Halkların Demokratik Partisi (HDP) eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi hakkında Kobanê protestoları nedeniyle dava açıldı. Haklarında yakalama kararı bulunan 72 kişinin dosyası ayrılırken, 18'i tutuklu 36 kişi hakkında 16 Mayıs'ta karar verildi. Demirtaş'a 42, Yüksekdağ hakkında ise 30 yıl 3 ay, 24 siyasetçiye ise toplam 401 yıl 79 ay hapis cezası verildi. Siyasetçiler, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Meryem Adıbelli, Ayla Akat Ata ve Ayşe Yağcı, sırasıyla 12 yıl, 12 yıl, 9 yıl, 9 yıl 9 ay ve 9 yıl hapis cezası verilerek tahliye edildi.
'TARİH DAİŞ’E BU ÖDÜLÜ BAHŞEDENLERİ AFFETMEYECEK'
Dava kapsamında 13'ü hala tutuklu bulunan siyasetçiler, avukatları aracılığıyla ajansımıza mesaj gönderdi.
Günay Kubilay'ın mesajı şöyle: "Kadınlara tecavüz edildiği, köle pazarlarında satıldığı, çocukların kaçırıldığı ve soykırım uygulandığı koşullarda destek ve dayanışma destek çağrısı yapmak suç değildir, olamazda. Bilinir ki, dünyanın her yerinde çocuklar uyurken susulur, öldürülürken değil. İnsanlık tarihi IŞİD barbarlığına karşı çağrı yapanları cezalandıranları IŞİD’e yapılmış bir ödül kabul ederek ve IŞİD’e bu ödülü bahşedenleri asla affetmeyecek."
KAHRAMAN: ‘JİN JÎYAN AZADÎ’ DEMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Beş siyasetçinin tahliyesinin kimseyi yanıltmaması gerektiğini ifade eden tutsak siyasetçi Zeynep Karaman, mesajında şunlara yer verdi: "Esastan 302’den hüküm kurdular. Biz sonuna kadar direndik, bir an bile tereddüt etmedik. Kobanê ve Şengal’deki soykırım şahsında yüz yıllık Kürt ve beş bin yıllık kadar da onurlu insan duruşumuzu ortaya koyduk. Gücümüzü ve moralimizi bugün ve dünden gelen haklılığımızdan alıyoruz. Hakkımızda çıkarılan fermanlara karşı boyun eğmedik tilililerle başladık ‘Bijî berxwedana Kobanê’ dedik, ‘Jin jîyan azadî’ demeye devam edeceğiz."
ÖLBECİ: SİYASİ MÜHENDİSLİK ESERİ
“Rehine olarak tutuluyorum” diyen tutsak siyasetçi Zeynep Ölbeci, Kürt halkının demokratik taleplerinin hapsedildiği vurgusu yaparak "Hayallerimiz gasp edilmektedir. Bu dosya bir siyasi mühendislik eseridir. Hukuki bir temeli ve dayanağı yoktur. Örgütlü ve sistematik bir kötülük halidir. Dayanışma bizi bu süreçte ayakta tutan en önemli şeydir. Muhalefetin ve tüm ezilenlerin gözünü açması gerekiyor. Demokratik tepkileri ve dayanışması olumludur" ifadelerini kullandı.
ALTINÖRS: BİR TWEETE 22 BUÇUK YIL HAPİS
Tutsak siyasetçi Alp Altınörs, tepkisini şu ifadelerle dile getirdi: “Bir twete 22 buçuk yıl hapis! AİHM’in hiç suç unsuru bulmadığı bir tweete! IŞİD’e karşı demokratik protesto çağrısı yapan bir tweete! Ankara’da dün bir hukuk katliamı yaşandı."
ÜRKÜT: BUGÜNLER GEÇİCİ
Tutsak siyasetçi Ali Ürküt, mesajında şunları kaydetti: "Biz inandığımız demokrasi, barış ve mücadelesinden bedeli ne olursa olsun taviz vermeyeceğiz. Bizim gibi bedel ödeyen binlerce arkadaşımız oldu. Bize uygulananın düşman hukuku olduğunu biliyor, bugünler geçicidir diye bakıyoruz. Mücadelemize inanan, omuz veren ve bu mücadeleyi ileri taşıyacak bütün dostlara, yoldaşlara selam ve sevgilerimi iletiyorum."
ŞENGÜL: VİCDANIMIZ RAHAT, BAŞIMIZ DİK
Verilen kararlara rağmen demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesinden geri adım atmayacaklarını belirten tutsak siyasetçi İsmail Şengül ise şunları aktardı: "İnce siyasi mühendislik hesaplarıyla mahkeme zabıtlarını dolduruyorlar. Şunu bilsin ki önümüze konan kağıtların hiçbir anlamı ve değeri yoktur ve olmayacaktır. Bizler IŞİD canileri Kobanê’de katliam yaparak, insanları kaçırıp, işkence ederken, kadınlara tecavüz edip köle pazarlarında satarken sessiz kalamazdık. Kalamadık da! Bu insanlık trajedisi karşısında bu ülkenin onurlu siyasetçileri olarak tüm halklarımızı ve kamuoyuna duyarlılık ve mücadele çağrısı yaparak öncelikle insan olmanın gereğini yerine getirdik. Bu nedenle vicdanımız rahat, başımız diktir. Dün Kobanê’de IŞİD faşizmine karşı verdiğimiz mücadeleyi bugün de bir arada, dayanışarak ve birleşerek daha da büyüteceğiz. Tüm halkımıza sevgi ve saygılarımı sunuyor, bu süreçte bizlere verdikleri desteklerden ötürü teşekkür ediyorum."
MA / Fırat Can Arslan