Görevden alınarak, yerine kayyım atanan Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimindeki belediyelerden Van’ın Saray Belediyesi Eşbaşkanı Caziye Duman, AKP’nin koronaivirüs (Kovid-19) tehdidine rağmen süren kayyım politikalarını değerlendirdi. Söz konusu politikanın kadını hedef aldığını söyleyen Duman, kayyımların kadın kurumlarını kapatmakla başlayan ilk pratiklerini hatırlattı. Duman, “Kadınların, kayyım geldikten sonra yalnızlaştığını biliyoruz. Ulaşabilecekleri kurumların ve kadın sığınma evlerinin kapandığını görüyoruz” dedi.
‘TARİHTE GÖRÜLMEDİ’
Kayyımların meşru olmadığını dile getiren Duman, “Herhangi bir Anayasa’da, hak ve hukukun tanıdığı bir uygulama biçimi değildir. 2014’teki süreçte de belediyelerimize kayyım atanması, şuan AKP-MHP faşist bloğunun bir politikası olduğunu söyleyebiliriz. Bu anlamda halk her yönüyle sınamak istedi. Tarihsel olarak bakıldığı zaman hiçbir tarihte böyle bir uygulama, yöntem, soykırım ve bastırma politikası görülmemiştir. 1923 tarihini, 12 Eylül darbecilerini gördük. Bu süreçleri ele aldığımız zaman, bunların tamamıyla Kürt halkına bir yönelim olduğunu, Kürt halkının tanınmadığını görüyoruz” diye konuştu.
‘TEKÇİ REJİME KARŞIYIZ’
Halktan kopuk ve diktatör bir rejimin kendi iktidarını korumak için her yolu denediğini söyleyen Duman, “Bizler her zaman tekçi rejime karşı olduğumuz gibi, kayyım zihniyetine de tekçi bir rejim olduğu için karşı çıkıyoruz” diye belirtti.
‘KAYYIM TOPLUMU İNKAR EDİYOR’
Kayyımların özellikle kadın kazanımlarına saldırdığını ifade eden Duman, şöyle devam etti: “Kayyımlar, kadın şahsında bir toplumu inkar eden ve kültürü yok etmek isteyen bir zihniyete sahip olduğunu, tekrardan bizlere göstermiş oldu. 2014’teki belediyelerimiz bir toplum, bir kadınla doğacak ve yeniden bir yaşam inşa edilecek şiarıyla yola çıktık ve bununla birlikte büyük başarılar elde ettik. Kayyımlar, kimlik farkı ve ayrımı yapmaksızın bütün kadın haklarını temsil eden, bütün kadınların yanında duran, şiddet gören, istismara uğrayan kadınların çözüm bulduğu yerin bizler olduğunu biliyor. 5 bin yıllık süre gelen erkek egemen zihniyetinin bir figürünün tekrar açığa çıktığını gösteriyor. Kadınların kayyım geldikten sonra yalnızlaştığını, ulaşabilecekleri kurumların ve kadın sığınma evlerinin kapandığını görüyoruz. Sözde kadın haklarının olduğu bir ülkeden bahseden bir sistemde, bugün kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerinin artması, tamamıyla hukukun ve adaletin bittiğini bizlere bir kez daha gösteriyor. Biz kayyımların gelmesiyle biten bir parti değiliz. Kendini yeniden var eden bir partiyiz. Kadın mücadelesini yeniden bir evreye kavuşturacak güçteyiz.”