Süleymaniye 5’inci Uluslararası Film Festivali’nden yönetmenliğini Ersin Çelik’in yaptığı “Ji Bo Azadiyê” (Özgürlük İçin) filminin gösterimi, 18 Aralık tarihinde filmin gösterimine kısa bir süre kala her hangi bir gerekçe gösterilmeden kaldırıldı. Filmin gösterimden kaldırılması üzerinden 5 gün geçmesine rağmen her hangi bir resmi açıklama yapılmadı. Filmin festival programından çıkarılmasının ardından Rojava Film Komünü bir açıklama yayımlayarak, “Dema Dirîreşkan” (Böğürtlen zamanı) ve Ronak filmlerini de festivalden çektiğini duyurdu. Açıklamada festival organizatörlerinin talebi üzerine festivale katıldıklarını, ancak festivale “dışarıdan” bir etki olduğuna dikkati çekildi. 

Ji Bo Azadiyê filminin yönetmeni Ersin Çelik, filmin festivalde neden engellendiğini Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirdi. 

Filmin gösterimden kısa bir süre önce yasaklandığına değinen Çelik, engellemeye dair ise açıklama yapılmadığını belirtti. Festival yönetiminin daveti üzerine festivale katıldıklarını dile getiren Çelik, “Ekim ayında bize davet gönderdiler ve katılmamızı istediler. Bizde davet üzerine festivale katılmak için Süleymaniye’ye geldik. Ji Bo Azadiyê filmi, festivalin 2’inci günü 18 Aralık’ta akşam saatlerinde gösterimi yapılması gerekiyordu. Festival yönetimi gösterime birkaç saat kala bizi arayarak filmin 2019 yılında çekildiğini öne sürerek festival kuralları gereği filmin gösteriminin yapılmayacağını söylediler” diye konuştu. 

SİYASİ BİR KARAR

Festival yönetiminin öne sürdüğü gerekçenin gerçekten uzak olduğuna değinen Çelik, “Biz festival yönetimine filmlerin kopyalarını gönderdiğimizde 2019 yapımı olduğunu belirttik. Ayrıca festivalde eski yapımların gösterilemeyeceğine dair bir düzenleme yok. Biz ayrıca Ji Bo Azadiyê filminin Süleymaniye’de 2019 yılında da ‘şehrin güven ve istikrarını’ bozabileceği gerekçesiyle yasaklandığını da kendilerine ilettik. Bunlardan haberdarlardı. Asıl engellenme gerekçesi Türk Konsolosluğundan baskı görmeleri. Bunu dile getiremediler, ancak kararın siyasi bir karar olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı. 

KÜRT YÖNETMENLER TEPKİ GÖSTEREBİLİRDİ

Filmin festivalde gösteriminin engellenmesi üzerine sinema severlerden tepki yağmasına karşı, Kürt yönetmenlerde aynı tepkinin oluşmadığını hatırlatan Çelik, “Bu bize Kürt sinemasının neden gelişemediğini açıklıyor. Sinema ve sanat özgür bir platform olmalı. Biz başka bir filmin yasaklandığını duysak, kim tarafından çekilmiş olması fark etmeksizin tepkimizi ortaya koyardık. Bir filmin gösterimi bu şekilde engellenseydi biz hiç tereddüt etmeden filmimizi festivalden çekerdik. Yönetmenler filmlerini geri çekemiyorlarsa bile en azından bir tepki gösterebilirlerdi. Önemli olan budur. Yasak ve sansür Ji Bo Azadiyê filmi ile başlamadı ve son olmayacak” diye belirtti. 

Ertuğrul Mavioğlu ve Çayan Demirel’in yönettiği Bakur (Kuzey) belgeselinin, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 34. İstanbul Film Festivali’nde 2015’te sansür ile karşı karşıya kaldığını anımsatan Çelik,  23 filmin tepki olarak festivalden çekildiğini sözlerine ekledi. Bakur’un gösteriminin “Kayıt tescil belgesi olmadığı” gerekçesiyle engellendiğini anımsatan Çelik, “Buna karşı yüzlerce sinemasever ve yönetmen Bakur ekibini yalnız bırakmadılar. Önemli bir duruş sergiledi insanlar. Biz kimseye filmlerini çekin demiyoruz, çünkü Kürt filmlerinin gösterildiği çok festival yok. Süleymaniye festivalinin yapılması Kürt halkı için de bir pozitif katkıdır. Ancak buna karşı yarın kendilerinin başına da gelmemesi adına söz söylenebilir” dedi. 

SANAT BİR DURUŞ İLE BAŞLAR

Usta tiyatrocu Genco Erkal'ın cenaze programını belli oldu Usta tiyatrocu Genco Erkal'ın cenaze programını belli oldu

Festivalin ana yarışma bölümünde yer alan 16 uzun metraj film arasında 2 tane Kürtçe filim olduğuna dikkati çeken Çelik, devamında şunları söyledi: “Kürdistan’da çekilen 2 tane film vardı. Bunlar Dema Dirîreşkan ve Ji Bo Azadiyê filmleriydi. Bu 2 filmden birinin gösterimi yasaklandı, diğeri ise tepki olarak çekildi. Şimdi festivalde uzun metraj Kürtçe filim yok. Bu bize şunu gösteriyor: Kürt yönetmenlerinin duruşu bu şekilde olduğu sürece, Kürt sineması da gelişmez. Sanat her şeyden önce bir duruş ile başlar. İki yıldır pandemi nedeniyle festivaller olmuyordu. Bizim için önemli olan yarışmaya katılıp katılmadığımız değil, davet edildik, kataloglar hazırlandı ve saat belirlendi. En azından filim yarışma kapsamına alınmasa da gösterimin belirlenen saatte yapılması gerekirdi. Ancak bu da yapılmadı. Hiç bir şekilde çözüme yönelik bir tavır takınmadılar. 50 yıl da geçse bu Süleymaniye Uluslararası Film Festivali için kara bir leke olarak kalacaktır.”

MA / Emrullah Acar