İran'ın Xoy kentinde meydana gelen 5.9 şiddetindeki deprem sonucu Van'ın Başkale ilçesine bağlı Güvendik, Kaşkol, Özpınar (Elbis) ve Gelenler mahallelerinde 9 kişi yaşamını yitirdi, onlarca kişi yaralandı ve yüzlerce ev ile ahır yıkıldı. Kent, 2011 yılında yaşanan depremi hatırlayarak, aynı acılara bir kez daha yaşadı.
Aktif fay hatları üzerinde bulunan kentin, depreme ne kadar hazırlıklı olduğu tartışılırken, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Hamdi Alkan, Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu, aktif bir kuşak üzerinde bulunduğunu belirten Alkan, doğusundan, batısından, güneyinden ve kuzeyine sürekli depremler meydana geldiğine işaret etti. Deprem gibi doğa olaylarının afete dönüşmemesi için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini söyleyen Alkan, "Başkale fayı kuzey doğusunda meydana gelen 2 büyük deprem. ikisi de birbirinden bağımsız.Ülkemizin her tarafında depremler oluyor. Bizler buna dönük tedbirler almak zorundayız. Meydana gelen iki depremin artçıları kümülatif olarak devam edecektir" dedi.
2 gündür devam eden artçılara değinen Alkan, kentin kuzey doğusuna doğru artçıların devam edeceğini, güney batıya doğru da azalacağını belirtti. Korku ve paniğe neden olan bilimsel verilerden uzak açıklamalara itibar edilmemesi gerektiğini belirten Alkan, "Fayın odak mekanizmasını, depremin odak mekanizmasını bilmeden sadece tahminlerle yorum yapıp insanları korku ve endişeye sevk ediyorlar. İşinde uzman, deprem uzmanları dışındaki kişilerin ifadelerini dikkate almamak lazım" diye konuştu.
'KERPİÇ EVLER EN DAYANIKSIZ YAPILAR'
Başkale'de yaşanan can ve mal kaybına dikkat çeken Alkan, kırsal bölgelerde yapı olarak kullanılan malzemelerin dayanıksız olduğu için depremden çok fazla etkilendiğini söyledi. Mühendislik yapısı olmayan kerpiçten evlerin depremde en çok etkilenen yapılar olduğuna dikkat çeken Alkan, "5.9 büyüklüğünde meydana gelen deprem aslında çok büyük bir deprem değil; ama tahrip etkisi çok fazla oldu" diye belirtti.
'DOĞA OLAYI AFETE DÖNÜŞMEMELİ'
Söz konusu can ve mal kaybının depreme hazır olunmadığının çok net bir şekilde ortaya koyduğunu dile getiren Alkan, "Böyle depremlerde can kaybı yaşamamamız lazım. İran’da hiçbir şey yokken bizim 9 tane insanımız hayatını kaybediyor. Biz insanlar olarak doğa olaylarına karşı bilinçli olmak zorundayız. Bu gibi felaketlere karşı önlem almak zorundayız. Bu doğa olaylarını affede dönüştürmemek zorundayız" dedi.
'AFET SONRASI DEĞİL ÖNCESİ DÜŞÜNMEK LAZIM'
Yapı, zemin ve bilimi bir araya getirip ona göre önlem almak gerektiğine vurgu yapan Alkan, önlemin afet öncesi alınması gerektiğini söyledi. Alkan devamla, "Güvenilmeyen bir yerde yapı inşa ederseniz yıkılır ve can kaybına sebep olur. Bizim afet öncesine karşı önlem almamız lazım. Temel problemimiz yapıdır. Bundan dolayı can kaybı meydan geliyor. Hep afet sonrasını düşünüyoruz. Hemen gidip müdahale ediyoruz; ama öncesini iyi hazırlamamız lazım. Doğal olaylar afete dönüştükten sonra o hafta içinde konuşuluyor. Kısa bir zaman sonra zaman aşamasına uğruyor. Tekrar eski bilindik düzene geri gidiyoruz. Böyle olunca hiçbir şey elde edemiyoruz. Çevremizde kaç kişi oturduğu evin depreme dayanıklı olduğunu biliyor? Kaç kişinin evinde deprem çantası var? Bilgi eksikliğimizden dolayı o kadar can kaybı oluyor" ifadelerini kullandı.
DEPREM TOPLANMA ALANLARINI BİLİYOR MUYUZ?
Deprem toplanma alanı sayısını artırmak gerektiğini kaydeden Alkan, halkın da bu yerlerin varlığına ve işlevine dair bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Alkan, "Deprem toplanma alanını acaba kaç kişi biliyor? Burada neler yapılmalı? Yeme, içme, barınma, gibi gündelik ihtiyaçlar karşılanacak mı? Eğer bunu karşılamayacaksanız isterseniz her yerde toplanma alanı yapın bir anlam ifade etmez" dedi.
Deprem anında "Çök, kapan ve tutun" formülüne uyulmasının faydalarına değinen Alkan, "Masanın altına girip tutunmak lazım. Dolabın yanında durmamak lazım" dedi.
MA / Barış Dönmez