Cezaevlerindeki siyasi tutsakların, “PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü" için 27 Kasım 2023 tarihinde başlattığı eylemleri devam ediyor. Dönüşümlü açlık grevi eylemlerini 4 Nisan itibariyle yeni bir aşamaya taşıyan tutsaklar, mahkemeleri boykot edip telefon ve aile görüşüne çıkmama kararı aldı. Öte yandan aynı talepler doğrultusunda Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) öncülüğünde tutsak yakınları Wan, Êlih, Amed, Adana ve İzmir olmak üzere Adalet Nöbeti eylemleri başlatıldı. 4 ayı aşkın bir süre devam eden Adalet Nöbet,’nin ardından tutsak aileleri de eylemlerini farklı bir aşamaya taşıma kararı aldı.
İnsan Hakları Derneği Wan Şube Eşbaşkanı Avukat Mehmet Salih Coşkun, tutsakların başlattığı eylemlere ilişkin değerlendirmede bulundu.
‘ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK’ EYLEMİ
Cezaevlerindeki sürecin tarihi bir süreç olduğunu dile getiren Coşkun, politik tutsakların en temel haklarını kullandığını ve bu minvalde eylemlerini halen sürdürdüklerini söyledi. Coşkun, “Sayın Abdullah Öcalan’a özgürlük talebi günlerdir, aylardır cezaevlerinde yankılanıyor. Açlık grevlerinin başladığı ilk günlerden bu yana birçok hak ihlalleri yaşandı. Açlık grevine tutsaklara soruşturmalar açıldı, disiplin soruşturmaları oldu, ceza alanlar hatta infazları yakılanlar bile oldu. Daha sonra 4 Nisan’da tutsaklar açlık grevi eylemlerini farklı bir aşamaya taşıma kararı aldı ve bunu kamuoyuna deklare etti. Tutsaklar, aile, telefon ve mahkemeleri boykota dönüştürerek taleplerini bir kez daha haykırdılar. Bu durum ister istemez iletişimi kısıtlı bir hale getiriyor ve aileleri de zorlar nitelikte oluyor. Tutsakların son telefon görüşmelerinde ailelerine aktardıkları bilgiler bize geldi ve bizler bunlara ilişkin değerlendirmeler yapıyoruz” dedi.
Bazı tutsakların avukat görüşlerine de çıkmadığına dikkati çeken Coşkun, bu durumun ihlalleri ve yaşanan sorunları tespit etmeleri açısından zorlayıcı olduğunu söyledi. Gerek İHD, gerekse de TUHAY-DER olarak cezaevi çalışmalarını aktif olarak sürdürdüklerinin altını çizen Coşkun, şöyle konuştu: “Tutsakların yeni eylem sürecine ilişkin kısa süresi içerisinde açlık grevlerinde yaşanan sorunlar gibi raporlaştırmalarımızı yapıp kamuoyunun bilgisine sunacağız.”
‘TALEPLER ÇÖZÜLSÜN, ÇÖZÜME KAVUŞTURULSUN’
Siyasi tutsakların taleplerinin haklı talepler olduğunu sözlerine ekleyen Coşkun, İmralı Ada Hapishanesi’nden bütün cezaevlerine sirayet eden bir tecrit halinin olduğunu belirtti. PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan dört yıldan fazladır haber alınamama haline dikkati çeken Coşkun, “Bu iletişimsizlik ve tecrit hali toplumsal yansımalarını gösteriyor.
Tutsaklar da bu toplumsal sorunların çözümü ile cezaevlerindeki sorunların çözümüne ilişkin haklı bir taleple eylemselliğe başladılar. Tutsakların ve tutsak ailelerin talepleri dinlenilsin, çözülsün ve çözüme kavuşturulsun. Bu talepler toplumsal barışa önemli bir katkı sunacaktır” diye konuştu.
‘CEZAEVİNDEKİ SORUNLAR TOPLUMSAL BARIŞI ETKİLİYOR’
Cezaevlerindeki sorunların sadece cezaevi sorunu olmadığını bütün toplumun sorunları olduğunu vurgulayan Coşkun, cezaevlerinde binlerce hasta tutsağın olduğunu ve bu sayının gün geçtikçe de arttığını söyledi. Coşkun, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Cezaevlerindeki sorunlar ve tutsakların talepleri herkesi ilgilendiriyor. Bu sorunlar toplumun tamamını etkiliyor, toplumsal barışı etkiliyor. Bütün halkların bu konudan haberdar olması ve çözüm endeksli bir yol sürdürmesi ve adım atması gerekmektedir. Cezaevleri için atılan her adım barış için atılan bir adım olacaktır. Toplumun bu haklı talepleri sahiplenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bizler de, avukatlar ve İHD olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.”