PKK Lideri Abdullah Öcalan'a 5 Nisan 2015 tarihinden sonra uygulanan mutlak tecride karşı Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven'in başlattığı ve binlerce tutuklunun katılımıyla aylarca sürdürülen açlık grevi sonucu sonlandırıldı. Avukatlar, 8 yıl aradan sonra 2019 yılının Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında 5 kez, ailesi ise 2 kez İmralı Adası’na giderek Öcalan ile görüştü. Son görüşmenin yapıldığı 7 Ağustos 2019 tarihinden bu yana çeşitli gerekçelerle Öcalan, avukatları ve ailesiyle görüştürülmüyor. Öcalan’a uygulanan tecridin ülkede yaşanan sorunları derinleştirdiğini dile getiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şube Başkanı Murat Melet, tecride biran önce son verilmesini istedi.
‘İNSANLIĞA KARŞI EN BÜYÜK SUÇ’
Tecridin bir işkence yöntemi olduğunu vurgulayan Melet, Öcalan’a uygulanan tecridin insanlığa karşı işlenen en büyük suçlardan olduğunu söyledi. Tecritle Öcalan'ın tüm haklarından mahrum bırakıldığını hatırlatan Melet, “Tecrit, işkencenin ta kendisidir. Bizler insan hakları savunucuları olarak bunu her platformda dile getiriyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun, tecride karşı olduğumuzu ve tecridin aslında insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu dile getiriyoruz. Maalesef Türkiye'de uzun yıllardır özellikle Öcalan üzerinde, İmralı Adası’nda tecrit devam etmektedir. Tecrit devam ettirmekle yetinmeyip aynı zaman da çok zorlu koşullar oluşturulmaya çalışılıyor. Ve zorlu koşullar neticesinde aslında Sayın Öcalan’ın yaşam hakkından tutalım, tüm haklardan mahrum edildiğini dile getirmek istiyoruz. Türkiye cezaevlerinde bulunan tüm mahpuslar gibi Sayın Öcalan'ın da hem yasal hem de anayasal hakları vardır. Hem de insani hakları vardır. Tecritle bu haklarının elinden alındığını hep birlikte görüyoruz. Aslında bizlerin itirazı bunadır” dedi.
‘DERHAL TECRİT KALKMALIDIR’
Öcalan’a uygulanan tecritle birlikte ülkedeki sorunların her geçen gün biraz daha derinleştiğine dikkati çeken Melet, "Türkiye’nin bu mevcut yönetimle, bu zihniyetle aslında devam edebileceğini inanmıyoruz. Türkiye demokrasisinin gelişebilecek inancı maalesef bizde gün geçtikçe zayıflamaktadır. Türkiye'de insan hakları ihlalleri her gün artmaktadır. Kürt sorununu çözmek aynı zamanda Türkiye'de kendisi ile beraber birçok sorunu çözmek demektir. Türkiye'de Kürt sorununun çözümü, Türkiye'de demokrasi sorunu, ekonomi sorunu, sosyal ve kültürel sorunlarını çözümü demektir ve Türkiye'yi yaşanır bir ülke hale getirmektir. Tabii tüm bunların oluşabilmesi için Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve Sayın Öcalan'ın tekrar muhatap alınması gerekiyor. Yine diğer bir şey Sayın Öcalan’ın ve İmralı Adası’nda bulunan diğer mahpusların aileleriyle, avukatlarıyla görüşme hakkının biran önce sağlanması gerekiyor. Aksi taktirde Sayın Öcalan’a ve İmralı Adası’na tecrit uygulayarak Türkiye’de demokrasiden bahsetmek imkansız hale gelir. Sayın Öcalan'la görüşmelerin gerçekleştirilmesi ve Kürt sorununun çözümü noktasında tüm tarafların samimi bir şekilde hem söylemleri hem de yapacaklarını dile getirmeleri gerekir. Aksi takdirde Türkiye gün geçtikte daha da demokrasiden uzaklaşacak, daha fazla insan hakları ihlallerinin oluşacak. Türkiye'deki tüm sorunların çözümü için derhal tecrit kalkmalıdır” diye konuştu.
‘SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ KÜRT SORUNUNDAN GEÇİYOR'
Kürt sorununun ülkede kangrenleşmiş ve yüzyılları aşan bir toplumsal sorun olduğunu ifade eden Melet, "Bizler bu ülkede azınlıkların haklarını, Kürtlerin haklarını, inançsal özgürlükleri, düşünce ve ifade özgürlüğü tanımadığınız müddetçe diğer sorunların da çözülmeyeceğini biliyoruz. Türkiye'nin bugün ekonomik olarak bu denli bir krizle karşı karşıya kalması ve batık bir ülke haline gelmesinin önceliği, nedeni savaştır. Savaşa yapılan yatırımlardır. Bugün Kürt sorunu çözülmüş olsa Türkiye'de çatışma ve savaştan bahsetmeyeceğiz. Türkiye daha ilerici, daha refah, daha modern, daha kendini geliştirmiş bir ülke haline gelecektir. Bu yüzden Türkiye’deki tüm sorunun çözümü aslında Kürt sorunundan geçiyor. Kürt sorununun çözümü de İmralı'da Sayın Öcalan üzerindeki tecritten geçiyor" diye belirtti.
'TECRİT KALDIRILSIN' ÇAĞRISI
Tecridin kaldırılması için çağrıda bulunan Melet, şöyle devam etti: “Bizler insan hakları savunucuları olarak, hem Türkiye'deki insan hak ihlallerinin azalması hem de Türkiye'deki tüm alanlarda demokrasinin vücut bulması, demokrasinin toplumsal bir inşa haline gelmesi, demokratik bir kültürün oluşabilmesi için tecridin kalkmasının elzem olduğunu söylüyoruz. Türkiye'deki hem devlete hem siyasal iktidara, muhalefete, Türkiye'deki bütün kesimlere, kamuoyuna çağırımız şudur, biran önce tecridin kaldırılması gerektiği inancı içerisindeyiz. Bir an önce tecrit kalkmalıdır.”
MA / Cemil Uğur