Van’ın Özalp ilçesinden Erivan’a sürgün giden bir ailenin çocuğu olan Egidê Cimo 1932 yılında Ermenistan’ın Erdeşer köyünde dünyaya geldi. Kürt sanat dünyasında kavalıyla adını yazdıran Cimo’nun müzik hayatı 8 yaşındayken başladı. Egîdê Cimo 2013 yılında DİHA’ya verdiği bir söyleşide kavalla tanışma öyküsünü şu şekilde anlatıyordu:

Yılmaz Güney İstanbul’da anılacak Yılmaz Güney İstanbul’da anılacak

“Köyümüzün çevresinde düğünler yapılıyordu, bu müzik çok hoşuma gidiyordu. Köyümüzün kenarında bulunan Çemê Reş’te kamışlar vardı. Ben bir kamış koparıp bağladım, üzerinde delikler açtım. Üfledim ve ses çıktı. Bunun üzerine dedim ki, artık müzik yapacağım. Evimiz köyün diğer evlerinden biraz daha yüksekteydi. Düdüğün sesi çok güzel yayılıyordu ve ben çalınca köylüler duyuyordu. Bir süre sonra her çaldığımda köylüler evin etrafında toplanıyordu.”

KAVALININ SESİ ERİVAN’DAN 35 YIL BOYUNCA DUYULDU

İlerleyen yıllarda başta mey ve zurna olmak üzere birçok enstrüman kullanan Cimo, 1955'te Erivan Radyosu’nun Kürtçe bölümünde müzisyen olarak çalışmaya başladı ve yıllarca kavalının sesi bütün Kürdistan’da duyuldu. Cimo aralıksız şekilde 35 yıl boyunca Erivan Radyosu’nda kompozitörlük yaptı. Cimo, Erivan Radyosu’ndaki günleri ise şöyle anlatıyordu:

“Kürdistan’ın dört bir yanında Kürtler ve Kürtçe yasaktı, ama bizim yanımızda yasak değildi. Biz Kürtlerin sesini tüm dünyaya yayıyorduk. Herkes bu sayede Kürtlerin kilamlarını dinliyordu. Erivan Radyosu, Kürt müziğinin yolunu açtı ve bu anlamda büyük bir şey oluşturdu. Şimdi birçok Kürt bize ‘Biz sizin müziğinizle, sanatınızla, eserlerinizle büyüdük’ diyor. Şuana kadar Erivan Radyosu görevini yerine getirdi, şimdi artık başka şeylere görev düşüyor.”

KARAPETÊ XAÇO’YU ERİVAN RADYOSU’NA KAZANDIRDI

Kavalıyla Aram Tigran, Şeroyê Biro, Karapetê Xaço ve Aslıka Kadır gibi Sovyet ekolündeki Kürt sanatçılarının seslerine eşlik eden Cimo, Erivan Radyosundaki resmi görevinin yanı sıra Romanos Melikyan Müzik Enstitüsü'nü bitirdi. 1967 yılında yüksek okul diplomasını almayı başaran Cimo, Karapetê Xaco’yu Erivan Radyosu’na da kazandıran bir isimdi. Egîdê Cimo, Xaco’yla tanışma hikayesini ise şöyle anlatıyor:

“Sürekli radyo için dengbêj arıyordum. Teyzemin eşi Derviş, Karapet’ten bahsetti. Onların köyüne gittik, Karapet bahçesinde toprağı eşiyordu. Tanıştık, Lawike Metinî adlı kilamı söyledi ve ben ‘Aradığım ses sendin’ dedim. Sabah erken saatlerdi ve ‘Haydi kalk radyoya gidelim’ dedim. O ise ‘Yürüyerek gideceğiz’ dedi. Bulunduğumuz yerden 20 kilometre uzaklıktaydı radyo ve sohbet ede ede radyoya kadar yürüdük. Karapet’in sesini kaydettik.”