Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, Meclis Genel Kurulu’nda kayyım atamalarına tepki gösterdi.
'KATİL İLE SORUŞTURAN AYNI'
Konuşmasına, Tahir Elçi’nin katledilmesine değinerek başlayan Sakık, Elçi’nin katillerinin bulunabileceğine dair bu güne değin bir umut için girmediğini ve böylesi bir beklentisinin de olmadığını belirtti. “Bu topraklarda cinayeti işleyenle soruşturan aynı ise failler bulunmaz” diyerek, sözlerini sürdüren Sakık, “Hele hele Kürt coğrafyasında cinayetler işleniyorsa asla failleri bulunmaz çünkü 20 bine yakın faili meçhul cinayet var ve hiçbirinin faili bulunmadı ya zaman aşımı veyahut da cezasızlıkla sonuçlandı, onun için bu topraklarda faillerin bulunmayacağını biliyorum” dedi.
AKP’NİN KAYYIM HAZIRLIĞI İDDİASI
Sakık, geçtiğimiz günlerde AKP’lilerin kayyım atamalarını savunduğunu söyleyerek, “‘Yine kayyım politikalarını uygulayacağız’ diyordu. 2019 yılında seçimleri aldık ama öylesi bir baskı uyguladılar ki dışarıdan uçakla yüzlerce insanlar getirdiler, güvenlik görevlileri, gelip orada oy kullandılar. Sonra, Malazgirt'e gittiler, bizim kalemiz olan ilçede bir oyla elimizden aldılar. Muş'taki aldığımız seçimi hemen ‘Vatan Partisi’ diye bir parti yokmuş da Vatan Partisine 500-600 oy çıkıyor, bizim oylarımızı oraya, 2.500 oyu iptal ediyorlar. Sonra, ‘DSP’ diye bir parti yokmuş da DSP dünya kadar oy alıyor. ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ diye bir parti yok; o partiye de oyları veriyorlar, sonra 100 oyla, 200 oyla AKP saflarına yazıyorlar. Bu, ilk ayağı. İkinci, ne oluyor? YSK’yle başlıyor, YSK kanun hükmündeki kararnameyle aldığımız belediyeleri büyük bir haksızlıkla yüzde 10 almış bir partiye veriyor” diye kaydetti.
‘DAĞA DEĞİL BAŞKANLARINIZIN CEBİNDE’
Bir diğer ayağının ise valiler ve kaymakamlar eliyle belediyeler hakkında raporlar hazırlanarak alınması olduğunu ifade eden Sakık, bu durumun “sömürge mantığı” ile doğrudan alakası olduğunun altı çizdi. Sakık, bu bağlama şu sözleri sarf etti: Siz Kürt coğrafyasını bir sömürge olarak görüyorsanız bu politikalarınız doğru çünkü sömürge mantığında her yol mübahtır. Ne yapıyorsunuz? Diyarbakır, Mardin, Van gibi yerlerde daha seçim bitmemiş, ne yapıyorsunuz? Alelacele siz yeni kayyumlar hazırlıyorsunuz. Şimdi, ben Ağrı'da kaldım, bakın, gittim, gördüm belediyelerdeki yolsuzlukları. Ben Ağrı'dayım, Ağrı Belediye Başkanıyım, bir tek gün bir tek lira para almamışım. Bir kent ayağa kalkıp beni bu dönem Ağrı'da milletvekili yaptı. Burada söylüyorsunuz ya: ‘Dağa para gitti, oraya para gitti, buraya para gitti.’ Vallaha, bütün para sizin belediye başkanlarınızın cebine gitmiştir.”
‘HALKA YALAN SÖYLEMEYİN’
Sakık, Agirî’ye belediye başkanı seçildiği sırada 150 milyon borç olduğunu ve bunu ödediklerini üstüne ise 150 milyon yatırım yaptıklarını ayrıca belediyenin kasasına da 30 milyon lira para koyduklarının altı çizdi. Sakık, “Onun için, dönüp halka yalan söylemeyin. Hiçbir belediye başkanı, hiçbir arkadaşımız hakkında, tek lira, akçeli işlerle ilgili bir soruşturma yok. Soruşturmaların hepsi yaptığımız konuşmalardır; üç beş konuşmayı üst üste getiriyorsunuz, hemen örgüt üyeliğinden dava açıyorsunuz. Siz eğer gerçekten sömürge mantığıyla hareket ediyorsanız, o zaman seçimi niye yapıyorsunuz, seçimin anlamı ne? Bizi irade olarak görmüyorsunuz, belediye başkanlarını irade olarak görmüyorsunuz, o zaman seçim yapmanıza gerek yok ki. Deyin ki ‘Biz diktatörüz.’ deyin ki ‘Bu Kürt coğrafyası bir sömürgedir.’ ‘Biz burada bu hukuku uyguluyoruz.’ Deyin. Şimdiden başlayıp buradan halkı tehdit etmeye, hiç kimsenin buna hakkı yok” diye kaydetti.
'DEMOKRATİK SİYASETE ALAN AÇIN'
Yönettikleri belediyelerde yolsuzluk yaşanmadığını aksisinin ispatı içni ise müfettiş görevlendirilmesi ve komisyon kurulması için talepte bulunan Sakık, “Eğer orada tek lira, tek bir akçeyle ilgili bir yolsuzluk bulursanız baş göz üstüne ama gidip sizleri, sizin belediyeleri, gidip kayyum olarak atadığınız o hırsızları… Bütün kayyumlar gerçekten hırsızlık ve yolsuzluk içerisinde. Demokratik siyaseti bu kadar öteleyip erteliyorsunuz, bu kadar tuzaklar kuruyorsunuz, gelin demokratik siyasete alan açın, insanlar bulundukları yerlerde kendilerini özgürce ifade etsinler, kentlerini yönetsinler, Parlamentoda özgürce kendilerini ifade etsinler. Siz efendi, biz köle değiliz; bize bu muameleleri yapmayın. Biz de halkın iradesiyle geliyoruz, siz de geliyorsunuz ama siz, buraya çıkan herkes bize parmak sallıyor. Bizi öyle korkutarak, parmak sallayarak, kayyumlar, bilmem cezaevleri bunların bir karşılığının olmadığını bilin. Biz çok zor bir mücadeleden geliyoruz, biz çok zor bir mücadelenin ürünleriyiz; arkadaşlarımızla çok ağır bedeller ödedik.”