İran-Van sınırında kolberlik yapan Behnam Samadi (17) ile 5 çocuk babası Hesen Keçelano (44), 14 Nisan’da Çaldıran ilçesinin Beydoğan Mahallesi kırsalında askerler tarafından gözaltına alınarak karakola götürüldü. Her iki kolber de burada çok sayıda asker tarafından yoğun bir şekilde işkenceye ve hakarete maruz kaldı. İşkenceye uğrayan kolberler daha sonra sınır hattına bırakıldı. Kolberlerden Hesen Keçelano gördüğü işkenceden kaynaklı yaşamını yitirdi, Behnam Samadi’nin vücudunda ise derin işkence izleri oluştu.
‘KASTEN ÖLDÜRMEKTEN’ SORUŞTURMA
Yaralı Samadi, saatler sonra sınıra en yakın köye ulaşarak, yaşananları anlattı. Köylüler ve İran askerleri, bunun üzerine Keçelano’nun cenazesinin bulunduğu alana gitti. İran askerleri, işkence yapıldığından kaynaklı Keçelano’nun cenazesini almayacaklarını Türkiye askerlerine iletti.
Askerler tarafından alınan cenaze daha sonra Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi morguna kaldırıldı. Olayın duyulması üzerine Çaldıran Cumhuriyet Başsavcılığı da “kasten öldürmek” suçlamasıyla soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında 3 askerin ifadesinin alındığı öğrenildi.
BARO OLAY YERİNDE
Öte yandan Van Barosu İnsan Hakları Komisyonu üyesi Rojhat Levent Özgökçe, olayın yaşandığı Beydoğan Mahallesi’ne giderek kimi incelemelerde bulundu. Av. Özgökçe, burada mahalle muhtarı ve sakinlerinden olaya ilişkin bilgi aldı.
Yaralı bir halde sınıra bırakıldığı günden bu yana İran’daki bir hastanede tedavi gören ve şu an tedavisi evinde süren Behnam Samadi, yaşananlara ilişkin Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
SINIRDAKİ İŞKENCEYİ ANLATTI
14 Nisan tarihinde akşam saatlerinde Beydoğan Mahallesi’ne giriş yaptıklarını ve bu sırada önlerini zırhlı araçla kesen 5 asker tarafından gözaltına alındıklarını aktaran Samadi, daha sonra sınırdaki bir karakola götürüldüklerini söyledi. Karakolda yaklaşık 15 asker tarafından saatlerce sopa ve küreklerle işkenceye maruz kaldıklarını anlatan Samadi, şöyle konuştu:“Sonrasında bizi İran sınırına araçla götürdüler. Burada elbiselerimizi çıkartıp, soğuk su üzerimize döktüler. Demir küreklerle vurmaya başladılar. Sonrasında ben bayıldım. Baygınlığım geçtiğinde sırtımda bıçak izleri, dudağımı deldiklerini, kulağımı deldiklerini gördüm. İkimizin de öldüğünü düşündükleri için bizi bıraktılar. Sabah güneşi ile uyandım. Uyandığımda arkadaşım ölmüştü. Arkadaşımı dayaktan öldürdüler.”
İŞKENCEYİ ÜSTLENMEDİLER
İşkence sırasında sinkaflı küfürler edildiğini belirten Samadi, şöyle devam etti: “Uyandıktan sonra telefonla ailemi aradım. İşkence yaptıklarını, yanımdaki arkadaşımın öldüğünü, kendimin de İran’a doğru hareket ettiğimi söyledim. En yakın İran köyü olan Şêxsilo’ya emekleyerek varabildim. Köye vardıktan sonra İran askerleri, işkence ile öldürülen arkadaşımın cenazesini almaya gitti. Cenazeye işkence edilmesi gerekçesiyle İran askerleri cenazeyi teslim almadı. Yaşananlar hakkında suç duyurusunda bulundum. İran askerleri tarafından sınıra götürülerek ifadem alındı. Bu sırada Türk askerleri de vardı. İran askerleri Türkiye askerlerine neden işkence yaptıklarını sordu. Onlar da kendilerinin değil başka askerler tarafından gerçekleştirildiğini söyledi.”
ŞİKAYETÇİ OLACAK
“Bu zulüm ve işkenceyi kabul etmiyoruz” diyen Samadi, “İran askerleri de bunu kabul etmiyor. Failler hakkında şikayetçiyiz. İyileştikten sonra Türkiye tarafına gelip ifademizi vereceğiz” diye aktardı.
MA / Müjdat Can