Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ve beraberindeki heyet, Kars ve Muş’ta düzenlediği ziyaretlerin ardından Van'a geldi. İlk olarak kentin Erciş ilçesinde halk buluşmasına katılan Temelli ve beraberindekiler Halay Düğün Salonu’nu önünde davul zurnayla karşılandı. Buradan sloganlarla salona geçen Temelli, düzenlenen buluşmada halka hitap etti. 

Mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini söyleyerek konuşmasına başlayan Sezai Temelli,“Bu güçlü irade, kararlılık, örgütsel mücadelemiz bir fikriyata dayanır. Bizi bir araya getiren bir ideolojimiz var. Biz bu ülkeye demokrasi ve barışı getirmek için yola çıktık. Burası bizim ortak vatanımız, güzel ülkemiz. Burada bir arada yaşayacağız bunun bir yolunu bulacağız. Biz hangi düşünceden olursak olalım, farklı inanca sahip olursak olalım bir arada olmayı isteyenleriz. Biz eylersek güzel eyleriz. Ortak vatanda radikal demokrasi anlayışla, demokratik ulusu ve demokratik cumhuriyeti var edeceğiz, bunun kararlığını ortaya koyarken, bu fikriyattan beslenirken, bu fikriyatın sahibini de unutmadık. Bu yüzden Sayın Öcalan’ı selamlıyoruz. Sözlerimize hep İmralı'yı sayın Öcalan'ı selamlayarak başlayacağız" dedi. 

LEYLA GÜVEN İÇİN ÇAĞRI

AKP iktidarının bir arada yaşamı yok sayarak halkları, insanları birbirine düşmanlaştırdığını ve bununla ayakta kalmaya çalıştığını ifade eden Temelli, iktidarın ayakta kalma yolunu yolsuzluk, savaş, nefret olarak gördüğünü söyledi. DTK Eş Başkanı Leyla Güven'in 42 gündür açlık grevinde olduğunu hatırlatan Temelli, "Türkiye’nin her yerinde Sayın Güven’in sesine ses vermek bizim boynumuzun borcudur. Buradan tüm demokratik kamuoyuna sesleniyoruz; gelin Sayın Leyla Güven’in mücadelesine destek verelim. Bu onurlu direnişe daha fazla geç kalmadan, omuz verin, sesinizi yükseltin. Biz inanıyoruz ki Türkiye bu sese duyarsız kalmayacaktır. Türkiye bu iktidarın bu zulmüne, bu şiddetine son verecektir. Buradan Erciş’ten bir kez daha sesleniyoruz. 42 gün uzun süre, doktorlar kritik sürecin başladığına vurgu yaptılar. Avukatları duyarlılık çağrısında bulunuyorlar” diye konuştu.

'TEK ÇÖZÜM SENİN İKTİDARDAN GİTMENDİR’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Çözüm mözüm yok, geçti o iş" şeklindeki açıklamalarına da yanıt veren Temelli şöyle devam etti: "Daha fazla geç kalmadan bu iktidarın bütün tehditlerine, saldırılarına rağmen omuz omuza vermenin, demokrasiye sahip çıkmanın zamanıdır. Erdoğan çıkmış diyor ki, ‘çözüm mözüm yok kimse bizden bunu beklemesin’ Senden bir şey beklediğimiz yok, gölge etme başka bir şey istemiyoruz. Bir an önce bu iktidardan gidersen demokrasinin, barışın önü açılacak. Halkların, emekçilerin, kadınların mücadelesiyle bu ülkeye barış gelecek. 19 Aralık 1978’de Maraş katliamını yapanlar, 19 Aralık 2000’de cezaevi katliamlarını yaşattılar. 40 yıl insanları Alevi-Sünni diye ayrıştıran bu zihniyete karşı biz ortak vatanımızda bir arada yaşayacağız. Kürdüyle, Türkiye, Êzidîsiyle, Süryanisiyle bir arada yaşayacağız. İşte buna karşı olan iktidarlar katliamlarla halkı ayrıştırmaya çalışıyorlar. Bu katliamları bugün Efrîn’de yapıyorlar, yapmaya devam ediyorlar. Çünkü bu zihniyet ittihatçı zihniyettir, halklara iyi niyetli olan her şeye düşmandırlar." 

'TÜRKİYE’Yİ KOCAMAN BİR CEZAEVİNE ÇEVİRDİLER'

19 Aralık 2000’de "Hayata dönüş operasyonu" adı altında onlarca insanın katledildiğini, yüzlerce insanın sakat kaldığını hatırlatan Temelli, "Bu katliamcı iktidarın cezaevi politikalarının ne olduğunu orada net bir biçimde gördük. Türkiye’yi kocaman bir cezaevine çevirdiler. Nereye giderseniz gidin cezaevi yapıyorlar. Cezaevi deniler şey 'bacasız fabrikadır' diyorlar. İşte İmralı tecridi, işte Erciş cezaevi ve tutuklanan binlerce insan. Bu hukuksuzluktur, adaletsizliktir. Çünkü korkuyorlar, halklardan korkuyorlar ve bu yüzden halklarına zulmü ediyorlar ve zulümlerini her gün biraz daha arttırıyorlar. Korkunun ecele faydası yok, çok yakında bu kayyumlarınızla birlikte çekip gideceksiniz. Şuan 6 bin arkadaşımız demokrasi ve barış mücadelesi verdikleri için cezaevinde. Sanıyorlar ki zulmü arttırdıkları zaman biz vazgeçeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da diz çökmeyeceğiz" ifadesinde bulundu. 

‘BİZ DE SENİ TANIMIYORUZ'

Türkiye’de bir korku iktidarının olduğunu söyleyen Temelli, konuşmasını şöyle sürdürdü; "İktidar gazetecileri, siyasetçileri, hakikati dile getiren herkesi tehdit ediyor. Televizyonda bir haber spikeri yorum yaptı diye linçe uğratılıyor. Bugün hakikati seslendirenler yarın onurlu bir şekilde bu halkın içinde dolaşacaklar. Bugün baş eğenler, sessiz kalanlar, bu iktidarın teknesine binenler; yarın kimsenin yüzüne bakamayacaksınız, çocuklarınızın yüzüne bile bakamayacaksınız. Gelecek var olacaksa sizin onurlu duruşunuzla var olacaktır. Eğer sen demokrasiyi, halkı, hukuku tanımıyorsan biz de seni tanımıyoruz. Bunu da 31 Mart’ta sandığa giderek oylarımızla göstereceğiz. Sadece Erciş’te değil, Türkiye’nin her yerinde sandığa gideceğiz, hakkı-hukuku bilmeyeni biz de bilmeyeceğiz, tanımayacağız."

'BU ZİHNİYET HER GÜN HALKLARA ZULÜM EDİYOR'

Erdoğan’ın Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik operasyon söylemlerine de dikkat çeken Temelli, “Rojava’yı diline dolamış. 24 Haziran’dan önce de 'Kandil, Afrin' diyordu. ÖSO denilen çete ile Afrin’i acının, zulmün içine sürüklerken şimdi de Fırat’ın Doğusu'nu diline doladı. Yıllardır söylüyoruz o insanlar bizim akrabalarımız, kardeşlerimiz. Bizim sınırlarla bir derdimiz yok, bizim bu sınırların içinde nasıl yaşadığımızla ilgili bir derdimiz var. Burada istediğimiz şeyi Suriye’de ve Irak’ta da istiyoruz. Bugün bunun mücadelesini veriyoruz. Bu savaşçı zihniyet her gün halklara zulüm etmeye, barış diyen insanları baskı altına almaya devam ediyor. Buna son vermek için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Türkiye halklarını, emekçilerini, sosyal demokratları, demokrasi güçlerini bu mücadeleyi vermeye davet ediyoruz. Gelin, bu iktidarı bu savaş söylemlerine tutsak olmayalım. Bu iktidarın milliyetçi ırkçı söylemlerle toplumu ayrıştıran bu anlayışa karşı hep beraber demokrasiden yana ortak geleceğimizden yana tavır alalım" diye belirtti.  

Erciş Belediyesi, 13 yıldır ödenmeyen deprem tazminatlarını ödemeye başladı Erciş Belediyesi, 13 yıldır ödenmeyen deprem tazminatlarını ödemeye başladı

MUHALEFET PARTİLERİNE ÇAĞRI

Yerel seçimlerin Türkiye için büyük bir fırsat olduğunu ve bunun iyi değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Temelli, "Bu yük sadece Kürt halkının sırtlayacağı bir yük değildir. Kürt halkı bu yükü 40 yıldır taşıyor, 40 yıl daha taşır ama bu zulüm niye 40 yıl daha sürsün. Eğer yerellerde iktidara demokrasi güçleri gelecekse bu Türkiye’nin, demokrasinin önünü açacaktır. Erciş’te, Van’da, Botan’da bu güçlü adımları atalım. Atmazsak bu zulüm devam eder. Bu zulüm bazen Erciş’te yolsuzluktur, Karadeniz’de doğa talanıdır. Şimdi kurtulma ve birlikte olma zamanıdır. Tüm muhalefete, demokrasi cephesine sesleniyorum; artık bir karan verin, ya HDP ile birlikte olacaksınız bunları iktidardan düşüreceksiniz ya da bu zulmün altında kalacaksınız. Biz demokrasi ve barış için varız ve var olmaya da devam edeceğiz" 

'ERCİŞ KAYYUM'U ERCİŞ'İ 350 MİLYON LİRA BORÇLANDIRMIŞ'

Erciş Belediyesi'nin borçlarına da değinen Temelli,"Erciş'in sorunları;aslında nereye gitsek benzer sorunları heryerde dilegetirdik.Sanırsınızki bütün heryer bir birinden kopyalanmış öyle yapılanmış.Nedir bu yolsuzluktur, işsizliktir, bürsürü sorundur.Peki neden vardır, vardır çünkü zihniyet kayyum zihniyetidir.Bu kayyum zihniyeti zaten başlı başına bir zulümdür, şiddettir, hak gaspıdır, size ait olanın gasp edilmesidir."

Temelli,"Erciş kayyumu, kaymakam sırf Erciş'i 350 milyon lira borçlandırmış.Ne yapmış Erciş'e 350 milyon liralık.Bir toki çirkinliğinden başka birşey yok.Zaten memleketi bir toki aklıyla idare etmeye çalışıyorlar. Bunlar beton akıllı olduları için her yeri betonlaştırıyorlar.350 Milyon lira borç para nerede, yok.Yolsuzluk diz boyu, nekadar taşınmaz mülkü varsa Erciş'in satmış, kimin hakkını nereye nasıl satıyorsun.Şimdi kayyum sanıyorki ben bunları yaparım bunlar benim yanıma kar kalır. Ben sarayı memnun ettim, saraydan gelen emirler doğrultusunda bunları yaptım, bugün seçimlerden sonra ben ortadan çekilirim yaptıklarımda yanıma kalır.Hiç öyle değil, yaptığınız her yolsuzluğun sizden hesabını bir bir soracağız. Hiç bir yere kaçamazsınız, nereye giderseniz gidin bütün kayyumlara söylüyorum, yaptığınız hertürlü yolsuzluğun hesabını mutlaka soracağız.Sadece sizden değil, size bu talimatları veren o saraydan da bu hesabı soracağız.O sattığın bütün taşınmazlar Erciş'in malıdır. Onların hepsini geri alacağız.Bu borcu senmi yaptın, 31 Mart günü kayyumları süpürüp atacağız ya, süpüreceğimiz yer sarayın bahçesidir.Bu borcu madem sen yaptın, sarayla birlikte bu borçları da sen ödersin.Erciş halkının bir kuruş borcu yoktur. Erciş halkının onurlu bir iradesi vardır. O onurlu irade de 31 Mart günü sizden hesap soracak."

'DİBA KESKİN'İN ONURLU DURUŞUYLA KARŞINIZDA YER ALMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Temelli son olarak konuşmalarında,"Bunlar dilimize, kültürümüze, tarihimize ,geleneğimize göreneğmize düşman.Bunlar sanıyorlar ki, belediye binalarının üzerlerinde yazan kürtçe tabelaları indirerek kürtçe'yi unutturacaklarını sanıyorlar.Biz ana dilimizle varız,ana dilimizle yaşamaya o kültürümüzle var olmaya devam edeceğiz. Bu bizim varlık nedenimiz.O tabelaları indirerek belediye binalarını karakola çevirerek bizi vaz geçiremezsiniz. Biz o belediye binalarını geri alacağız, ve o belediye binalarında yerel demokrasiyi bir yerinden yönetimi hep birlikte inşa edeceğiz, ve sizler yapmış olduğunuz bu şiddetin, bu zulmün utancıyla yaşayacaksınız.Bizler Diba Keskin'în onurlu duruşuyla sizin karşınızda yer almaya devam edeceğiz."dedi.

Temelli, daha sonra Van kent merkezinde düzenlenecek halk buluşmasına katılmak üzere ilçeden ayrıldı. (HABER MERKEZİ)