CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki “ahmak davası”na ilişkin “Şimdi Ekrem İmamoğlu’nun yarın olası bir cumhurbaşkanı adaylığı ya da Ekrem İmamoğlu’na bir kısıt getirmek için kumpas kurmuşlar. Tetikçisi, oradaki bu kumpasın piyonu Süleyman Soylu” dedi. Özel, kararın kendisi ABD’deyken çıkması durumunda en kısa sürede ülkeye döneceğini belirterek “Ben öyle bir güne uyanacağımızı düşünmüyorum ne ABD’deyken ne Türkiye’deyken ama herkes aklını başına alsın. A’dan D’ye değil, A’dan Z’ye bütün ihtimalleri gözeten bir tutum içindeyiz” diye konuştu. Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile bağımsız Ankara Milletvekili Yüksel Arslan polemiğine ilişkin de “Bu tip iç tartışmaları körükleyecek olanlarla bizim siyaseten yürüyecek yolumuz yok” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ABD ziyareti öncesinde İstanbul Havalimanı’nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yeni eğitim öğretim yılına başlayan okullarda yaşanan sorunlara dikkat çeken Özel, şunları söyledi:

“Bütün gözler okullara döndü. Geçmişte CHP’nin seçim beyannamesinde olan okullarda öğrencilere üç kap sıcak yemek, seçim zamanında ‘Biz de yapacağız’ diyerek, sonrasında okul öncesine indirgeyerek, geçen sene eylülden sonra da sessiz ve sedasız o işi bırakarak tarihe karışmıştı. Bu sene Milli Eğitim Bakanı, hepimizin gözünün içine baka baka ‘Okullarımız 5 yıldızlı otel statüsünde’ dedi. Tabi kara mizah. Biz üç öğün yemek, üç kap sıcak yemek, günde bir öğün sıcak yemek önerimizi tekrarladık. Ertesi gün dedi ki ‘Okulların ne mekanı ne personeli ne maddi durumu buna elverişli değil’. Bir öğün sıcak yemek veremeyecek mekanı olmayan, personeli olmayan, parası olmayan 5 yıldızlı otel mi olur? Ne konuştuğunu bilmeyen bir vaka ile karşı karşıyayız. Ertesi gün 5 yıldızlı otel dedikten sonra bir başka bakan açıklıyor ki, ‘Biz apar topar 30 bin temizlik personeli alacağız’. Çünkü okullar hijyen yönünden korkunç durumda. Bu personel alımı doğrudur ama bunun ağustos ayı içinde yapılıp 9 Eylül günü okulların pırıl pırıl öğrencilere hazır hâle getirilmesi gerekiyordu. Rakam yetersizdir. Biz dün örgütlerimize, CHP’nin 81 il, 973 ilçe başkanlığına gönderdiğimiz yazılı talimatla önümüzdeki hafta başkanlığını il eğitim sekreterlerimiz ve ilçe eğitim sekreterlerimizin yaptığı heyetler ki kendileri öğretmen; öğretmenlerden, emekli öğretmenlerden oluşan bir heyetle tüm okulları ziyaret ediyoruz.

“Temizlik personeli gelene kadar tozlar alınacak”

Bu okullarda tabii ki okul yönetimleriyle, okul aile birlikleriyle, okulun fiziki koşullarını görmek üzere ziyaretimizi yapıyoruz. Yaklaşımımız şu. Ziyaretimiz, siyaset üstü bir ziyarettir. İş birliği ve dayanışma teklif ediyoruz. Gittiğimiz yerde bize ihtiyaç varsa, o ilçede iktidardaysak, belediye bizdeyse ilçe belediyemiz. O ilde il büyükşehir belediyemiz, en yakın belediyemiz. Elimizin erdiği, gücümüzün yettiğince biz burada elimizi taşın altına sokup okulların bütün temizliğini üstlenmiyoruz. Devletin görevi ama bir okul baş edemiyorsa, personel gelene kadar tuvaletler çok kötüyse biz orayı pırıl pırıl, tertemiz, mikropsuz yapamaya talibiz. Temizlik personeli gelene kadar tozlar alınacak, camlar silinecekse biz oradayız ama tabii ki devlet de asli görevini terk etmesin. Onların alanını devralıyor değiliz ama yetişemedikleri yeri biz yapacağız, niye? Hepimizin partisi var ama o küçücük çocukların bir partisi filan yok. Bir de mikrobun partisi yok. Herkesin çocuğunu hasta ediyor.

“Salgın hastalıklardan endişe ediyoruz”

Bir salgın Türkiye ve dünyaya neler yaşattı? Salgın hastalıklardan endişe ediyoruz. Heyetlerimize imkanlar dahilinde ilçelerimizde hekimler, diş hekimleri, eczacı arkadaşlarımız, yardımcı sağlık personelliğinden emekli olmuşlar, ebeler, hemşireler, zenginleşecek, tabi her ilçede böyle bir heyet kurmak mümkün değil ama okulları sağlık eksenli, siyaset dışı bir ziyaretle gezmek, oralara gücümüz nispetinde katkı sağlamak. Talimatımız bu yöndedir. Bundan sonraki süreçte de bu yapıcı ve kesinlikle bir siyasi amacı olmayan çabalarımızı tüm alanlarda devam ettireceğiz. Karşımızda rezalet durumdaki okulları 5 yıldızlı otel gibi gören bir gözlük olduktan sonra biz buraya başka bir gözle bakmak ve başka bir elle dokunmak zorundayız. Birkaç gün de olsa ayrılıyoruz, ABD’ye gidiyoruz. Türkiye’ne insanların özgürce haber alma özgürlüklerini sizlere emanet ediyoruz. Ümit ediyorum geldiğimizde yine hep birlikte olacağız.”

İmamoğlu’na siyasi yasak davası: “Kimse olacakmış gibi kabul ettirmeye çalışmasın”

CHP'den kayyıma karşı kanun teklifi CHP'den kayyıma karşı kanun teklifi

“İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ahmak davasıyla ilgili kararın istinafta onanması gündemde. Siz ABD’deyken bu onanma gerçekleşirse ne yapacaksınız? Partinizin A, B, C planları nelerdir? Neler yaşanabilir Türk siyaseti açısından” sorusu üzerine Özel, şu yanıtı verdi:

“Şimdi beni yolcu eden İstanbul İl Başkanımız ve Genel Başkanvekilimiz birlikte toplantıya katılacaklar. O toplantıyı yönetecekler. 6 genel başkan yardımcımızı görevlendirdik. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız toplantının bir kısmına katılacak. Ben dün akşam kendisiyle baş başa bir görüşme de yaptım. Kendimiz de bunu değerlendirdik. Biz her ihtimali göz önüne alıyoruz. Bir kere kimse bize böyle olmadık bir davadan, olmadık bir suçlamadan bu cezayı normalleştirmeye ve bu olacakmış gibi kabul ettirmeye çalışmasın. Böyle bir gündemin yerleşmesine de izin verilmemesi gerekir. Kısaca hatırlatayım. Süleyman Soylu, döndü ve kamu görevlisi olan Ekrem İmamoğlu’na -özür diliyorum- ‘ahmak’ dedi. Hepimizin gözünün içine baka baka... Ekrem Bey de ona hiç terbiyesini bozmadan ‘Sensin o’ dedi ama o cümleyi İstanbul seçimini kim iptal ettirdiyse dediğinde, ahmağın o olduğunu hatırlatınca vay iptali veren YSK’dır, siz heyet hâlinde görev yapan kamu görevlilerine hakaret ettiniz deyip işi YSK’ya çektiler. Bir kere Süleyman Soylu, hepimizin gözünün içine baka baka Ekrem Bey’e ahmak dedi mi, demedi mi? Ekrem Bey, İstanbul’un seçilmiş kamu görevlisi. Dönüyorlar, Ekrem Bey’in Süleyman Soylu’ya verdiği cevabı ‘YSK’ya söylendi’ deyip ceza vermeye çalışıyorlar. Gerçekten buradan bir cezanın olabilirliğini kimse normalleştirmesin. Bunu biz kabul etmiyoruz. Böyle bir saçmalık yok. Böyle bir fütursuzluk, şuursuzluk yok. O yüzden ben Türkiye’ye bu ayıbı bir daha yaşatacaklarını sanmıyorum.

“Kumpasın piyonu Süleyman Soylu”

Pratikte baktığınızda İstanbul seçmeni, bunun kadar içinde hakaret makaret olmayan ama kötü niyet olan bir şeyi çok ağır cezalandırmadı mı? İstanbul seçmeni karar verdi, 25 yıldır siz yönetiyorsunuz. Biraz da CHP’li bir belediye başkanı yönetecek dedi. Kabul etmeyip seçimi iptal ettirdiler. Ne oldu? 45 günde dünyanın en büyük kampanyasını mı yaptık? 12 bin 600’lük fark 806 bin oldu. Millet, demokrasi tokadı attı. Millet, böyle şeyleri sevmiyor. Şimdi Ekrem İmamoğlu’nun yarın olası bir cumhurbaşkanı adaylığı ya da Ekrem İmamoğlu’na bir kısıt getirmek için kumpas kurmuşlar. Tetikçisi, oradaki bu kumpasın piyonu Süleyman Soylu. İcracıları hangi mecralarda bilmiyoruz veya biliyoruz da herkesin bildiğini bir daha, bir lafın tamamı aptala söylenir, milletimize hakaret etme niyetimiz yok. Yarın öbür gün bu dava görülecek. ‘Bu davadan ceza çıkaracağız biz’, böyle bir şey yok. Bunu yaparsanız, geçen seferki bir kere demokrasi tokadından ders almadıysanız millet çok daha bunun şeddelisini uygular, çok daha şiddetlisini uygular. Kendilerine yapabilecekleri en büyük kötülüktür bu ama Türkiye’ye de büyük kötülük olur.

“Biz ABD’deyken olursa döneriz”

Ben nasıl gideceğim şimdi Sosyalist Enternasyonal’de, ‘Sensin o’ dedi diye bütün dünyanın tanıdığı en büyük metropolün belediye başkanını görevden uzaklaştırdılar, siyasi yasak getirdiler diyeceğim? Bunun Almanca, İngilizce, Fransızca tercümesi yok. Hepimizi utandırır böyle bir karar. Bunu anlattığında tercüme hatası sanırlar. Olmaz böyle bir şey. Tut ki biz ABD’deyken oldu. Tüm ihtimalleri değerlendirdik. En kısa zamanda geri döneriz. Zaten genel başkanvekilimiz burada. Mümkün olan en kısa süre içinde buraya dönmek, o zaman boynumuzun borcu. O gün başka bir gündür. Ben öyle bir güne uyanacağımızı düşünmüyorum ne ABD’deyken ne Türkiye’deyken ama herkes aklını başına alsın. Biraz önce değerli gazeteci arkadaşımızın ifade ettiği, A’dan D’ye değil, A’dan Z’ye bütün ihtimalleri gözeten bir tutum içindeyiz.”

Yavaş-Arslan polemiği: “Ekrem Bey ile Mansur Bey arasında çelişki yok”

Cumhurbaşkanı adaylığı tartışmaları üzerinden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve bağımsız Ankara Milletvekili Yüksel Arslan arasındaki polemiğe değinen Özel, şöyle konuştu:

“Ben Sayın Mansur Yavaş’ın bu meselede aldığı tutumu çok yapıcı, doğru buluyorum. Kendisiyle görüştüğümde de bunu da söyledim. Kendisi de zaten bu tip yaklaşımlardan çok rahatsız olduğunu, daha önce de birkaç kez bunların tekrar ettiğini, buna itiraz ettiğini söyledi. Son derece yapıcı bir tutumda. Sayın Ekrem İmamoğlu ile de tüm gündemi değerlendirdik. Önümüzdeki hafta ben döndükten sonra üçümüz bir araya geleceğiz. Ortada bir kriz filan yok. Ortada İstanbul ve Ankara gibi biri dünyanın Türkiye’de en çok bildiği metropol, diğeri de Anıtkabir’e dahi ev sahipliği yapan Başkentimiz. Buralarda açık farklarla milletin gönlünde olan insanlar o şehirlere hizmet etmek istiyorlar. Günü geldiğinde, karar verileceğinde hep birlikte en doğru kararı veririz. Ben hep bunu savundum. Bu konuda Ekrem Bey ile benim, Mansur Bey ile benim ya da Ekrem Bey ile Mansur Bey arasında bir tenakuz, çelişki yok zaten. Herkes aynı şeyi söylüyor ama herkes aynı şeyi söylediği hâlde akşam televizyonlarda, gündüz köşelerde herkes bir başka şeyi söylüyor. Diyalog kanallarını daha açık tutup dosta güven, olmayana endişe verecek birliktelikleri daha çok sergileyip hep beraber yol yürümenin ve yürüdüğümüz yolun iktidar yolu olduğunu bütün Türkiye’ye göstermenin zamanı çoktan gelmişti. Bu konuda adımlarımızı sıklaştıracağız.

“CHP’deki mutabakat, iktidar olma yönünde”

Daha yakın birbirimize duracağız. Daha çok birlikte olacağız. Bir tek şey var. CHP’deki mutabakat, iktidar olma yönündedir. CHP’deki mutabakat, iç tartışmaların hem partiye hem de ülkeye ihanet etme noktasında olduğudur. Bundan sonra bu tip iç tartışmaları körükleyecek olanlarla bizim siyaseten yürüyecek yolumuz yok. Bunu parti içinde, milletvekili grubunda, partimizin de il yönetimlerinde sözüm meclisten dışarı, arkadaşlarımız son derece özenli. Bazen bu iş partiye mâl olacak ağızlar ve kalemlerden o kadar çok söylüyor ki, biz yalanlamaktan yorulduk. O yüzden mutabakatımız iktidar yönündedir. El ele, omuz omuza hep birlikte yürüyeceğiz. Mevzu bahis milletvekili bizim hep saygı gösterdiğimiz, bize de her süreçte son derece saygılı tutumlar içinde olup ancak sosyal medya veya başka alanlarda bu tip yaklaşımları birkaç kere yapan birisi. Yaptığı işin kabul edilebilir tarafı yok. Mansur Bey gönül bağını kesti, bizimle zaten siyasi bir bağı yok. Benim belediye başkanımın gönlünde olmayanın benim de gönlümde yeri yok zaten. Yapacak bir şey yok. Bundan sonra bir özeleştiri yapar ve başka bir tutum içinde, yapıcı bir tutum içinde olursa ne âlâ. Ben de ona o tweetini silmesini ve yapıcı bir tutuma geçmesini tavsiye ederdim. Mansur Bey yaptı, o gereğini yapmak yerine başka bir şey yaptı. Yolu açık olsun.”

Akar’ın mangal partisi: “Dünya kadar hakkını yedikleri var”

Özgür Özel, AKP Kayseri Milletvekili ve eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın da yer aldığı mangalda sucuk partisiyle ilgili şunları söyledi:

“Videonun tamamını görmedim. Bugün sabah bir kıymetli köşe yazarının köşesinde bunun videonun tamamı olmadığını, devamında yemeden ayrıldıklarını, yiyeceklere afiyet olsun dediklerini öğrendik. Tabii bu montaj videolar, videoların yarısının kesilmesinin en ciddi mağdurlarından biri ve o partinin genel başkanı olarak bu hakkaniyetli tutumu takdir ediyorum. Bizim Sayın Akar ile aramızdaki tarihsel husumet ortadadır. Onun sucuk yememiş olmasının ortaya çıkmış olması ve onun bunun iletişimini yapıyor olması da toplumun bilgi edinmesi açısından önemlidir. Bir de onun sucuğu yememiş ama dünya kadar hakkını yedikleri ve yedirdikleri var. Ona hakkını helal etmeyerek ölenler var. Okullardan onların disiplinine, onların çizdiği çerçeve uygun değil diye zulümle atılanlar var. Silah arkadaşları hapiste, kumpas davalarında çürürken oralara adım atmayan var. O hakları nasıl ödeyecek? Sucuk kolay, ben öderim sucuk partisini. Hulusi Akar yiyecekse yesin, sucuklar benden ama o kadar yediği hakkı kim ödeyecek?”

“Biz Beyoğlu’nu alınca birilerinin karnı ağrıdı”

Beyoğlu Belediyesi’ne bağlı birimlerin kaymakamlık binasından çıkarılmasına ilişkin de Özel, “Beyoğlu Belediye Başkanımız yıllardır Beyoğlu’na emek veren, örgütümüzden gelen çok kıymetli bir kardeşimiz. Daha önceki süreçte yapılan iş birliği protokolü AKP için çok önemli, Beyoğlu Belediyesi’ne bir alan açmak üzere yapılmış. Tabii biz o Beyoğlu’nu alınca birilerinin karnı ağrıdı. Öyle olunca da belediyemize büyük bir haksızlık yaptılar. Bu haksızlığa karşı da başkanımızın tutumu hem idari hem de siyasi yönden çok anlamlıdır. Bakın, sesini bütün Türkiye duydu. Kendisinin eylemini destekliyoruz” ifadelerini kullandı

“Ediz Ün yasal bir süreç başlattığını söyledi”

Kaçakçılık iddialarıyla gündeme gelen CHP Edirne Milletvekili Ediz Ün ile ilgili soruya da Özel, “Kendi açıklamasını takip ettim. Yasal bir süreç başlattığını söyledi. Bana da bu konuda grup başkanvekillerimiz bir bilgilendirme yaptı. Suç duyurusu metnini yolladılar. Bu aşamada açıklamasını tatmin edici buluyorum ama süreci yakından takip edeceğiz” dedi. (ANKA)