HDP Van İl Örgütü, cezaevlerinde tecride karşı yaşamlarına son veren tutuklularla ilgili basın açıklaması yaptı. HDP  Van İl binası önünde yapılan basın açıklamasına HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, HDP Van İl Eş Başkanları Yadişen Karabulak, Ümit Dede, DBP İl Eş Başkanı Ökkeş Kava, DTK Başkanlık Üyesi Fikret Doğan, TJA Aktivistleri, Barış Anneleri ve halk katıldı.

Açıklamayı okuyan Orhan, “ 17 Mart 2019 tarihinde siyasi tutsak Zülküf Gezen'in Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması amacıyla yaşamına son vermesinin, tecridi kırmak için Almanya’da 20 Şubat günü bedenini ateşe veren Uğur Şakar’ın tedavi gördüğü hastanede dün yaşamını yitirmesinin acısı halen taze iken Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan Ayten Beçet adlı kadın siyasi tutsak da tecrit politikalarını protesto etmek amacı ile dün sabah yaşamına son vermiştir.Zülküf Gezen’in cenazesinde olduğu gibi Ayten Beçet’in de dini vecibelerinin yerine getirilmesine izin vermeden, ailelerin defin ve yas hakkı gasp edilmiştir. Cenazelerden dahi korkan bir hükümet karşımızda bulunmaktadır.  Cenazelere katılmamıza izin verilmezse de defin ve yas hakkımız ellerimizden zorla alınsa da demokrasi mücadelesinin onurlu evlatlarını her daim yüreğimizin derinliklerine gömeceğiz ve unutmayacağız" dedi. 

Basın açıklaması ‘Bijî Berxwedena Zîndanan’ sloganlarıyla son buldu.

ÖZTÜRK AĞRI'DAN SESLENDİ: TECRİT HER GÜN ÖLÜMDÜR

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ağrı İl Örgütü tarafından yapılan basın açıklamasına Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve kent milletvekili Berdan Öztürk, milletvekilli Dilan Dirayet Taşdemir ve Abdullah Koç ile partililer katıldı. HDP il binası önünde yapılan açıklamayı Berdan Öztürk yaptı. 

Van'da Yazar İbrahim Sungur son yolculuğuna uğurlandı Van'da Yazar İbrahim Sungur son yolculuğuna uğurlandı

20 yıldır İmralı’da devlet yasalarının ve hukukun açıkça çiğnendiğini belirten Öztürk, Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması ve hukuksuzluğun sona ermesi için yüzlerce tutuklunun açlık grevinde olduğunu hatırlattı. 

Öztürk, “Zülküf Gezen’in cenazesinde olduğu gibi Ayten Beçet’in de dini vecibelerinin yerine getirilmesine izin vermeden, ailelerin defin ve yas hakkı gasp edilmiştir. Cenazelerden dahi korkan bir hükümet karşımızda bulunmaktadır. Cenazelere katılmamıza izin verilmese de, defin ve yas hakkımız ellerimizden zorla alınsa da demokrasi mücadelesinin onurlu evlatlarını her daim yüreğimizin derinliklerine gömeceğiz ve unutmayacağız. Türkiye’de bu hukuksuzluk son bulsun diye yüzlerce insan bedenlerini açlığa ve ölüme yatırmış, zulme karşı direniyor. Açlık grevi direnişçileri ve hayatlarına son veren siyasi tutsaklar halklara dayatılan tecridi parçalamak için bedenleriyle toplumu savunuyor.”

Açlık grevinde olanların topluma bir çağrısı olduğunu vurgulayan Öztürk, şöyle devam etti: “Grevcilerin ‘Birlikte mücadele ederek tecridi parçalayalım, toplumu özgürleştirelim’ çağrısına demokratik kamuoyunun kulak vermesi gerekiyor. Tecrit ile devam eden her gün ölüm, kaos ve çözümsüzlüktür. Açlık grevi direnişçilerinin taleplerine destek vermek en büyük barış mücadelesidir. Tecrit sadece Kürtleri ilgilendiren bir mesele olarak görülmemeli. Tecrit, bütün Türkiye halklarının geleceğini ilgilendirmekte ve toplumsal yaşamımızı dinamitlemektedir. Bu anlamda bütün halklara, STK’lara, demokratik kitle örgütlerine, aydınlara, yazarlara ve sanatçılara sesleniyoruz. Açlık grevi direnişçilerinin ve yaşamlarına son veren siyasi tutsakların barış mücadelesine güç katalım, tecridi ortadan kaldıralım.” 

Tecrit politikasının korkunun ifadesi olduğunu sözlerine ekleyen Öztürk, şunları söyledi: “Çünkü Sayın Öcalan’ın toplumla bağ kurması barışın kapısını aralayacak ve savaş politikalarıyla siyasal gücünü tahkim eden AKP ve MHP ittifakını politik iflasa götürecektir. Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit sadece bir kişiye uygulanmıyor, bir ülkeye yayılmak isteniyor. Demokrasiden kopan AKP-MHP anlayışı hayatı herkese zindan etmeye çalışıyor. İşte bu yüzden Leyla Güven ülke barışa kavuşsun diye açlık grevine girdi, işte bu yüzden Zülküf Gezen ve Ayten Beçet Türkiye halkları tecritten kurtulsun diye yaşamına son verdi. İmralı tecridi kırılırsa, zorbalık ve hukuksuzluk da sonun başlangıcını yaşayacaktır. Amed’den Hewler’e, Kandıra’dan Strasbourg’a, zindanların hepsine omuz verme, taleplerini sahiplenme zamanıdır. Hep birlikte tecridi kıralım. Tecridi kırmak amacı ile yaşamına son veren Zülküf Gezen ve Ayten Beçet onurumuzdur. Bizlere miras bıraktıkları demokrasi ve özgürlük mücadelesini yılmadan sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz.”

IĞDIR: TECRİT SON BULSUN

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Iğdır İl Örgütü, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek için yaşamına son veren Ayten Beçet'i anmak için açıklama yaptı. Parti binasında bir araya gelen yönetici ve üyelerin katıldığı açıklamada, HDP Milletvekili Habip Eksik kısa bir konuşma yaptı.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in, Öcalan üzerinde uygulanan tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevinin 137’nci gününde olduğunu hatırlatan Eksik, açlık grevi direnişine milletvekillerinin, Avrupa ve tüm cezaevlerine yayıldığını söyledi. Tecridi protesto etmek amacıyla Zülküf Gezen, Avrupa'da Uğur Şakar ve Gebze Cezaevi’nde Ayten Beçet’in  yaşamını yitirdiğini dile getiren Eksik, “Hükmet cenazeleri aile ve halktan kaçırarak, hukuksuz bir şekilde defin işlemleri gerçekleştiriyor. Bu hiçbir hukuka, ahlaka sığmayan bir davranıştır. İktidar Türkiye’de hukuksuzluğu kendine kural haline getirmiş. Hükümeti yasalara kanunlara uymaya davet ediyoruz. Başka ölümlerin olmaması için bir an önce adım atılsın. Tecrit son bulsun” dedi.

ŞIRNAK: UNUTMAYACAĞIZ

Cezaevlerinde yaşamlarına son veren Zülküf Gezen, Ayten Beçet ve Zehra Sağlam’a ilişkin Şırnak ve ilçede eşzamanlı basın açıklaması yapıldı. 

Şırnak merkezdeki açıklama, HDP İl Örgütü binası yanında yapıldı. Kent Milletvekili Nuran İmir, HDP ve DBP yöneticilerin yanı sıra çok sayıda kişi açıklamaya katıldı. Burada konuşan HDP’li İmir, tecride karşı yaşamlarına son veren kişileri anarak, ailelerine başsağlığı diledi. 

Ölümlerin nedeninin tecrit politikasından kaynaklandığına değinen İmir, cenazelerin dini vecibelerin dahi yerine getirilmeden defnedilmesine tepki gösterdi. “Demokrasi mücadelesinin onurlu evlatlarını her daim yüreğimizin derinliklerine gömeceğiz ve unutmayacağız” diyen İmir, tutukluların “Birlikte mücadele ederek tecridi parçalayalım, toplumu özgürleştirelim” diye belirtti. 

Açlık grevi direnişçilerinin taleplerine destek vermek en büyük barış mücadelesi olduğuna dikkat çeken İmir, “İmralı tecridi kırılırsa, zorbalık ve hukuksuzluk da sonun başlangıcını yaşayacaktır” dedi. 

Açıklama, alkışlar eşliğinde son buldu. 

HDP Cizre İlçe Örgütü de, parti binası bahçesinde açıklama yaptı. Belediye eşbaşkan adaylarının yanı sıra çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada, yaşamına son veren tutuklu Beçet’in fotoğrafı açıldı. Burada konuşan HDP İlçe Eşbaşkanı Güler Tunç, açlık grevi eylemcilerinin zulme karşı direndiğini vurguladı. Tunç, “Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit sadece bir kişiye uygulanmıyor, bir ülkeye yayılmak isteniyor” diye konuştu.

HDP Silopi İlçe Örgütü tarafından parti binası önünde yapılan açıklamaya ise onlarca kişinin yanı sıra kent milletvekili Hüseyin Kaçmaz katıldı. Ayten Beçet ve Zülküf Gezen’in fotoğrafının bulunduğu pankartın açıldığı açıklamada konuşan HDP yöneticisi Suphi Kulat, tecridin bir an önce son bulmasını istedi. 

İdil’de HDP İlçe Örgütü binası önünde açıklama yapıldı. Yağışlı havada yapılan açıklamada konuşan HDP yöneticisi Resul Öner, parti merkezlerinden gelen açıklamayı okudu. 

MARDİN: TALEPLER KABUL EDİLSİN

Mardin’e bağlı birçok ilçede de, yaşamlarına son veren tutuklulara ilişkin basın açıklamaları yapıldı. Mazıdağı’nda yapılan açıklamada konuşan HDP İlçe Eşbaşkanı Mesut Ürün, tutukluların taleplerinin bir an önce kabul edilmesi istedi. Ürün, cezaevlerinden cenazelerin çıkmasının önüne geçilmesi için hükümeti harekete geçmeye çağırırken, kamuoyuna da tutukluların taleplerini sahiplenme çağrısında bulundu. 

Merkez ilçe Artuklu ile Derik’te yapılan açıklamalarda da, tecride tepki gösterildi.

İZMİR: KULAKLARINI KAPATMIŞLAR

HDP İzmir İl Örgütü de, cezaevlerinde yaşamına son veren Gezen, Beçet, Sağlam ve Almanya'da yaşamını yitiren Uğur Şakar için basın toplantısı düzenledi. İl binasında yapılan açıklamaya, HDP İl eşbaşkanları Besriye Tekgür, Kadir Baydur, tutuklu yakınları, il yöneticileri katıldı. Açıklamayı Eşbaşkan Besriye Tekgür yaptı.

20 yıldır İmralı'da devletin yasaları ve hukukun açıkça çiğnendiğini hatırlatan Tekgür, DTK Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in 137 gün, cezaevlerinde ise binlerce tutuklunun açlık grevinde olduğunu belirtti. Tekgür, Küresel ve bölgesel düzeydeki tecridin mutlak yürütücüsünün AKP-MHP bloğu olduğunu ve kamuoyunun adalet ve hukuk talebine ise kulaklarını kapattığını vurguladı. 

Gezen, Şakar ve Beçet'in tecridin sonlandırılması için yaşamlarına son verdiğini hatırlatan Tekgür, "Bedenleriyle direnen açlık grevi direnişçilerinin ve bütün siyasi tutsakların hepimize bir çağrısı var. 'Birlikte mücadele ederek tecridi parçalayalım, toplumu özgürleştirelim' diyorlar. Bu çağrıya demokratik kamuoyunun kulak vermesi gerekiyor. Tecrit ile devam eden her gün ölüm, kaos ve çözümsüzlüktür. Açlık grevi direnişçilerin taleplerine destek vermek en büyük barış mücadelesidir. Bu anlamda bütün halklara, STK'lere, demokratik kitle örgütlerine, aydınlara, yazarlara, sanatçılara sesleniyoruz. Açlık grevi direnişçilerinin ve yaşamlarına son veren siyasi tutsakların barış mücadelesine güç katalım, tecridi ortadan kaldıralım" diye konuştu. 

HAKKARİ: BİZLERE MİRAS BIRAKTILAR 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari İl Örgütü de aynı amaçla basın açıklaması düzenledi. Açıklama yapan HDP Hakkari İl Eşbaşkanı Sipan Turan, “Tecridi kırmak amacı ile yaşamına son veren Zülküf Gezen ve Ayten Beçet onurumuzdur. Bizlere miras bıraktıkları demokrasi ve özgürlük mücadelesini yılmadan sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz” dedi. 

DİYARBAKIR: TECRİT POLİTİKASI ÖLÜMLERE NEDEN 

HDP Diyarbakır İl Örgütü de, Yenişehir kadın seçim bürosunda basın açıklaması yaptı. Büro önünde yapılmak istenen açıklamayı polisin engellemesi üzerine HDP’liler, açıklamayı büroda yaptı. Açıklamaya, HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, il ve ilçe belediye eşbaşkanları, kayıp yakınları yanı sıra yüzü aşkın yurttaş katıldı. 

Kitle adına açıklamayı yapan HDP’li vekil Tosun, tecridi protesto etmek için yaşamlarına son veren Zülküf Gezen, Uğur Şakar, Zehra Sağlam ve Ayten Beçet’in onurları olduklarını vurguladı. Türkiye’de hukukun açıkça çiğnendiğinin vurgulayan Tosun, “Küresel ve bölgesel düzeydeki mutlak tecridin asli yürütücüsü olan AKP-MHP bloğu toplumun ve kamuoyunun adalet ve hukuk talebine kulaklarını kapatmaya devam etmektedir. Tecrit politikası cezaevlerinde ölümlere neden olmaktadır” dedi.  

‘DEFİN HAKLARI GASP EDİLİYOR’

Tecridi protesto etmek tutukluların yaşamlarına son verdiğine dikkat çeken Tosun, cenazelerin  dini vecibelerinin yerine getirilmesinin devlet tarafından engellendiğini dile getirerek, “Zülküf Gezen’in cenazesinde olduğu gibi Ayten Beçet’in de dini vecibelerinin yerine getirilmesine izin vermeden, ailelerin defin ve yas hakkı gasp edilmiştir. Cenazelerden dahi korkan bir hükümet karşımızda bulunmaktadır. Cenazelere katılmamıza izin verilmezse de defin ve yas hakkımız ellerimizden zorla alınsa da demokrasi mücadelesinin onurlu evlatlarını her daim yüreğimizin derinliklerine gömeceğiz ve unutmayacağız” diye konuştu.  

‘BİRLİKTE MÜCADALE EDEREK TECRİDİ KIRALIM’

Açlık grevcilerinin  eylemleri ve tecridi protesto etmek amacıyla yaşamlarına son verenlerinin bedenleri ile toplumu savunduğunu vurgulayan Tosun, “Bedenleri ile direnen açlık grevi direnişçilerinin ve bütün siyasi tutsakların hepimize bir çağrısı var. ‘Birlikte mücadele ederek tecridi parçalayalım, toplumu özgürleştirelim’ diyor. Bu çağrıya demokratik kamuoyunun kulak vermesi gerekiyor. Tecrit ile devam eden her gün ölüm, kaos ve çözümsüzlüktür. Açlık grevi direnişçilerinin taleplerine destek vermek en büyük barış mücadelesidir” dedi. 

‘TECRİT HER YERE YAYILMAK İSTENİYOR’

Tecrit politikasının korkunun ifadesi olduğunu belirten Tosun, tecridin kaldırılmasıyla barış kapısının aralanacağını belirterek, “Savaş politikaları ile siyasal gücünü tahkim eden AKP-MHP ittifakını politik iflasa götürecektir” dedi. Tosun, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit sadece bir kişiye uygulanmıyor, bir ülkeye yayılmak isteniyor. Demokrasiden kopan AKP-MHP anlayışı hayatı herkese zindan etmeye çalışıyor. İşte bu yüzden Leyla Güven ülke barışa kavuşsun diye açlık grevine girdi, işte bu yüzden Zülküf Gezen ve Ayten Beçet Türkiye halkları tecritten kurtulsun diye yaşamına son verdi. İmralı tecridi kırılırsa, zorbalık ve hukuksuzluk da sonun başlangıcını yaşayacaktır.”

BATMAN: ARTIK YETER 

HDP Batman İl Örgütü de, merkez seçim lokalinde açıklama yaptı. Açıklamaya, Milletvekilleri Feleknaz Uca ve Necdet İpekyüz, tutuklu yakınları yanı sıra onlarca yurttaş katıldı. Açıklamada, Avrupa'da tecridi protesto etmek için bedenini ateşe veren ve 22 Mart’ta da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Uğur Şakar ve cezaevlerinde yaşamlarına veren Zülküf Gezen ve Ayten Becet'in fotoğraflarının bulunduğu "Tecrit ölümdür! Ölümler son bulsun" yazılı pankart  taşındı. Açıklamada, sık sık "Bijî berxwadane zindana" ve "Şehit namirin" sloganları atıldı. 

'MÜCADELERİNİ SÜRDÜRECEĞİZ' 

Açıklamada konuşan HDP Batman İl Eş Başkan Vekili İkram İrgi, tecridin kırılması için mücadele çağrısında bulundu. Tecridin sürdüğü ve her geçen gün de ölümlerin yaşandığını belirten İrgi, “Tecrit sadece Kürtleri ilgilendiren bir mesele olarak görülmemeli tecrit toplumsal barışı dinamitlemektedir" dedi. Tecridin sadece bir kişiye değil tüm ülkeye uygulandığını vurgulayan İrgi, "İşte ülke barışına hizmet etmesi amacıyla Leyla Güven açlık grevine girdi. İmralı tecridi kırılırsa zorbalık ve hukuksuzluk da sonun başlangıcını yaşamaya başlayacaktır. Tecridi kırmak amacıyla yaşamlarına son veren Zülküf Gezen ve Ayten Becet'in bize bıraktıkları demokrasi mücadelesini sürdüreceğimiz sözünü veriyoruz" şeklinde konuştu. 

Milletvekili Necdet İpekyüz ise, tecridin kaldırılmasını gerektiği ve  yaşanan ölümlerin de artık son bulmasını talep ettiklerini söyledi. Taleplerin derhal yerine getirilmesi gerektiğini ifade eden İpekyüz, "Bu halk artık barış istiyor. Biz bu mücadelenin yarına ışık olmasını beklerken ölümler artıyor. Artık kimse ölmesin" dedi. 

HDP’li bir başka vekil Feleknaz Uca ise Adalet Bakanı’nın sessizliğine tepki gösterdi. Uca, “İktidar ve Adalet Bakanlığı ölümler karşısında kör, sağır ve dilsiz olmuş. Biz bu sessizliği kabul etmiyoruz. Artık sözler tükenmiştir. Ankara milyonların sesine kulak tıkamıştır. Uğur Avrupa'da çığlık oldu. Zülküf ilk duydu çığlığı ardından ise Ayten ve Zehra ile devam etti. Artık duracak vakit değildir. Devletten bir şey beklemeyelim. Bu halk kırabilir ancak tecridi"

Açıklama, sloganlar eşliğinde son buldu. 

BİNGÖL: HÜKÜMET AKLINI RAFA KALDIRDI 

HDP Bingöl il örgütü de, il binasında açıklama yaptı. Açıklamaya Bingöl Belediye Eşbaşkan Adayları Senem Çakas ve Hişyar Özsoy, Mardin Milletvekili Ebru Günay ve onlarca yurttaş katıldı. Eşbaşkan adaya Hişyar Özsoy, “Çözüm sürecini değil, aklını rafa alan hükümet ve MHP-AKP ittifakı bir an önce kendi aklını raftan indirir ve hakka, adalete, barışa ve demokrasiye dair olan taleplerimize karşılık verirler” dedi. 

‘DEVLET 20 YILDIR HUKUKU İHLAL EDİYOR’

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın bulunduğu İmralı Cezaevinde 20 yıldır devletin yasaları ve hukuku ihlal ettiğini hatırlatan Hişyar Özsoy, “Sayın Öcalan’a hem Uluslararası hukuka hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasası ve kanunlarına aykırı bir şekilde uygulanan tecride karşı açlık grevini başlatan DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari milletvekili Leyla Güven, eyleminin 137 gününde. Açlık grevinde olanların çok somut ve net talepleri söz konusu, gayri ahlaki ve hukuki, siyaseten sonuçları çok olumsuz olan bu tecrit politikasına bir an önce son vermektir” ifadelerini kullandı. 

“İnsanlar ve siyasetçiler bedenlerini açlık grevine yatırdılar” diyen Özsoy, şunları söyledi: “17 Mart tarihinde Zülküf Gezen, tecride karşı yaşamına son vermişti. Cenazesi kaçırılarak, zorla defnedilmişti. Ailenin son görevini yerine getirilmesine izin verilmedi. Mezarını ziyaret etmek isteyenlere gaz, su sıkıldı. İnanılmaz çirkin durumlar yaşatıldı. Uğur Çakar, tecride karşı bedenini ateşe verdi ve yaşamını yitirdi. Yine Ayten Becet, Gebze Cezaevinde tecridin kaldırılması için yaşamına son verdi. Cenazesi dün gece apar topar kaçırılarak, getirip defnedildi. Ne akrabaları ne ailesi vardı.”

‘TECRİTİN KALDIRILMASI BİZİMDE TALEBİMİZDİR’

Ülkenin içinde olduğu siyasi ve ekonomik krizin temel sebebinin hükümetin Kürt meselesinde diyalog ve çözüm politikalarını bir kenara bırakması,, herkese bağırması ve neredeyse ülkenin yarısını terörist ilan etmesiyle ilgili bir durum olduğunu belirten Özsoy,  “Tecridin kaldırılması HDP olarak talebimizdir, bizim kendi talebimizdir. Sadece bir insan üzerine değil tecrit tüm ülkeye yayılarak devam ettiriliyor. Bunun müsebbibi hükümettir. Artık siyaseten sözün bir anlamının olmadığını düşündükleri için insanlar kendi bedenlerini açlığa yatırarak, yaşamlarına son vererek bir mesaj vermek istiyorlar. Bu mesaj da tecridin kaldırılmasıdır. Biran önce bu tecridin kaldırılması ve ölümlerin durması gerekiyor” dedi.

‘ÜLKENİN BÜYÜK AYIBIDIR’

“Sırf Türkiye’nin yasalarını uygulaması için cezaevlerinde insanların yaşamlarına son vermesi bu ülkenin büyük bir ayıbıdır”  diyen Özsoy, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu ayıbı kınıyoruz. Biran önce akıllarını başlarını alsınlar, ülkede hak hukuk adına, demokrasi, barış, adalet adına bu saçma sapan tecrit politikasına son vermelerini istiyoruz. Türkiye’de demokrasi, insan hakları, özgürlükler, barış anlamında emek ve bedel veren arkadaşlarımızın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Umuyoruz bundan daha fazla ölümler olmadan ülke düze çıkar. Çözüm sürecini değil aklını rafa alan hükümet MHP-AKP itifakı bir an önce kendi aklını raftan indirir ve hakka adalete barışa demokrasiye dair olan taleplerimize karşılık verirler.”

‘AKP’Lİ BELEDİYE TAZİYE YERİ VERMEDİ’

Ayten Becetin ailesine ve cezaevindeki arkadaşlarına başsağlığı dileyen Ebru Günay ise, “Umuyorum bu son ölüm olur. Leyla Güven ve arkadaşları direnişini başlatırken bu ülkede ölüm olmasın ülke de artık barış ve kardeşlik olsun diye yola çıkmışlardı. Ama dün Ayten Becet’in babasının da ifade ettiği gibi kardeşiz aileye, kardeşiz dediğiniz bir halkın evladının taziye yeri kurulması için AKP’li belediye taziye yeri vermeyerek kardeşliğini gösteriyor. Kardeşlik iyi günde kötü günde bir olmaktır” dedi.

Özellikle AKP hükümeti ve Erdoğan’ın toplumu giderek kutuplaştıran, bir savaş toplumuna dönüştüren bir tarzı da keskinleştiğini ifade eden Günay, “Leyla Güven, Selma Irmak, Sebahat Tuncel ve Amed il binasında açlık grevini devam ettiren vekil arkadaşlarımız, Strasburg’tan Hewler’e kadar açlık grevini sürdüren bütün arkadaşlarımızın tek bir talebi var. İmralı Adası’nda Sayın Öcalan’ın aile ve avukat görüşünün düzenli ve sistematik olarak devam etmesini istiyorlar. Yasaların öngördüğü güvence altına aldığı bu talebin kullanılmasını istiyorlar” sözlerine yer verdi.

‘CENAZELERİ DEFNEDERKEN BİLE TECRİT ALTINDAYIZ’

Tecridin giderek derinleşmesi ülkeye kaybettirdiğini belirten Günay, “AKP hükümeti tecridi artık bir yönetim biçimine dönüştürdü. Cenazelerimiz defnederken bile tecrit altındayız. Biz bu yönetim şeklini kabul etmeyeceğiz. Leyla güven ve arkadaşlarının ifade ettiği de budur. Dünyanın en uzun avukat yasağının uygulandığı tek cezaevi İmralı Ada Cezaevidir. Bunun bu ülkeye bir faydası yok. Aksi halde kimsenin hesabını veremeyeceği zaman dilimine doğru ilerliyoruz. Daha fazla ölüm ve geri dönüşü olmayan hasarlar meydana gelmeden biran önce yasaların güvence altına aldığı aile ve avukat görüşünün gerçekleştirilmesini çağrısında bulunuyoruz” diye konuştu.

Yapılan açıklama alkışlarla son buldu. 

URFA: ÖLÜMLERİN SORUMLUSU İKTİDADIR

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa İl Örgütü, Öcalan üzerinde devam eden tecride karşı hayatlarına son veren Zülküf Gezen, Ayten Beçet ve Zehra Sağlam için açıklama yaptı. HDP binasında açıklama yapan HDP Urfa İl Eşbaşkanı Adile Öncel, “AKP-MHP blokunun başta kayyım politkalrı olmak üzere Kürt halkının iradesini kırıp, özgürlük, demokrasi mücadelesinden koparmak ve Türkiye halklarına dayattığı baskıcı sitemi nihai noktaya vardırmak için tehditlerini, baskılarını en yükseğe çıkardığı bir dönemde haklı mücadelemiz ile hukuksuz olarak devam eden tecrit mutlaka kırılacaktır” dedi. 

Cezaevlerinde 3 kişinin hayatına son verdiğini belirten Öncel, yaşanan ölümlerin tek sorumlusunun iktidar olduğunu ve bu sorumluluktan asla kaçamayacağını vurguladı. Cezaevlerinde daha fazla acılar yaşanmadan tutukluların taleplerinin acilen karşılanması gerektiğini kaydeden Öncel, cezaevlerinde daha fazla ölümler yaşanmadan tüm yetkilileri sorumluluk almaya çağırdı.