Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Van İl Koordinasyon Kurulu, Erciş ilçesinde yapımına yeniden başlanan 4 ayrı Hidroelektrik Santrali’ne (HES) dair açıklama yaptı. Yapılan yazılı açıklamada HES’lerle doğaya verilen zarara dikkat çekilerek, kar hırsı nedeniyle yapılan bu yok edişe karşı mücadele edileceğine vurgu yapıldı.
Enerji kaynaklarına ulaşma amacının beraberinde emperyalizmi ve sömürgeciliği getirdiğinin vurgulandığı açıklamada, emperyalist güçlerin kömür, petrol gibi fosil kaynaklara sahip olma isteğinin, artık su kaynaklarına sahip olma ve su kaynaklarını politik, ekonomik bir güç olarak kullanma şeklinde dönüştüğüne dikkat çekildi.
ÜÇ TEMEL TEHDİT
Su kaynaklı 3 temel tehdidin geliştiğinin belirtildiği açıklamada, “Özellikle HES projeleri ve barajlar ile suyun kalitesi bozulmakta, su kullanım hakkı şirketlere verilmekte ve insanlar ile canlıların suya ulaşımı engellenmektedir. Doğada akan nehirler artık kapitalizmin kontrolüne girmiş olup; HES projeleri ve barajlar ile elektrik enerjisi üretilmekte, bu enerji sanayi kuruluşlarına ve büyük alışveriş merkezlerine iletilmekte, nehir suları yapay göllerde bekletilmekte veya kontrollü bir biçimde içme suyu olarak satılmaktadır. Barajlar ile çevrilmiş bir nehir, doğası gereği kapitalizm ile doğa arasındaki uzlaşmaz gerilimleri ve yoğun çelişkileri yansıtır. Bu durum büyük barajlar ile nehirlerin kontrol edilmesini, hidrolik kaynakların belirli güçlere aktarımını, endüstriyel tarıma yoğunlaşmayı, çevre maliyetlerini topluma ödetmeyi ve yerel su yönetim yapılarını ele geçirme gibi kapitalizme uygun süreçler içermektedir. Barajlar ve HES’ler konum ve boyutlarına göre akarsuların doğal akışı ve yapısını değiştirir. Bu durum su kalitesinin bozulması, canlıların yaşam alanlarının tehlike altına girmesi fiziki, biyolojik, sosyo-ekonomik, ekonomik verimsizlik gibi doğal özelikler tahrip edip, pek çok canlı türünün yok olması gibi ciddi sorunları gündeme getirmektedir. Doğa Derneği ve Atlas dergileri, Türkiye’deki az bulunan ve tehlike altındaki canlı türlerinin yaşadığı 266 önemli doğa alanını belirlemiştir. Planlanan bütün baraj ve HES’lerin uygulanması halinde, bu alanlarda yaşayan nadir canlıların önemli bir kısmının nesli geri dönüşü olmayacak biçimde tükenecektir” denildi.
İKİNCİ KATLİAM YAPILIYOR
Zilan bölgesindeki HES’ler başta olmak üzere, bölgede yapılan HES’lerin doğaya bir bütünen zarar verdiği gibi insanın doğa ile doğanın da insan ile olan etkileşimini ciddi anlamda olumsuz etkilediğinin kaydedildiği açıklamada, şöyle devam edildi: “Erciş’te ve bölgede yapılan baraj ve HES’lerin tamamen doğaya ve insan katliamına yönelik uygulamalar olduğu gerçeğinden yola çıkarak, özellikle İnci Kefali Balığı’nın göç zamanı olan bir süreçte Zilan’da yapımına tekrar başlanan HES’ten derhal vaz geçilmelidir. Bölgemiz için şu gerçeklik her zaman hafızalarda diri kalmıştır. 2014 yılında bu yana iktidar eliyle ikinci Zilan katliamı da Zilan’ın doğasına, ekolojisine, deresine, verimli tarım arazilerine, kültürel yapısına yapılmak istenmektedir. Mahkemenin yürütme durdurma kararı olmasına rağmen iktidar yandaşını beslemek, Kürtlerin kültürel mirasını ortadan kaldırmak, tarihsel hafızasını silmek için pandemi sürecinde dahi bile Zilan Deresi’nde büyük bir talan başlatmıştır. Biz TMMOB Van İl Koordinasyon Kurulu olarak her türlü ekoloji yıkımına karşıyız ve her zaman da karşı duracağız. 'Derelerimiz özgür akana kadar' mücadeleye devam edeceğiz."