Van’daki sivil toplum örgütü ve siyasi partiler, Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride son verilmesi talebiyle sürdürülen açlık grevlerine ilişkin açıklama yaptı. TUHAYDER binasında yapılan açıklamaya; DTK, Eğitim Sen Van Şubesi, Tüm Bel-Sen, Yapı Yol-Sen, HABERSEN, SES Van Şubesi, Tarım Orkam-Sen, BES, BTS Van Temsilciliği, ÖHP, TİHV, TJA, DİSA-DER, HDP, DBP, EMEP, ESP, İnsan ve Özgürlük Partisi, DİSK (Genel-İş), Van-Hakkâri Tabip Odası, İHD, TİP, ÇEV-DER, TMMOB üyeleri ile tutuklu ve hükümlü yakınları katıldı.
Açıklama yapan Star Güneş, cezaevlerinde açlık grevlerinin geldiği aşamaya dikkat çekerek, insan yaşamından daha önemli hiçbir şeyin olmadığını söyledi.
‘ÖCALAN HAKLARINDAN MAHRUM’
DTK Eş Başkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in, avukatları aracılığıyla kamuoyuna yaptığı açıklamayı hatırlatan Güneş, Türkiye Cumhuriyeti’nin infaz mevzuatında hükümlülerin yasada belirlenen aralıklarla aileleri ile açık ve kapalı görüş yapabilecekleri, bunun yanı sıra aileleri ile telefonla da görüşebilecekleri hususunun düzenlendiğini söyledi. Güneş, " İmralı Cezaevi’nde tutulan Sayın Abdullah Öcalan, yasalarla güvence altına alınmış haklarından hukuksuz bir şekilde mahrum bırakılmaktadır" dedi.
‘SUSARAK ÖLÜME TANIKLIK EDEMEYİZ’
Güven'in 124 gündür açlık grevinde olduğunu hatırlatan Güneş, açlık grevinde olan tutuklulardan bazılarının sağlık durumlarının kritik aşamaya geldiğine vurgu yaparak, şöyle devam etti: “Örneğin bazı ailelerin ve avukatların bildirdiklerine göre; Van’da ikamet eden ve Kandıra Cezaevi’nde bulunan Necla Atak'ın durumu çok kötü, sağlık durumu tehlikededir. Van Cezaevi’nde bulunan iki tutuklunun durumu ise şöyle, Şahin Öncü için doktor kalbinin her an durabileceğini belirtmiş. Diş etlerinin çekildiği ellerinde yaralar çıktığı ağzından kan geldiği avukatlar tarafından bildirildi. Bahtiyar Kemal'in hücrede olduğu için avukat görüşmesi gerçekleşmemiş; fakat diğer tutuklular Bahtiyar’ın 16 kilo verdiğini belirtmişler. Burada belirtmek isteriz ki; geçmişte ülkemizde yaşanan acı deneyimleri de hatırlatarak susarak ölümlere tanıklık eden, vicdanı yaralanmış, ölümlere ortaklık etmiş bir kuşak olmamak adına daha çok sorumluluk üstlenmek durumunda olduğumuzu tüm kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz" diye konuştu.
Güneş, ardından Adalet Bakanlığı ve kamuoyu tarafından dikkate alınmasını istediklerini talepleri şöyle sıraladı:
“* Açlık grevinde bulunan mahpusların ulusal ve uluslararası etik ilkelere uygun şekilde, düzenli sağlık kontrollerinin yapılması ve bağımsız hekimlerin cezaevlerinde muayene yapmalarının sağlanması,
* Sakatlıkların önlenmesi için mahpuslara mutlaka su, tuz şeker ve karbonata ek olarak B1 vitamini temin edilmesi veya B1 içeren B vitamin kompleksi tabletlerin tam doz verilmesi,
* Açlık grevlerinin olası ölüm ve geriye dönüşü mümkün olmayan sakatlıklar yaşanmadan sona ermesi için gerekli insani duyarlılığın gösterilmesini ısrarla talep ediyoruz.
* Siyasi iktidarı; başta Sayın Leyla Güven olmak üzere cezaevlerindeki süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin sağlıklarının tehlikeye girmemesi ve yaşamlarının yitirilmemesi için yasalarda belirtilen hakların İmralı Cezaevi’nde de uygulamaya ve sorumluluğunun bilinci içinde sorunun çözümü adına bir an önce adım atmaya davet ediyoruz.”
