Hasta tutukluların sağlık durumlarına ilişkin İstanbul, Ankara ve Wan’da yapılan basın açıklaması ve eylemlerle Devrim Ayık, Eser Morsümbül ve 76 yaşındaki Hanife Arslan’ın sağlık durumlarına dikkat çekildi. 

MORSÜMBÜL’ÜN YAŞAMI TEHLİKEDE 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, her hafta düzenledikleri “F oturumunun” eyleminin 618’incisni şube binası önünde gerçekleştirdi. Eylemde, Antalya S Tipi Cezaevi'nde tutuklu ve yüzde 70 engelli raporu bulunan ağır hasta tutsak Eser Morsümbül’ün durumuna dikkat çekilerek, serbest bırakılması istendi.  “Tedavi haktır engellenemez” ve “Hasta mahpus Eser Morsümbül serbest bırakılsın” pankartlarının açıldığı açıklamada sık sık, “Eser Morsümbül serbest bırakılsın” ve “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır” sloganları atıldı. Açıklamaya 20 Eylül 1992'de Diyarbakır'da JİTEM tarafından katledilen Kürt bilgesi Musa Anter'in (Apê Musa) kızı Rahşan Anter, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Milletvekili Musa Piroğlu ve çok sayıda insan hakları aktivisti katıldı. 

Açıklamayı İHD gönüllülerinden Türker Demirci okudu. Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin hasta tutukluların iyileşmesine engel olduğunu belirten Demirci,  cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin idarecilerin insanlığını sorgulatacak düzeye geldiğine ifade etti.

SAĞLIK SORUNLARI ARTTI 

Morsümbül’ün durumunu paylaşan Demirci, şunları söyledi: “Eser Morsümbül, yüzde 70 engelli raporu bulunuyor. Ayrıca kanser, böbrek yetmezliği, kemik erimesi ve anemi hastası olup, bu hastalıklarına bağlı sürekli baş ağrısı, beslenme sorunları,  hareket güçlüğü yaşamakta ve vücut direncinin düşmesi ve strese bağlı zona hastalığı gibi ek sağlık sorunları yaşamaktadır. 12 yaşındayken kötü huylu beyin tümörü nedeniyle ameliyat edilmiş, devamında uygulanan kemoterapi ve ışın tedavisi sırasında kullandığı ilaçlar nedeniyle kronik böbrek yetmezliği hastalığına yakalanmıştır.” 

YÜZDE 70 ENGELLİ RAPORLU

Morsümbül’e 2016 yılında böbrek nakli yapıldığını ve henüz iyileşmeden tutuklandığını kaydeden Demirci, “Tutuklanması tedavisinin aksamasına neden olmuş ve kısa sürede ileri derecede kemik erimesi gelişmiş, bu durum hareket kısıtlılığına neden olmuştur. Yüzde 70 engelli raporu bulunan ve sürekli baş ağrısı çeken Morsümbül, gelişen beslenme güçlüğü ve artan stres nedeniyle zona hastalığına yakalanmış, sağlık sorunları artarak devam etmiştir” diye belirtti.

‘GÖZ GÖRE GÖRE ÖLÜME TERKEDİLİYOR’

25 Ocak'ta Morsümbül ile görüşen kardeşinin aktarımlarını da paylaşan Demirci, şunları ifade etti: “Abim rahatsızlığından dolayı 19 Ocak cuma günü hastaneye kaldırıldı. Onun öncesinde ise 20 gün boyunca ne yemek yiyebilecek durumdaydı ne su içebilecek, ne de özel ihtiyaçlarını giderebilecek durumdaydı.  Vücudunu neredeyse hiçbir şekilde kullanamıyordu, hastaneye getirildiğinde sadece ilaç yazıp yollamışlar ve ilaçların hiçbir etkisi olmamış, günden güne daha kötü hale girmiş. Bu yüzden hastaneye yatırılmış.  25 Ocak itibariyle,  gözlerini açamıyor konuşamıyor ve ihtiyaçlarını gideremiyor. Annem şu an abimin refakatçisi olarak yanında kalmakta, bakımını yapmaya çalışıyor. Hala abimin neden bu durumda olduğunu çözemediklerini belirtmek isterim. Abim bu durumdayken bakıma muhtaç haldeyken hastane onu taburcu etmeyi düşünüyor. Doktorları tarafından ömür boyu bu durumda kalabileceği söyleniyor. Eser bu halde cezaevine tekrar dönerse ölür deniyor. Yani göz göre göre ölüme ve yatağa bağlılığa terk ediliyor abim! Yetkililer tarafından bu duruma acil bir şekilde müdahale edilmesini istiyorum.” 

YAŞAMI TEHLİKEDE

Morsümbül’ün cezasının bitimine 30 gün kalmasına rağmen dün hastaneden taburcu edildiğini ve cezaevine geri gönderildiğini kaydeden Demirci, “Morsümbül’ün cezaevi koşullarında  tedavi edilemediği bilinmesine rağmen serbest bırakılmamakta, yaşam hakkı tehlikeye atılmaktadır” dedi.

HANİFE ARSLAN 76 YAŞINDA 

İHD Wan Şubesi Cezaevi Komisyonu da Van T Tipi Cezaevi’nde tutulan ve ağır sağlık sorunlarına rağmen tahliye edilmeyen 76 yaşındaki Hanife Arslan’a ilişkin açıklama yaptı. Şube binası önünde yapılan açıklamada, “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın” pankartı ve Hanife Arslan’ın fotoğrafları taşındı. Açıklamayı, İHD Yönetim Kurulu üyesi avukat Mehmet Salih Coşkun okudu.

‘HANİFE ARSLAN TAHLİYE EDİLMELİ’

Hanife Arslan’ın KOAH, mide ülseri, diyabet, kalp ve yüksek tansiyon hastası olduğuna dikkati çeken Coşkun, Arslan’ın eklemlerde sıvı azalmasına bağlı olarak yoğun ağrı ve hareket güçlülüğü çektiğini söyledi. Coşkun, “Arslan, geçirdiği COVİD-19 sonucunda ciğerlerinde oluşan hasar sebebiyle nefes almakta güçlük çekmekte ve bütün bunlara ek olarak yaşlılığın getirdiği sorunlarla 2021 yılından bu yana cezaevinde hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Arslan, kendi öz bakımını yerine getirememekte, hayatını tek başına idame ettirememekte, görüşe tekerlekli sandalye ile getirilmektedir. Arslan’ın hayatına devam edebilmesi için tutulduğu hapishaneden bir an önce amasız-fakatsız tahliye edilmesi gerekmektedir” dedi.

 ‘CEZAEVLERİ ÖLÜM EVLERİ OLMASIN’

Hanife Arslan’ın kızı Rehyan Ören ise annesinin daha fazla yaşamını idame ettiremediğini belirterek, tahliye edilmesini talep etti. Ören, “Temel amacımız, gayemiz cezaevlerinin ölüm evleri olmamasıdır. İnsan hak ve özgürlüklerine önem verilsin. Bu temelde bütün kesimlere çağrımız şudur; hasta ve yaşlı tutsaklar özgür bırakılsın” diye konuştu.

DEVRİM AYIK YAŞAMINI İDAME EDEMİYOR 

Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi ise, eylemlerinin 490’ıncı haftasında İHD Ankara Şubesi binası önünde açıklama yaptı.  Açıklamaya Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şubesi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ankara İl Örgütü ve Birleşik Devrimci Parti üyeleri yanı sıra birçok kişi katıldı. 

Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevinde tutulan ağır hasta tutsak ve gazeteci Devrim Ayık’ın durumuna dikkati çeken İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen, Ayık’a Crohn hastalığı teşhisi konulduğu ve yapılan ameliyat ile bağırsağından 40 cm alındığını paylaştı.

BAŞKASININ YARDIMI İLE HAYATTA

Ayık’ın tutuklanması ardından uzun bir süre hastaneye götürülmediğini bu nedenle hastalığının kötü yönde seyir gösterdiğini ve Ayık’ın 49 kiloya kadar düştüğünü de anımsatan Çevirmen, “2017 yılında durumunun ağırlaşması üzerine acilen hastaneye sevk edilmiş ve bağırsaklarında 4 delik patladığı tetkik edilerek ameliyata alınmış ve bağırsağı 60 cm alınmıştır. Bu ameliyat sonrası sağlık durumu giderek kötüleşmiş ve 2 ayda 6 ünite kan almak zorunda kalmıştır. 2018 yılında tedavi amaçlı olarak tahliye edilmiştir. 2019 yılı Ağustos ayında kolonoskopi için gittiği Akdeniz Üniversitesinde muayene sonrası, tekrar gözaltına alınmış 4 gün boyunca gözaltında tutulduktan sonra Antalya L Tipi Kapalı Hapishanesine gönderilmiştir. Burada durumu daha da kötüleşmiş olup 3 ay boyunca yatağa bağımlı hale gelmiş ağızdan ve makattan kan gelmeye başlamış ve başkasının yardımı ile hayatını devam ettirebilmiştir. Pandemi nedeniyle 17 Mart 2020’de tekrar tahliye edilmiştir” diye konuştu. 

RAPORA İŞARET ETTİ

Tedavisi tamamlayamadan Ayık’ın 12 Ocak 2021 yılında tutukladığı, Edirne F Tipine konulduğu ardından ise Eskişehir’e getirildiğini dile getiren Çevirmen, “2 Nisan 2021’de yapılan kolonoskopi kontrolünde doktor tarafından ‘bağırsaklarında ciddi derecede çürümelerin başladığı, acilen ilaç ve iğne ile tedavisinin yapılması ve diyet uygulanması gerektiği’ ifade edilmiştir. 2021 yılının Mayıs ayında Eskişehir Şehir hastanesine tekrar sevk edildiğinde doktorların tarafından muayene yapmaksızın sadece raporları istenmiş ve ardından heyete çıkarılmış, ‘cezaevinde tek başına dahi kalabilir’ şeklinde rapor verilmiştir” diye belirtti. 

DİYETE GÖRE YEMEK VERMİYOR

Ayık’a en son gittiği hastanede doktorların bağırsaktaki yara, lezyon ve lekelerin arttığı, üçüncü bir ameliyatın gerektiği ancak bunun çok riskli olduğunu paylaştığını aktaran Çevirmen, “Hastalığından dolayı sebze-meyve, kapalı gıda, süt ve süt ürünleri yemesi ve hap kullanması yasaktır. Crohn diyetinin uygulanması gerekmesine rağmen cezaevi idaresi bu diyete göre yemek vermiyor. Daha önceki ameliyatlarını İzmir ve Antalya’da olmasından dolayı aynı hastaneler ile tedaviye devam etmek için oradaki cezaevlerine sevkini talep etmesine rağmen bu talebi kabul edilmemiştir” diye konuştu.

‘YÜZDE 76 ENGELLİ RAPORLUDUR’

Ayık’ın ayrıca diş sorunu nedeniyle 22 aydır diş ameliyatı beklediğini, 2006 yılında geçirdiği kaza sonucu bir gözünü kaybettiğini belirten çevirmen, “Sol gözü miyop olup 30 dereceye kadar yükselmiştir. Yaşadığı ağrılar ve direncinin tamamıyla düşmesinden dolayı şiddetli baş ağrılarının, göze vurmasına ve görme kaybının ilerlemesine neden olmaktadır. Ayrıca kulaklarının birinde yüzde 50, diğerinde yüzde 40 işitme kaybı vardır. Devrim Ayık, hastalıklarından kaynaklı olarak yüzde 76 engelli raporludur” dedi. 

Çevrimen, Ayık’ın cezaevinde kalmasının mümkün olmadığının çizerek, tahliye edilmesini istedi.