Van’ın Erciş İlçesinde bulunan Zilan Deresi’ne hükümet tarafından 2014 yılında HES yapılması için başlatılan çalışmalar çevre örgütleri ve çevre köylerin başvurusu üzerine Danıştay kararıyla durduruldu. 2015 yılında Danıştay 6. Dairesinin kararıyla yapımı durdurulan HES projesi, son iki aydır yeniden başladı. Korona virüsü nedeniyle herkesin evine çekildiği bir dönemde söz konusu alanda yeniden HES çalışmasına başlandığı ortaya çıktı.

Van Valisi Ozan Balcı Erciş'te yaşanan olaya dair açıklamalarda bulundu Van Valisi Ozan Balcı Erciş'te yaşanan olaya dair açıklamalarda bulundu

Van Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından 30.03.2012 tarih ve 1318 sayılı yazısı ile 30.03.2012 tarih ve 14 No’lu “ÇED gerekli değildir” kararıyla, Gökakım Elektrik Üretim A.Ş. tarafından alınan ruhsat üzerine 2014 yılında inşaatına başlatılan Zilan HES projesi, köylülerin ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin itirazı üzerine durdurulmuştu. Yaşanan itirazlar üzerine HES’in yapılacağı arazilere yönelik Bakanlar Kurulu kararı ile acil kamulaştırma kararı çıkartıldı. Durumu yargıya taşıyan köylüler, geçim kaynaklarının tarım ve hayvancılık olduğunu belirterek, HES’in yapılması durumunda bölgede oluşacak ekolojik tahribat nedeniyle geçimlerini sağlayamayacak duruma geleceklerini ve bu nedenle göç edeceklerini söyledi.

‘İKİNCİ HASANKEYF VAKASI, BİR TARİH YOK EDİLİYOR’

Konuya ilişkin bilgi veren kapatılan Van Mezopotamya Ekoloji Derneği Başkanı Fatih Şahin, Zilan deresine HES yapanların Hasankeyf’te olduğu gibi bir tarihi yok etmek istediğini söyledi. Bu konudaki ısrarın anlamsız olduğunu söyleyen Şahin, “Amaçları Hasankeyf gibi 12 bin yıllık bir tarihi yok etmektir. İzlerini silmek, 1930’da Gelyê Zilan’da (Zilan Katliamı) öldürülen 15 bin köylünün kemikleri üstüne bir set çekmektir. 1992 yılında yapılan Koçköprü Barajı bunun en açık örneğidir. Erciş’te bölge halkını göçe zorlamak ya da demografik yapıyı değiştirmek isteniyor. En değerli topraklar olan Ulupamir’in (Hara) Kırgızlara verilmesi de bunun ispatıdır. HES’ler ve barajlar bölgenin flora ve fauna yapısını bozarak doğal yaşama büyük tahribat veriyor. Hayvancılıkla uğraşanların mera alanlarına zarar verilerek sular adeta bir alana hapsedilecek. Zilan üzerinde tahakküm kabul edilemez. Aynı yenilenebilir enerjiyi güneş santralleri ile almak varken ve ülkenin dört mevsiminde dahi en etkili ışık alan bölgelerinden biriyken buraya HES’ler ve barajlar yapmak iyi niyetli bir girişim değil” diye konuştu.

Zilan Deresi ve Ağrı İsyanı

Zilan Deresi 1930’da başlayan Ağrı isyanı sırasında yapıldığı belirtilen sivil katliamların merkezini oluşturuyor. Bu katliam sırasında 15 bine yakın köylünün katledildiği belirtiliyor. Cumhuriyet Gazetesi 16 Temmuz 1930 tarihli haberinde yaşananları “Zilan deresi ağzına kadar ceset dolmuştur” başlığıyla duyurmuştu.