Van Büyükşehir Beledesi'nin bir yaya yoluna yazdığı "Pêşî Peya (Önce Yaya)" ve "Hêdî (Yavaş)" uyarı yazıları 26 Temmuz'da karalandı. Yazıların üzerine, “Türkiye Türk'tür Türk kalacak” yazılaması yapıldı. Yazıyı karalayan ve üzerine ırkçı yazılama yapan çocuk, polis ve avukatından "fikir" aldığını söyledi. Hemen ardından Amed'de benzer bir durum yaşandı. Diyarbakır'da birçok noktada 29 Temmuz'da polis eşliğinde uyarı yazılarının üzeri karalandı. Uyarı yazılarının, valilik talimatıyla karalandığı ortaya çıktı. 

Kürtçeye dönük saldırılar bununla sınırlı değil. Son iki hafta içerisinde farklı kentlerde çok sayıda kişi, Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çektikleri için sanal medya üzerinden ırkçı hesapların hedefi oldu. Yapılan gözaltı operasyonlarında çok sayıda kişi gözaltına alınırken, aralarında müzisyen ve düğün sahiplerinin de olduğu 20'den fazla kişi tutuklandı.  

Tuşba Belediyesi'nde İş Sağlığı ve Güveliği Eğitimleri Devam Ediyor Tuşba Belediyesi'nde İş Sağlığı ve Güveliği Eğitimleri Devam Ediyor

Van'daki yurttaşlara, uyarı yazılarının silinmesi ve Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çekenlerin tutuklanmasına dair mikrofon uzattık. 

'GÖZALTILAR UTANÇ VERİCİ'

"Halay çekmek bir kültür ve ritüeldir" diyen Salahattin Çiçek (70), "Herkes kendi kültürünü dilediği şekilde yaşayabilir. Halay çeken insanların gözaltına alınması utanç vericidir. Bu Kürtlerin değerlerine yapılan bir hakarettir. İnsanlar düğün yapıyor, ama halay çekmeleri suç sayılıyor. Bu politika insanlığın ayaklar altına alındığını gösteriyor. Bugün dünyada insanlar ‘daha çok nasıl özgürlük alanlarımız genişletiriz’ melesini konuşurken, burada ise halay çekenler gözaltına alınıyor. Gözaltının bile bir kaidesi ve kuralı var. Bu zulmün derhal son bulmasını istiyoruz” diye konuştu. 

‘BU ZİHNİYETE BOYUN EĞMEYECEĞİZ’

Kürtçe uyarı yazılarının silinmesinin "faşist yönetimlerin pratiği" olduğunu söyleyen Serhat Uçmaz adlı genç, yaşananların "Kürt düşmanlığı" olduğunu vurguladı. Uçmaz, "Bu faşist anlayışı kabul etmiyoruz. Bu durum, Kürtlerin nasıl yok sayıldığının göstergesidir. Kürtlerin varlığından rahatsız oluyorlar. Bu zihniyet olduğu sürece Kürt-Türk kardeşliğinden bahsetmemiz ne kadar doğru? Biz, bugün bu toprakların gerçek sahipleriyiz. Kesinlikle bu zihniyete boyun eğmeyeceğiz. Bu faşist girişimler olduğu sürece daha çok kimliğimize ve kültürümüze sahip çıkacağız. Kürtlerin birgün bu zihniyete son vereceğine inanıyorum” tepkisinde bulundu. 

'HALAYI BIRAKMAYACAĞIZ'

Halay çekmeye devam edeceklerini vurgulayan İsmet Demir (55), "Kürtler artık sömürgeciliği kabul etmiyor" dedi. Demir, “Halay bir kültürdür. İnsanların kültüründen dolayı gözaltına alınmasını kınıyorum. Bu durum Kürtlerin hiçbir şeyini hazmedememe durumudur. İstiyorlar ki Kürtler sürekli sömürge kimliğiyle yaşasın. Kürtler bu toprakların en kadim halkıdır. Bu topraklar Kürt toprağıdır. Sizin sömürgenizde yaşamak istemiyoruz. Kendi dilimizle, kültürümüzle yaşamak istiyoruz. Halay bizim geleneğimizdir ve bu geleneği devam edeceğiz. Biz, govendlerimizi (halaylarımızı) çekmeye devam edeceğiz ve bu halayı bırakmayacağız" ifadelerini kullandı. 

‘BU ZULME DUR DENİLMELİ'

Nusret adlı yurttaş, ülkede hukukun olmadığına işaret ederek, "Bugün halay çeken insanları gözaltına alıyorlar. Bu nasıl bir hukuk devleti? İnsanların halay çekmesi, eğlenmesi, kendi değerlerini korumasının kime ne zararı var? Bunlar Kürt halayından bile rahatsız. Bu ülkede özgürlük ve adalet yok. Dünyada medeniyet diye bir şey var ama demek ki bunlara uğramamış. Kürtler yüzyıldır zulüm altındadır. Kürtler hep birlikte bu zulme ‘dur’ demeli” şeklinde konuştu. 

Emre Aslan adlı genç ise, şunları söyledi: "Kürtlere karşı sürekli ırkçılık yapıyorlar. ‘Kürtler, Türkler kardeştir’ meselesi bir söylemden ibarettir. Kürtlere yönelik yapılan ırkçılığı kabul etmiyoruz. Trafik kurallarıyla ilgili belediye bir yazdı, ırkçı gruplar gidip yazıyı karalayıp ırkçı yazılamalar yaptı. Bu durumu kabul etmiyoruz. Yaşananlar bu ırkçılığın resmidir."

MA / Hakan Yalçın - Bilal Babat