Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Van Şubeleri Kadın Platformu üyesi kadınlar, yaptıkları açıklama ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne dair gerçekleştirecekleri etkinliklerin startını verdi.
Platform üyelerinden Fatma Arslan, yaptığı açıklamada baskı, sömürü ve şiddet dışında bir şey vaat etmeyen ataerkil kapitalist sisteme karşı tarihten aldıkları güçle 8 Mart'ta alanlarda olacaklarını duyurdu.
Arslan, “Esnek, kuralsız, güvencesiz, kayıt dışı ve düşük ücretlerle sömürülmeye, ekonomik krizle birlikte daha fazla yoksullaşmaya, çalışma yaşamının ayrılmaz parçası haline getirilmiş baskı, şiddet ve mobbinge, kreşleri kapatıp kadınlara yüklenmeye çalışılan bakım hizmetleri nedeniyle ücretli işlerde çalışmamızı engelleyen politikalara karşı durmaya, ev içerisinde görünmez kılınıp, değersizleştirilen emeğimize sahip çıkarak mücadelemizi yürütüyoruz” dedi.
'TALEPLER SIRALANDI'
Kamudan başlanarak yaşamın dinselleştirilmesine karşı, laik-seküler yaşamdan yana taraf olduklarını vurgulayan Arslan, "Ensar’a, TÜRGEV'e bel bağlayıp, dinci tarikatlarla protokol yapanlara karşı bilimsel, laik, nitelikli, anadilinde eğitim ve kamu hizmeti talebimizden vazgeçmeyeceğiz" diye belirtti.
Arslan, kadınlar olarak taleplerini ise şöyle sıraladı:
* 8 Mart kadınlar için ücretli izin günü sayılmalı
* Eşit işe eşit ücret sağlanmalı
* İş yerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen düzenlemeler yapılmalı
* Esnek-güvencesiz-kayıt dışı ve taşeron çalışmaya, kiralık işçilik uygulamasına son verilmeli, güvenceli iş güvenli yaşam koşulları sağlanmalıdır.
* Kapatılan kamu kreşleri açılmalı, kadın veya erkek olduğuna bakılmaksızın en az 50 çalışanın bulunduğu iş yerlerinde gündüz bakım evi ve kreşler açılmalı,
* Doğum izinleri 24 haftaya çıkarılmalı, devredilemez babalık izni düzenlenmeli, süt izninin kullanımı önündeki keyfi engeller kaldırılmalı ve ücretli-ücretsiz doğum izninden dönen kadınların statü kaybı yaşaması engellenmeli,
* Kadın Bakanlığı kurulmalı,
* Kadınlara ve LBGTİ'lere yönelik her türlü şiddeti ve ayrımcılığı önleyici yasal düzenlemeler acilen yapılmalı,
* Grevli toplu sözleşme hakkı, sendikal hak ve özgürlüklerimiz önündeki engeller kaldırılmalı,
* Kamu kurumlarının bütçeleri toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle hazırlanmalı,
*OHAL komisyonu derhal lağvedilmeli, KHK’lerle haksız hukuksuz yere işten çıkarılan tüm emekçiler görevlerine iade edilmeli,
*Kadınlar için daha fazla yoksulluk, şiddet, göç ve ayrımcılık anlamına gelen savaş politikaları son bulmalı. Eşit ve özgür biçimde barış içinde bir arada yaşamın sağlanacağı demokratik koşulların oluşması sağlanmalı,
*Eğitim ve sağlık alanı başta olmak üzere kamusal alanın tümüne yayılan dinselleştirme politikalarından vazgeçilmeli,
*İstanbul sözleşmesi başta olmak üzere kadınlardan yana imza atılan uluslararası sözleşmelerin gereklikleri yerine getirilmelidir.”
Sıralanan bu taleplerin ardından kök hücre nakli yapılması gereken lösemi hastası Öykü Arin’in annesi Eylem Şen’e gönderilen dayanışma mektubu okundu.