Modern Diplomacy platformunda yayımlanan "Türkiye'nin Kırılgan Durumu: Çöküşün Eşiğinde Bir Ülke" başlıklı analizde, Türkiye'nin iç ve dış sorunlarla karşı karşıya kaldığı ve bu sorunların ülkenin istikrarını tehdit ettiği vurgulanıyor. Analiz, uluslararası ilişkiler, güvenlik çalışmaları ve Orta Doğu siyaseti alanlarında uzman olan Dr. Sara Neumann tarafından kaleme alındı. Neumann, Berlin Humboldt Üniversitesi’nde Suriye çatışmasında bölgesel güçlerin rolü üzerine doktora yapmıştır.
Kürt Sorunu ve Derinleşen Sosyal Bölünmeler
Erdoğan’ın politikaları, Kürt meselesine yaklaşımında ciddi bir değişim göstermiştir. Başlangıçta, Kürt halkına daha fazla demokratik hak tanınacağı vaadi verilse de, uygulama büyük ölçüde askeri baskılar, kitlesel gözaltılar ve Kürt kimliğinin kriminalize edilmesi gibi yöntemlere dayanmaktadır. Bu durum, Kürt vatandaşlarının siyasi sisteme entegre olamamalarına yol açmış ve derin bir yabancılaşma yaratmıştır. Kürtlerin yoğun olduğu güneydoğu bölgeleri, Türkiye'nin en az gelişmiş ve en yoksul bölgeleri olarak kalmaktadır.
Neo-Osmanlı Politikaları ve İç Çelişkiler
Erdoğan, Orta Doğu’da Osmanlı döneminin nüfuzunu yeniden canlandırmayı hedefleyen bir dış politika izlemektedir. Bu “Neo-Osmanlı” vizyonu, Türkiye’nin Suriye, Libya ve Kafkasya'daki askeri müdahalelerinde ve Doğu Akdeniz’deki iddialı tutumunda açıkça görülmektedir. Ancak bu agresif dış politika, iç sorunlarla giderek daha fazla çatışmaktadır. Kürt meselesi ve iç kutuplaşma, Türkiye'nin dışa dönük hedefleriyle derin bir çelişki oluşturuyor. Nüfusunun önemli bir bölümünü dışlayan bir devlet, uluslararası alanda istikrarı ve birliği nasıl sağlayabilir?
Ekonomik Kriz ve Sosyal Çöküş
Türkiye'nin ekonomik durumu, hükümete olan güveni sarsacak şekilde kötüleşmiştir. Yüksek enflasyon, para biriminin değersizleşmesi ve artan kamu borçları, halkı ciddi şekilde etkilemektedir. İşsizlik ve yoksulluk, özellikle Kürt nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde daha belirgin hale gelmiş ve mevcut sıkıntıları derinleştirmiştir. Erdoğan’ın bölücü söylem ve politikaları ise toplumda daha fazla kutuplaşmaya yol açmış, korku ve güvensizlik ortamını beslemiştir. Bu durum, Türkiye'nin sosyal dokusunu daha da zayıflatmakta ve ulusal birlik fikrini tehlikeye atmaktadır.
Çöküş Senaryoları
Analizde, Türkiye'nin çöküşüne yol açabilecek birkaç potansiyel senaryo ele alınmaktadır:
-
İç Ayaklanma: Kürt nüfusunun yoğun olduğu bölgelerdeki gerilimler, hükümetin kontrolünü zora sokarak büyük çaplı huzursuzluklara yol açabilir. Ekonomik zorluklar ve Kürt siyasi hareketlerinin baskısı, ülke genelinde geniş bir direniş hareketini tetikleyebilir.
-
Bölgesel Yayılma: Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta yürüttüğü askeri operasyonlar, Kürt gruplarla uzun süreli çatışmalara yol açabilir. Bu durum, Türkiye’nin askeri ve ekonomik kaynaklarını tüketebilir ve iç istikrarsızlığı artırabilir.
-
Uluslararası İzolasyon: Türkiye’nin agresif dış politikası ve NATO müttefikleriyle bozulan ilişkiler, diplomatik ve ekonomik izolasyona neden olabilir. Batılı ülkeler tarafından uygulanacak yaptırımlar, Türkiye'nin ekonomik yapısını daha da zayıflatabilir.
-
Kürt Bağımsızlığı: Başarılı bir Kürt devleti projesi, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne ciddi bir tehdit oluşturabilir ve ülke içindeki Kürt hareketlerine ilham verebilir.
Sonuç:
Dr. Sara Neumann, Türkiye’nin iç ve dış sorunlarının bir araya gelerek ülkenin çöküşünü hızlandırabileceğini belirtiyor. Anlamlı reformlar yapılmadığı sürece, içsel adaletsizlikler ve dışa dönük emperyal hedefler bir araya geldiğinde, ülkenin genişlemeye çalışırken bile çökebileceğini vurguluyor. Türkiye, hem içindeki bölünmeler hem de dış politikadaki gerginliklerle büyük bir tehdit altındadır.