Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır il örgütü, 24 Haziran seçim çalışmaları kapsamında Ergani ilçesinde halk buluşması düzenledi. HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli’nin katılımıyla düzenlenen halk buluşmasına, HDP Diyarbakır milletvekilleri Sibel Yiğitalp ve Ziya Pir, milletvekilli adayları, HDP ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe örgütleri katıldı. İlçe girişinde yüzlerce araçtan oluşan konvoy ile karşılanan Temelli, buradan şehir turu düzenledi.
Konvoyun son bulduğu Botanik Bahçe’de yüzlerce kişi, Temelli ve beraberindeki kitleyi karşıladı. Alkışlarla alana gelen HDP’liler, burada Diyarbakır adaylarını tanıttı. Saat Kulesi önünde halkı selamlayan Temelli, gençlerin uzun süre devam eden sloganlarından dolayı konuşmasına başlayamadı.
‘BULUŞAMAZSINIZ DEDİLER BİZ BÜTÜN TÜRKİYE İLE BULUŞTUK’
Burada halka hitap eden Temelli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:
“Merhaba arkadaşlar, merhaba Amed. Ergani’ye gelirken, buluşamazsınız dediler. Ya siz aklınızı mı yediniz, siz şaşkın mısınız? Biz çoktan buluştuk, bütün Türkiye ile buluştuk. Türkiye halkları buluştu, emekçileri, kadınları, gençleri buluştu. Hepimiz sizin ördüğünüz duvarın önündeyiz, faşizme karşı omuz omuza verdik. Hepimiz o duvarı yıkmaya geldik, 24 Haziran’da o duvarı sizin başınıza yıkacağız. Taş olacağız, Demirtaş olacağız başınıza düşeceğiz.
TÜRKİYE HALKLARI TECRİTTEN KURTULMAK İÇİN YAN YANA GELDİ
24 Haziran’da sandıklarımıza, irademize sahip çıkacağız. Savaşa son vereceğiz. Bu ülkeye barış ve demokrasi gelecek. Tutsak olan bütün arkadaşlarımıza özgürlük gelecek. Faşizme karşı omuz omuza dedik, tüm Türkiye halkları ve emekçileri yan yana geldi, bu tecritten kurtulmak için yan yana geldi. Barışın önünün açılması, tecridin bitmesine bağlı. Bu tecrit ve kuşatma bitmeden ülkeye barış gelmez. 2013 Newrozu’nda bu ülkeye nasıl barış geldiğinde, buna sahip çıkan bizler olduk. O sözlere sahip çıkan bizler olduk. Onlar barışa sahip çıkan bu onurlu halka ses vermek yerine, ‘Çökertme Planı’ yaptılar. O plan onların başına düşecek.
GİDERKEN ANAHTARI PASPASIN ALTINA BIRAKIN
Şimdi, çukur ve oy diyorlar. Bunlar televizyonda dizi izliyor. Ben size çukurdan söz edeyim, sizin ayağınızın olduğu çukur. 24 Haziran’da bu ülkeye demokrasi ve barış geliyor, baraj yıkılıyor ve siz gidiyorsunuz. Giderken anahtarı paspasın altına koyun, biz yetişemeyeceğiz. Milyonlar özgürlük halayında olacak. Bir an önce faşizmin çöplüğüne defolun gidin.
BİZE DÜŞEN SAVAŞI BİTİRMEK
Bu sabah Barış Annelerini ziyaret ettik, bu savaşın en büyük mağduru anneler ve Kürtler, Türk anneleri. Bu anneler savaştan çok çekti ve o acılarla yaşamak zorunda. Bu acılarla yüzleşmek zorundayız. Bir anne, ‘Biz bu acıyla yaşıyoruz’ dedi. Artık başka anneler, Kürt annesi, Türk annesi acı çekmesin, bu savaş bitsin. Bize düşen bu savaşı bitirmek, bunun yolu savaş politikalarına son vermekten geçiyor. Sürekli savaş diyen iktidardan kurtulmaktan geçiyor. BU iktidar gitmeden bu ülkeye barış ve demokrasi, çözüm gelmez. Çünkü çözüm demokrasiye ihtiyaç duyar. BU iktidar demokrasi zeminini kaybetmiştir. İktidarın tek bir anlayışı var, o da tekçi anlayıştır. Ya demokrasi ya Erdoğan tekçiliği. HDP demokrasiyi getirecek ve ülkeyi Erdoğan iktidarından kurtaracak.
‘EFRİNLİLER EVLERİNE DÖNÜNDE ÜLKEYE HUZUR GELECEK’
Bütün ülkenin harcamalarını savaşa ve savunmaya yatırıyorlar. Ülkenin savaşa değil, eğitime, sağlığa, ekonomiye ihtiyaç var. Oysa bunlar bütün kaynakları toplayıp, damat zengin olsun diye İHA, SİHA, etraftaki müteahhitlere dağıtmak. Silahlarla Kürt’e düşmanlık yapacaklar. İçerde ve dışarda Kürt halkıyla barış içinde yaşamaya hazır, bir Türkiye var. Efrin’e giriyor, Kürtler kendi kaderini tayin etmesin diyor. Efrin’de Kürtler, Ermeniler, Araplar var. Onlar bir arada huzur içinde yaşıyor, sen neden oraya savaşı götürüyor ve onların huzurunu bozuyor. Efrinliler evine döndüğünde ülkede huzur olur. Barış her yerde, Türkiye’de, Irak’ta Suriye’de de barış. Her halk kendi kaderini kendisi belirleyecek. Türkiye halkları nasıl kendi geleceğini belirleyecekse, Suriye’de kendi geleceğini belirleyecek. Ortak vatanda Demokratik Cumhuriyeti inşa etmek gibi bir derdimiz var.
16 YIL BOYUNCA ÜLKEYE YASAKLAR, YOLSUZLUKLAR HAKİM OLDU
Savaş politikalarının sahibi Erdoğan iktidarıdır. Çıkmış vaatlerde bulunuyor, 16 geçti aynı yerde sayıyor. Bir adım ileri gidemiyor. Ülkenin bütün kaynaklarını çarçur ettin. OHAL düzeninde yaşıyoruz. Her yerde OHAL var, hala yasakları kaldıracağım diyor. Yalan söylüyor. İş adamlarıyla toplantı yapıyor, iktidara gelirsem OHAL’i uzatacağım diyor. Seçim vaatlerinde OHAL’i kaldıracağım diyor. Savaş bir halk sağlığı sorunudur. Onur hocam öyle demişti, ama akıl sağlığı sorunu da yaratmış. Bu ülkeye 16 yıl boyunca yasaklar, yolsuzluk, yoksulluk hakim oldu. Ülkenin her yerinden yoksulluk fışkırıyor. İşsizlik her yerde, açlık var artık. Açlık sınırının altında milyonlar yaşıyor. Savaşçı ve yoksulluk zihniyeti yüzünden.
MAZOT VE GÜBRE FİYATININ DÜŞMESİ İÇİN ERDOĞAN’IN DÜŞMESİ GEREKİYOR
Türkiye’nin her yerinde işsizlik var ama daha çok Ergani’de var. İşsizlikle mücadele etmek gibi bir dertleri yok. Ergani’de her 10 kişinden 3’ü işsiz. Çiftçi perişan, mazota, gübreye para yetiştirmesi mümkün değil. Döviz ve faiz yükseliyor, mazot ve gübre fiyatı yükseliyor. Bunların düşmesi için Erdoğan’ın düşmesi gerekiyor. İşte o zaman çiftçi ürününü eker de biçer de. İşsiz iş bulur, memlekete ve ülkemize, ortak vatanımıza huzur gelir. Neyin düşeceğine, neyin yükseleceğine siz karar vereceksiniz.
KAYYUMLAR DÜŞECEK, HALK İKTİDARA GELECEK
24 Haziran’da bu barajı yıkarak, Erdoğan iktidarını düşürerek, halkı iktidara taşıyacağız. Bunlar kayyumcudur, halkın iradesine saygı göstermezler. Belediyelerimize kayyum atadılar, seçilmişlerimizi zindana attılar. Gültan Kışanak ve bütün belediye eşbaşkanlarımıza sevgiler gönderiyoruz. Onların cezaevlerindeki onurlu direnişi bize güç katıyor. 25 Haziran sabahı onlarda özgürlüğüne kavuşacak. Halkın iradesi yeniden yerel yönetimlerde de iktidara gelecek. Kayyumlar düşecek, halk iktidara gelecek.
DEMOKRASİ SORUNUNU BİRLİKTE ÇÖZECEĞİZ
Saçma sapan fezlekelerle sevgili vekillerimizin vekilliğini düşürdüler. Erganili arkadaşımız Ahmet Yıldırım’a buradan selam gönderelim. Fezlekenin birçoğunu cemaat içerisinde olan savcılar yazdı. Onlarla arkadaşlarımız yargılanıyor. Sevgili Demirtaş tutukluysa, o FETÖ’cü savcıların yazdığı fezlekeyle tutuklu. Arkadaşlarımızın bir suçu yok, bir sevdası var, Fırat Anlı gibi. Tüm arkadaşlarımıza özgürlüğünü kavuşturmak sözümüz olsun. 24 Haziran’da sandığa sahip çıkmak onların özgürlüğüne sahip çıkmaktır. Ülkenin sorunlarını çözmek için, demokrasi ve ekonomi sorununu birlikte çözmek gerekiyor.
HDP’ olarak Cumhurbaşkanı adayımız ile birlikte bu ülkeyi bu sistemden kurtaracağız. Cumhurbaşkanı olduğu zaman sarayı kullanmayacağına söz verdi. İlk tasarruf sarayı kullanmamak olacak. İsraf olan hiçbir harcamayı yapmayacağım dedi. Ülkeyi tekrardan demokratik bir yapıya kavuşturmak için çalışacağım dedi.
‘BU GEMİ BOŞ VAATLERLE YÜRÜMEZ’
24 Haziran’dan sonra tüm emekçileri, Türkiye’de ki bütün siyasi yapıları, halkları, farklı inançları, demokratik anayasayı yapmaya çağırıyoruz. Hep birlikte bu enkazı kaldıralım. Cumhurbaşkanı adayımız söz verdi bizde söz veriyoruz. Ancak o zaman ülkeye demokrasi gelir. O zaman ekonomiyi düzeltebilirsiniz. Boş vaatlerle düzeltemezsiniz. Bende iktisatçıyım, bir masanın etrafında ekonomiyi konuşalım. Gelin bakalım hangi programınız var. Bunlar hızını alamamış, halka alay edecek noktaya gelmişler. Biri aya 4 şeritli yol yapsak bu halk inanır diyor. Utanmıyorlar, bu halka zulüm ediyorsunuz, sonra da dalga geçiyorlar. Körfezde yaptığınız köprülerin hesabını sormak için geliyoruz. O köprülerin hesabını Ergani halkı ödüyor. Boş vaatlerle bu gemi yürümez. Bu gemiyi limana ulaştıracaksak, faşizme karşı omuz omuza vererek ulaştıracağız.
EVİMİZDE DEĞİL, SARAYDA IŞIKLAR SÖNSÜN DİYE
Mutlaka kazanacağız, asla diz çökmedik, boyun eğmedik. Onurlu halkın mücadelesini başımızın üstünde taşıdık, biz kazandık. Hep birlikte ülkede kötü giden her şeye son vermek için, ortak vatanda bir arada yaşamak için, kadın ve işçi cinayetlerine son vermek için, çocuklar ve gençler bu kirli savaşta ölmesin diye hep birlikte sandıklarımıza sahip çıkalım. Ben sizinle gurur duyuyorum. Ben ne yaptım ki, gurur duyulacak olan sizin kararlı yürüyüşünüzde. 24 Haziran’da umutlu sabahına uyanmak için sandıklarımıza sahip çıkacağız. 7 gün 24 saat çalışacağız. Bizim şifremiz 7/24’tür. Evimizde ışıklar sönmeyecek, sarayın ışıkları sönsün diye sabahlara kadar çalışacağız.
BZİLER UMUDUN YOLCULARIYIZ
7 Haziran’da yarım bıraktığımız işi, 24 Haziran’da hep birlikte tamamlayacağız. Tüm adaylarımızda, parti teşkilatımızda, tüm halkımızla birlikte hepimiz birer sandık görevlisiyiz. Nereye götürürse götürsün, sandıkları bizden kaçıramazlar. Oyumuzu kullanacağız, oylarımıza sahip çıkacağız. Biz onların oy kavgası içerisinde olmayacağız. Bizi çekecekleri oyunun içine düşmeyeceğiz. Demokrasi için Oyumuza, geleceğimize çocuklarımıza hep birlikte sahip çıkacağız. Bizler umudun yolcularıyız, biz yürüdükçe demokrasinin yolu açılır. Dönen dönsün yolundan, biz dönmeyiz. Serkeftin.”Diyarbakı/MA