamalar yapıldı. O dönemde yine tek tip elbise dayatıldı. Tek tip elbiseyi giymeyi red eden tutsaklar 75 gün boyunca ölüm orucuna başladılar 4 tutsak yaşamını yitirdi. Bu eylemden sonra tek tip elbise dayatılması önce geriledi daha sonra ise 1988 yılında dayatılan bu uygulamaya son verildi.

“Tektip kıyafet onur kırıcırı ve insanlık dışıdır”

İnsan Hakları Evrensel Birdirgesi’nin 10. Maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. Maddesinde adil yargılanma hakkı vardır. Adil yargılanma hakkı’nın en önemli unsurlarından biri masumiyet karinesidir. Yani bir suçla itham edilen herkes yasal olarak suçluluğu sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır. Masumiyet karinesi sadece yargı nezdinde değil suçu kesinleşinceye kadar her mecrada geçerlidir. Dolayısıyla iktidar tarafından dayatılan Tektip kıyafet uygulaması onur kırıcırı ve insanlık dışıdır.

Sonuç olarak baktığımızda hazihazırda halen uygulanmamış bazı cezaevlerine tektip elbiseler gönderilmiş ancak yönetmenliği olmadığı gerekçesi ile uygulamaya sokulmamıştır. Cezaevi yönetimleri tarafından uygulamaya başlanıldığında muhtemelen siyasi tutsaklar tarafından red edilecektir. Buna karşılık bir takım hücre cezaları veya ziyaret görüş cezaları verileceği yada işkence kötü muamele uygulanabileceği muhtemeldir.

Erciş'te görevli polis memuru evinde ölü bulundu Erciş'te görevli polis memuru evinde ölü bulundu

Avukat Savaş Avcı Bu tür durumlar karşılaşan mağdur olan tutsakların hemen dışarıda ki sivil toplum kuruluşlarına ve insan hakları örgütlerine mektuplar yazarak başvurmalıdır. Devamında ise infaz hakimlerine kötü muamele yapan kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmalıdır dedi.

"Botan Yol yakınken bu uygulamadan vazgeçilmelidir"

HDP Van Millet Vekili Lezgin Botan, Hükümetin tutuklu ve hükümlülere yönelik tek tip kıyafet uygulaması yaklaşımından bir an önce vazgeçilmesini istediklerini söyledi. Botan, "İktidar tarafından başlatılan cezaevlerinde tek tip kıyafet uygulaması büyük bir bir kıyıma sebep olur. Yol yakınken gelin bu uygulamadan vazgeçin " dedi

AKP, iktidarının hem içeride (cezaevi) hem de dışarıda tek tip yaşamı zorladığını ifade eden Botan, "Cezaevlerinde tek tip elbise karşıtlarına yönelik son derece sert uygulamalara ilişkin çok fazla şikayet var. Şikayetler kapsamında herkesin tek tip elbiseye karşı tutum alacağını görmekteyiz. Bu ülkenin geçmişine bakıldığında, 40 yıl önce yapılmak istenen ama başarılamayan uygulama, şimdilerde yeniden karşımızda duruyor. Uluslararası Af Örgütü, Guantanamo örneği için; 'insanlığa bırakılan zehirli bir miras' olarak tarifini yapar. Guantanamo örneği tüm insanlık için mahkum edilmişken Türkiye'deki mevcut iktidarın bunu uygulamakta ısrarcı yaklaşımı söz konusudur" dedi.

"AKP iktidarı ülkeyi kapalı ceza evine dönüştürdü"

Botan ülkede şu anda cezaevlerinde bulunan kişi sayısına baktığımızda 230 bin 735 tutuklu bulunuyor yani 2016 nüfus verilerine bakacak olursak bu rakam 13 ilimizin nüfusundan daha fazladır. Son 15 yılda tutuklu ve hükümlü sayısında yüzde 288’lik bir artış yaşanması ve önümüzdeki 5 yıl içerisinde de 228 yeni cezaevi açma planları yapan hükümet ülkeyi boydan boya cezaevine dönüştürmeyi planlıyor.

Tıka basa doldurulan cezaevlerinde şartlar git gide daha çok ağırlaşıyor, 10 kişilik koğuşlarda yaklaşık 25-30 tutsak kalıyor. Hükümet siyasi tutsaklara yer açmak için yaptığı düzenlemelerle dönem dönem binlerce adli tutukluyu salarken diğer yandanda yeni tutuklamalar için siyasi tutsaklara yer açıldığını ifade etti.

"Son 16 yılda cezaevlerinde 3 bin 432 kişi hayatını kaybetti"

Botan; elde ettiğimiz bazı veriler var şuan baktığımızda cezaevlerinde 357’si ağır toplam 1,025 hasta tutsak bulunmaktadır. 2012 yılında 286, 2013 yılında 265, 2014 yılında 373, 2016 yılında 172 hasta tedavi ve tahliye edilmedikleri gibi hayatını kaybetti.

Bakanlığa göre 2000 ila 2016 yılları arasında 16 yılda cezaevlerinde hayatını kaybeden tutuklu hükümlü sayısı 3 bin 432’dir dedi.