Gazeteci Barış Pehlivan, Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker ve program sunucusu Seda Selek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun bir bilirkişiyle yaptığı telefon görüşmesinin yayınlanması nedeniyle gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında, üç isim 'kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması' ile 'bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs' suçlamalarıyla adliyeye sevk edildi.
Gözaltı ve Adliye Süreci
İstanbul'da gözaltına alınan Barış Pehlivan ve Seda Selek, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker ise Ankara'da gözaltına alındı ve sabah saatlerinde Ankara Adliyesi'ne getirilerek SEGBİS (Görüntülü Sesli Bilişim Sistemi) üzerinden savcılık ifadesini verdi.
Suçlamalar ve Soruşturma
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Halk TV'de yayınlanan ve Ekrem İmamoğlu'nun bir bilirkişiyle yaptığı telefon görüşmesini içeren programla ilgili soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında, 'kişiler arasındaki özel konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması' ile 'bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs' suçlamaları gündeme geldi. Bu suçlamalarla gözaltına alınan gazeteciler, savcılık ifadelerinin ardından adli kontrol veya tutukluluk durumlarının belirlenmesi için bekliyor.
Halk TV'den Tepki ve Savunma
Halk TV, yayınladığı programla ilgili olarak "söz hakkı vermenin suç olmadığını" vurgulayan bir açıklama yaptı. Gazeteci Barış Pehlivan ise daha önce yaptığı bir açıklamada, "Yeni Şafak'a suç olmayan röportaj yapma faaliyeti bana nasıl suç olabilir?" ifadelerini kullanarak savunmasını dile getirmişti. Pehlivan'ın bu açıklaması, medya çevrelerinde tartışma yaratmıştı.
Fatih Portakal'a Tepki
Olayla ilgili olarak Fatih Portakal'ın "Barış Pehlivan'ın yapmaması gerekiyordu" şeklindeki yorumu da sosyal medyada tepki çekti. Birçok kullanıcı, Portakal'ın bu açıklamasını eleştirerek, gazetecilik faaliyetlerinin suç olarak nitelendirilmesine karşı çıktı.
Sonraki Adımlar
Gazetecilerin savcılık ifadelerinin tamamlanmasının ardından, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmaları veya tutukluluk durumlarının devam etmesi gündemde. Soruşturmanın seyri ve yargı süreci, basın özgürlüğü ve gazetecilik faaliyetleri açısından önemli bir örnek teşkil edecek.