CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi için Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda verilen ziyafetin sosyal medyaya düşen görüntüleri hakkında “Vatandaşlar eşinin, dostunun, akrabasının cenazesine bile gidemiyor. Ama millete yasak olan saraya serbest. Tam da Gaziantep’te, 11 yurttaşımızın hayatına mal olan facia milletimizin yüreğini parçalarken, beylerin saraylarında, vur patlasın çal oynasın konuk ağırlama görüntüleri ortaya çıkıyor. Millet canıyla uğraşırken, bu şaşaa, eğlence nedir? Beyler kuş sütü eksik sofralarda saray yemeklerini gövdeye indirirken, vatandaşlarımız ne yapıyor? Bu bereketsiz ucube vesayet rejimiyle ülkemiz, kuyruklar ülkesi haline geldi. Kış günü soğanda, patateste kuyruk, ucuza ekmek almak için Halk Ekmek sıralarında kuyruk, kömür yardımı almak için mahalleler boyu kuyruk, bu millet ne zaman gün yüzü görecek? Öldüm kurtuldum dese, maalesef onda da gasilhanede ve mezar sırasında kuyruk” diye tepki gösterdi. Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı üzerine gelen soruya Öztrak, “Cumhur İttifakı’nda itaat, Millet İttifakı’nda istişare vardır. Kimse bizden onun dışında bir davranış beklemesin” yanıtı verdi.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak CHP MYK toplantısı sonrasında CHP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi. Öztrak’ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
SARAY BESLEMELERİ DİPLOMASIZ ATANIYOR
Milletin çift diplomalı evlatları işsiz gezerken, doktoralı gençlerimiz iş bulamazken, saray sosyetesinin, sahte diploma kullandığı mahkeme kararıyla sabit beslemeleri, kamu bankalarına yönetim kurulu üyesi atanıyor. Peki, tecrübeli bankacıları bir telefonla işten attıran, BDDK yönetimi bu arada ne yapıyor? Hiçbir şey yapmıyor.
ANKARA BAŞSAVCILIĞI SORULARIYLA NİYETİNİ BELLİ ETTİ
Genel Başkanımız, sarayın ufak ortağının çabalarıyla cezaevinden çıkarılan mafya bozuntusu tarafından açıkça tehdit edildi. Siyaset üzerine mafya gölgesi düştü. Sarayın ufak ortağı bunun arkasında durdu, sahiplendi. Tam bir hafta önce, ‘Savcılık, bu saldırganın ifadesini aldı mı’ diye sormuştum. Bundan bir ay önce, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu, Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir yazı yazmış. Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı yazılan hakaret ve tehdit içerikli olduğu iddia edilen yazının yayınlandığı twitter hesabının kendisine ait olup olmadığı… Herkesin gözü önünde yapılan tehditlerin, onca hakaretlerin iddiası mı olur? Savcılık başka neyi merak ediyor: Bu yazıyı kendisinin yazıp yazmadığını, yazdıysa da nerede yazdığını…Güler misin; ağlar mısın? Yahu Ankara’dan Bodrum Savcılığı’na resmi yazı yazıp, niye zahmet ettiniz? Siz bu üslupla, bu sorularla zaten niyetinizi belli etmişsiniz. Bu ülkenin ana muhalefet partisinin lideri tehdit edilince, savcılar nedense resen soruşturma bile açma cesaretini bulamaz. Bir de üstüne, tehdit ve hakaret savuran şahsı; bir zahmet çay içerken, kopya verdiği iki üç soruyu cevaplasın diye kibarca davet eder. Ama bu memlekette AK Parti Genel Başkanı’na, sosyal medyadan bir eleştiri yapsanız savcılık hızla resen soruşturma başlatır. Sabaha karşı evinizden yaka paça alınırsınız. Öyle savcılığa davet edilmezsiniz, derdest edilirsiniz. Yine sade vatandaşsanız davanız yıllarca yargıda bekler, adalete bir türlü ulaşamazsınız.
BEYLERİN SARAYINDA VUR PATLASIN ÇAL OYNASIN
Bu ülkede salgın yüzünden, vatandaşlar eşinin, dostunun, akrabasının cenazesine bile gidemiyor. Düğün dernek yapmak yasak. Maskesiz sokağa çıkan cezayı yiyor. Restoranlar, eğlence mekânları kapalı, yüzbinlerce çalışan kapının önüne konmuş. Müzisyen bir gencimiz, geçtiğimiz hafta sefaletten cinnet getirip, canına kıymış. Ama millete yasak olan saraya serbest. Tam da Gaziantep’te, 11 yurttaşımızın hayatına mal olan facia milletimizin yüreğini parçalarken, beylerin saraylarında, vur patlasın çal oynasın konuk ağırlama görüntüleri ortaya çıkıyor. Millet canıyla uğraşırken, bu ülkenin esnafı, çiftçisi, emekçisi, emeklisi, genci ıstırap çekerken bu debdebe, şaşa, eğlence nedir?
MASADAKİLERİN ÇOĞUNDA MASKE YOKTU AŞILAR ÖNCE SARAY SOSYETESİNE Mİ YAPILDI
Biz kaç zamandır söylüyoruz: Bunlar milletten koptular, saraylarından millete dürbünün tersiyle bakıyorlar, milleti görmüyorlar. Milletle aralarındaki mesafe o kadar uzak ki sesini duymuyorlar. Bir de, o görüntülere bakınca, insan, ‘acaba aşılar milletten önce, saray sosyetesine mi yapıldı’ diye düşünmeden de edemiyor. Sarayın kibirlisinde ve masadakilerin çoğunda maske yoktu. Beyler kuş sütü eksik sofralarda saray yemeklerini gövdeye indirirken, vatandaşlarımız ne yapıyor? Pazar yerinde vatandaşımız, ‘daha önce 70 TL’ye gittiğim pazardan, şimdi 150 TL’ye çıkamıyorum’ diye feryat ediyor. Esnaf; ‘millet artık taneyle alıyor, fiyat söylemeye utanıyoruz’ diyor. Mısır Çarşısı’nda bir dükkân sahibi, ‘TEFE’yi TÜFE’yi nasıl hesaplıyorlar bilmem ama bizde zamlar yüzde 60 yüzde 80 arasında’ diyor. Bu bereketsiz ucube vesayet rejimiyle ülkemiz, kuyruklar ülkesi haline geldi. Kış günü soğanda, patateste kuyruk, ucuza ekmek almak için Halk Ekmek sıralarında kuyruk, kömür yardımı almak için mahalleler boyu kuyruk, bu millet ne zaman gün yüzü görecek? Öldüm kurtuldum dese, maalesef onda da gasilhanede ve mezar sırasında kuyruk…
BUNLARIN KİBİRLERİ ARŞI AŞMIŞ
Bu ülkenin gençleri ‘iş olsun, maaşı geçtim, yol ve yemek parasına bile razıyım’ diyor. Ama Saray sosyetesine göre her şey güllük gülistanlık. Sarayın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’na göre; memlekette yoksulluk, milletvekiline göre işsizlik yok. Tarım Bakanı’na göre çiftçi rekor gelir elde ediyor, bir başka milletvekiline göreyse, memlekette kuru ekmek bulabilen aç değil… Ne güzel; ‘meseleleri, mesele etmezseniz mesele kalmaz’. Bunların kibirleri artık arşı aşmış. Milletle yolları ayırmışlar.
EKONOMİK VE KİŞİSEL ÖZGÜRLÜKLER DİP YAPTI
18 yılda bu memlekette akıl, ahlak, adalet, temel hak ve hürriyetler öldürüldü. İşte bugün, bu nedenle devlet krizi yaşıyoruz. İşte bugün, bu nedenle memlekette kimse canından, malından emin değil. Buhran yaşıyoruz… Bunu sadece biz demiyoruz. Dünyanın itibarlı kurumlarının çalışmaları da söylüyor. CATO Enstitüsü’nün İnsani Özgürlük Endeksi yayınlandı. Kişisel ve ekonomik özgürlüklerle ilgili 76 göstergenin kullanıldığı bu endekste 2015 yılında 62. sıradaydık. 2017 yılında 84. sıraya indik. 2020’de 162 ülke arasında 119. sıraya düştük. İnsani Özgürlükler liginde ucube başkanlık projesinin düğmesine basıldıktan sonra 57 sıra, tek adam vesayet rejimine fiilen geçildikten sonra 35 sıra birden düşmüşüz. Düşmemişiz, çakılmışız. Bu ligde, Gambiya, Tanzanya, Vietnam, Gabon, Togo gibi ülkelerle aynı sıralardayız. Bu ucube rejim geldi geleli, ülkemizde ekonomik ve kişisel özgürlükler dip yapmış.
CUMHUR İTTİFAKI, ÇAMUR İTTİFAKI OLDU
Böyle bir ülkeye uluslararası yatırımcı gelir mi? Yatırım yapılır mı? Cumhur ittifakı artık çamur ittifakı oldu. Sağa sola çamur atıyor. En sevdiği de Cumhuriyet Halk Partisi’ne bulaşmak… Beyefendi, önünüze konan metinleri okurken lütfen daha dikkatli olun. AK Parti’ye gönül vermiş, AK Parti’ye oy vermiş yurttaşlarımıza seslenmek istiyoruz: Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu ülkede namusuyla çalışan, alın teri döken, taş üstüne taş koyan, hiç kimse ama hiç kimse, malından, mülkünden, canından şüphe etmeyecek.
ÇİFTÇİMİZ ANKARA KAPISINDAN KOVULUYOR
Yoksulluk o kadar derin ki vatandaşlarımız bebeğine; mama yerine şekerli su veriyor, bez yerine altına poşet bağlıyor. Bu ülkede insanlar avucuna iş-aş yazıp canına kıyıyor. Çiftçi, besici bağırıyor, ‘yem, saman fiyatı yüksek, beslediğimiz hayvanların etinin de sütünün de fiyatı düşük.’ Ülkede ineği, tarlası traktörü haczedilen, sesini duyurmak isteyen çiftçilerimiz, Ankara’nın kapısından kovalanıyor. Dünyanın en bereketli topraklarında Çukurova’da, Konya ovasında, Aydın ovasında, Trakya’da tarımı bitirenler, şimdi gidip, Sudan’da Nijer’de tarım yapmanın peşine düşüyor. Rusya’nın en çok tahıl sattığı ülkeler listesinde birinciyiz. Ama Ruslar Türkiye’den domates ithalatına kota getiriyor. Saray ne yapıyor? Gümrüksüz tahıl ithalatının süresini uzatıyor. Rus çiftçisinin yüzünü güldürüyor.
DIŞ POLİTİKAYI ŞAHSİLEŞTİRDİLER
ABD ve AB’den gelebilecek olası yaptırımları konuşmuyoruz bile. Sarayın bu konuda bir planı var mı diye bakıyoruz? Hayır! Ancak lafla peynir gemisi yürütmeye çalışıyorlar. Ucube şahsım devletinde ‘dostum Trump, dostum Putin’ diyerek, milli olması gereken dış politikayı şahsileştirdiler. Bu nedenle dünyada ve bölgede bir başına kaldık. Bakın biz bu S-400 meselesiyle ilgili olarak, tam bir yıl önce bugün yaşanacakları anlatmışız. Olası kayıpları kalem kalem sıralamışız. Peki, bu saray yönetimi bir yıldır ne yaptı? S-400 meselesiyle ilgili bir çözüm buldular mı? Havuz medyasının fısıldadığı yerli ve milli çözüm; S-400’ün kumanda odasını Amerikalılarla paylaşmak, ya da Yunanistan’ın yaptığı gibi tatbikattan tatbikata bunları depodan çıkarmak… Biz bu silah sisteminin kumandasını Amerika ile paylaşacaksak veya tatbikattan tatbikata süs diye kullanacaksak 2,5 milyar doları hem de bu dar günümüzde niye verdik? Dış politika tavla oynamaya benzemez. Milli çıkarlarımızı, ülkemizin geleceğini, attığınız zara veya şansınıza emanet edemezsiniz.
İŞSİZLİK HEDEFİ İKİ KATINA ÇIKTI
Bu yıl, 29 Eylül 2020’de imzalanan bir Cumhurbaşkanı Kararıyla, 2023 hedeflerinin çöp olduğunu, dünya âleme ilan ettiler. Bu kararla; ‘2023 yılında 2 trilyon dolar olacak’ dedikleri milli gelir hedefini 875 milyar dolara düşürdüler. Bu, hedefin yarısının bile altında… Milletin önüne, 11 yıl önceki geliri getirmekten utanmıyorlar. Kişi başına düşen gelir hedefini de 25 bin dolardan, 10 bin 33 dolara indirdiler. Bu da aynı şekilde hedefin yarısının altında… 2023’te 500 milyar dolar olan ihracat hedefi de şimdi 214 milyar dolara düşürüldü… Bu da hedefin yarısından az… Fakat bir hedef var ki, iki katına çıktı. 2023’te işsizlik hedefi yüzde 5 idi. Şimdi, ‘2023’te işsizlik oranı yüzde 10,9 olacak’ diyorlar.
TEK HEDEFLERİ İKTİDAR KOLTUĞU
Artık 2023 hedefleri diye bir şey yok. Tek hedefleri var: 2023’ü iktidar koltuğunda görebilmek... Dünya; refah devleti 3.0’ı konuşurken, robot teknolojisinin ve otomasyonun geleceğini, bunun istihdama etkisinin ne olacağını, devletin bu konuda hangi önlemleri alacağını tartışırken, yeşil ekonomi, dijital altyapı ve eğitim derken, pandemi sonrası oluşacak yeni tedarik zincirlerinde, yeni üretim modellerini, ülkelerin pastadan ne kadar pay alacağını hesaplarken, bu kifayetsiz muhterislerin elinde ülkemiz yalan dolan gündemlerle vakit harcıyor. Ama milletimiz umutsuzluğa kapılmasın, jeostratejik konumuyla, genç nüfusuyla, dünyanın dört bir yanında tuttuğunu koparan girişimcileri ve iş insanlarıyla, doğru tedbirlere çok hızlı yanıt verebilen ekonomisiyle ülkemiz çok önemli bir potansiyele sahiptir.
Öztrak, basın mensuplarının sorularına da yanıt verdi.
AKP’nin son kanun teklifinin Anayasa Mahkemesi’ne götürülüp götürülmeyeceğine ilişkin Öztrak, “Maliye Aksiyon Gücü var dünyanın kara paranın önlenmesi ile ilgili olarak… Bunların talep ettiği bir yasa teklifi diye söyleniyor ama bu kurumun tespit ettiği bu eksiklikler kaç senedir ortada, bir türlü tek bir önlem alınmıyor. Nihayet bu senenin sonuna geldik, şimdi eğer bu kanun çıkmazsa ‘gri listeye gireceğiz’ diye bunları getiriyorlar, ama taleplerine baktığımız zaman bu yazı içinde yer almadığını görüyoruz. Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki ve Adalet Komisyonu'ndaki arkadaşlarımız yasa teklifi üzerine detaylı çalışmalarını sürdürüyorlar Yasa yapma tekniği açısından da ucube rejimde şimdi büyük sıkıntılar yaşıyoruz, bu tür teklifler çok geç geliyor, geç geldiği için de arkadaşlarımızın incelemeye vakitleri olmuyor. Eğer Anayasa Mahkemesi'ne götürecek bir şey varsa bu şu anda görüşülüyor bu bizim taleplerimiz yerine getirmez ise arkadaşlarımız Anayasa Mahkemesi'ne götüreceklerdir” yanıtı verdi.
İnce’nin CHP içindeki taciz iddiaları için “utanıyorum” demesi için Öztrak, “Bu partide il, ilçe başkanlığı, milletvekilliği, grup başkanvekilliği yapmış arkadaşımızın, bu partideki bu süreçlerde nasıl tavizsiz davranıldığını en iyi şekilde bilmesi gerekir. İddiaların adresi bellidir. Bu iddiaların adresi Çamur İttifakı’dır” dedi.
FATİH ERBAKAN YERİNİ BELLİ ETMİŞ
Fatih Erbakan’ın HDP ve CHP’ye yanaşmayacağı sözlerinin anımsatılması üzerine Öztrak, “Sayın Erbakan öyle gözüküyor ki yerini belli edilmiş benim yerim Cumhur ittifakı diyor” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Seval Türkeş ziyaretinin zamanlama açısından tepki çektiğine ilişkin soru üzerine Öztrak, “Kahramanmaraş katliamının acısını, üzüntüsünü başta Genel Başkanımız ve Cumhuriyet Halk Partisi kalbinde taşır, kaldı ki bu yıl dönümünde Genel Başkanımız, partimizin kurumsal görüşünü paylaşmıştır. Eleştirenler Hacı Bektaşi Veli'nin ve Yunus Emre'nin öğretilerini anlamayanlardır. Hepsi sevgi dili ile konuşmuştur. Sayın Genel Başkanımız, insani bir ziyaret gerçekleştirmiştir ve bu topraklarda ayrışmaya kavgayı bitirmeye, huzuru barışı getirmeye kararlıdır” dedi.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun 2022 yılı bütçesinin halkın bütçesi olacağı ile ilgili tweetine MHP’den gelen yanıta ilişkin Öztrak, “Ülkeyi batıran, ülkeyi buhrana sokan sivil darbenin ortakları, bu işin sonunun yaklaşmaya başladığını görmeye başladı. Bu işin sonu sandıkta biter, hiç endişe etmesinler. Canan Hanım doğru bir tespit yapmış, bunların miladının dolduğunu görmüş ve önümüzdeki yıl Cumhuriyet Halk Partisi'nin bütçeyi yapacağını söylemiş” diye yanıtladı.
"OSMAN ÖCALAN YENİDEN ORTAYA ÇIKTIYSA UFUKTA SEÇİM VAR"
Osman Öcalan ile bir Cumhurbaşkanı danışmanı ile yakın zamanda görüştüğünün ortaya çıkması hakkında Öztrak, “Osman Öcalan'ın yeniden ortaya çıktıysa ufukta seçim var. Bir Cumhurbaşkanı danışmanının PKK başının kardeşi Osman Öcalan ile konuşması bizi şaşırtmıyor. Ama şunu sormamız lazım kim bu Osman Öcalan ile görüşen Cumhurbaşkanı danışmanı? Bu soruların esas muhatabı kendisine milli ve yerli diyen bu koalisyonun ufak ortağıdır. Bahçeli bu görüşme için icazet vermiş midir? Eğer haberi yoksa şimdi ne yapacaktır?” diye sordu.
Sayıştay 2019 denetim raporlarında belediyelerde usulsüzlük olduğu iddialarına karşı Öztrak, “Acaba bu raporlarda Serik’te bir belediye başkanının kendisinden önce belediye başkanının 500 bin lira rüşvet aldığını açıkladığında ne yapıldı? Bu raporlarda bu var mı? Bu raporlarda bunun olduğunu sanmıyorum, ama İstanbul Belediyesi ile ilgili iddialara bakıyorsunuz. Vatandaşa süt dağıtmış annelere toplu taşıma hizmetini ücretsiz vermiş, eğitim destekleri vermiş. Bu konular yer alıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, belediyelerimiz Genel Başkanımızın da talimatıyla üstün kamu yararı bulunan hizmetlerine devam edecektir” diye konuştu.
MÜÇTEBA KILIÇ’A DİPLOMA
FETÖ lideri ile görüntüsü olan avukat Müçteba Kılıç’a AKP Siyaset Akademisi tarafından sertifika verilmesine ilişkin Öztrak, “Bunda şaşılacak bir şey yok, Kaç zamandır sorup duruyoruz. FETÖ’nün siyasi ayağı neden ortaya çıkmadı diye. Bugün görüyoruz ki, FETÖ’nün siyasi aşağının başı FETÖ’ye sarılıp ağlayan bir kişiye diploma vermiş. Hem de kendisinin imzası bulunan bir diploma. Pek çok insan bankaların önünden geçti diye içeri atılırken buna böyle bir diploma verilmesi her şeyin gün gibi ortada olduğunu gösteriyor. Buradan da kitapçığımızın neden toplatıldığı gayet güzel anlaşılıyor” dedi.
AKŞENER’İN ADAYLIĞI
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in cumhurbaşkanlığı adaylığı için “iddia sahibi herkes gibi ben de isterim” demesi için Öztrak, “Akşener, aynı açıklamasında ‘ben isimler üzerinden konuşmayı doğru bulmuyorum’ da diyor ve ekliyor ‘biz Türkiye'nin geleceğini zora sokacak herhangi bir adımı veya herhangi bir hedefin parçası olmayız’ diyor. Sayın Genel Başkanımız da seçim zamanı geldiğinde adayı birlikte belirleyeceğini ifade ettiler. Güçlendirilmiş parlamenter sistemdeki önerilerinizi aramızda görüştükten sonra önümüzdeki günlerde açıklayacağız. Cumhur İttifakında itaat Millet İttifakında istişare vardır. Kimse bizden bu onun dışında bir davranış beklemesin” dedi.
HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun çıplak aramayla ilgili iddialarının ardından AKP Genel Başkanı Yardımcısı Mahir Ünal’ın bunun yalan olduğunu söylemesi hakkında Öztrak, “Her şeyden önce öyle FETÖ’cü PKK iddiaları diyerek, geçiştirilemez. Bu iddialar son derece yaygın bir şekilde gelmektedir ve bu iddialar ciddidir. Bir dönem Cezaevi Araştırma Komisyonu üyesi olan Veli Ağbaba, iktidar FETÖ ile kol kolayken benzer iddiaları gündeme getirmişti. 2016’da Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü de İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nda yaptığı açıklamada çıplak aramanın var olduğunu ifade etmişti. Dolayısıyla konu ciddidir, bu konuyu ‘onu söyleme bunu söyleme’ demek insan haklarına aykırıdır. Bu iddialar İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nda araştırılması devlet olmanın da gereğidir. Ayrıca İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Sayın Karaca, bu konuda bir meclis araştırmasına açılması önergesini de bugün vermiştir” diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Şeb-i Aruz töreninde Kuran’ın Türkçe okutulması ve kadın erkek semah gösterisi yapılmasına ilişkin Öztrak, “Biz bunun siyaset malzemesi yapılmasını, siyasetin bunları konuşmasını doğru bulmuyoruz” dedi.
Konya’daki taciz iddiasıyla ilgili MYK’da karar alınıp alınmadığı sorusuna da Öztrak, “Mağdurların tüm iddiaları partimizde, tavizsiz şekilde, dikkatle soruşturulur ve sonunda da gereği yapılır. Konu ile ilgili açıklama önümüzdeki günlerde yapılacaktır” yanıtı verdi.