Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'i 19 Ocak 2007’de çalıştığı Agos gazetesi önünde düzenlediği silahlı saldırıda katleden ve saldırının ardından 20 Ocak 2007’de Samsun otogarında yakalanarak tutuklanan tetikçi Ogün Samast, 16 yıl 10 aylık tutukluluğunun ardından bulunduğu Bolu F Tipi Cezaevi idaresi tarafından “iyi halli” olduğu gerekçesiyle tahliye edildi.
Samast'a ilişkin tahliye kararı cezaevinde tutulan siyasi ve hasta tutsaklara yönelik infaz uygulamalarındaki ayrımcılığı bir kez daha gözleri önüne sürerken, karar insan hakları savunucuları başta olmak üzere toplumun birçok kesiminde tepkiyle karşılandı.
Hrant Dink’in yakın arkadaşlarından Agos Gazetesi editörü ve yazarı Pakrat Estukyan, Samast’ın tahliyesine ilişkin açıklamalarda bulundu.
‘SAMAST İKTİDAR İÇİN MAKBUL VATANDAŞTI’
Ogün Samast’ın Hrant Dink cinayetinden dolayı iktidar tarafından başından itibaren “makbul vatandaş” olarak görüldüğüne dikkat çeken Estukyan, tahliye kararının bu yönüyle sürpriz olmadığına işaret etti. Estukyan, “Bu tahliye durumunu çok olağan ve doğal değerlendiriyorum. Çünkü Ogün Samast, Hrant Dink cinayetinin ardından üzerine yüklenen birçok suçlamalardan dolayı ceza aldıysa da bunlar zaman aşımına uğradı ve sonuç olarak 11 yıl ceza aldı. Öyle ki doğal ki Samast bugünkü siyasi iktidar için makbul bir vatandaştı. Başka bir ifadeyle söylemek gerekirse adeta ‘kader kurbanıydı.’ Ki bundan dolayı cezaevinde de iyi şartlarda kaldı ve evlendi de cezaevindeyken. Kilo aldı, kariyer yaptı kendi hayatı içerisinde. Şimdi de tahliye oldu” dedi.
‘BİZİM İÇİN UCUZ BİR KATİL BİRİLERİ İÇİN MİLLİ KAHRAMAN’
Türkiye’de Ermenilerin geçmişten bu yana sürekli olarak ötekileştirildiğini ve nefret söylemlerine maruz kaldığını belirten Estukyan, Samast’ın Dink cinayetine rağmen tahliye edilmesinin de bu anlamda belirli mesajlar taşıdığına dikkat çekti. Estukyan, “Bu karar Ermeniler açısından hiç şaşırtıcı bir tablo değildir. Bu ülkede biz Ermenilere karşı üretilen nefret söylemlerini, Ermeni halkının bütünüyle şeytanlaştırılmaya çalışıldığını biliyoruz. Dolayısıyla buradan Ermenilerin alacağı mesaj malumunun ilamıdır bir anlamda. Ogün Samast bizim açımızdan ucuz bir katil ama önemli bir kesim içinse bayrakla poz veren, bayrağa sevdalı milliyetçi, heyecanlı bir milli kahraman. Hatırlayalım cinayetten sonra tribünler dolusu insan, hepimiz Ogün Samast’ız diye sloganlar attı bu memlekette. Bu zihniyetin milli kahramanları ve kahraman anlayışı, ensesinden ateş eden, uykusunda baltayla parçalayan cinayetlerle ortaya çıkıyor.”
‘CİNAYETİ AZMETTİRENLER DE YARGILANMADI’
“Hrant Dink Davası boyunca sürekli tekrarladığımız ‘Öldür diyenler yargılansın’ talebimiz vardı. Bununla kastettiğimiz şey bu cinayetin azmettiricileriydi. Ancak o kadrolar asla ortaya çıkarılmadı ve yargılanmadı” diyen Estukyan, Samast’ın yanı sıra cinayeti azmettiren asıl isimlerin de bugün hala dışarıda olduğuna işaret etti. Hrant Dink Davasının bu anlamda ilk günden itibaren iktidar eliyle hukuksuz bir şekilde yürütüldüğünü belirten Estukyan, “Hatırlayalım yargılama sürecinde Dink ailesinin, avukatlarının yargılamayı genişletme, soruşturmayı derinleştirme anlamında ki bütün talepleri sistematik olarak reddedildi. Bu açıdan Türkiye’de yargı bugün değil çok uzun yıllardan beri siyasallaşmış bir yapıdadır. Yargı kararlarında uluslararası hukuk anlayışının gerekleri doğrultusunda hareket edilmiyor. Tam tersine kendilerince milli, devleti koruyan saiklerle hareket ediliyor. Dink cinayetinden sonrada hep o anlayış doğrultusunda gidildi” diye belirtti.
‘MHP SAFLARINDA PARLAYACAK NUR TOPU GİBİ BİR FAŞİSTİMİZ OLDU’
Estukyan, Samast’ın tahliyesinin beraberinde doğuracağa sonuçlar ve tehlikelere işaret ederek, sözlerini şöyle noktaladı: “Vatana millete memlekete hayırlı olsun. Nur topu gibi yeni bir faşist önderimiz doğabilir. Eğer bunu iyi değerlendirebilirse yarın öbür gün kariyerini tamamlamış iş adamı olarak piyasaya çıkacak, kartvizitiyle haraç toplayabilecek, MHP saflarında bir yıldız olarak parlayabilecek nur topu gibi bir faşistimiz olmuştur.”
MA / İbrahim Irmak