Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Ankara’ya başlattığı “Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü”nün Hakkari kolunda yer alan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Sosyolog Veli Saçılık, güzergahta bulunan kentlere ilişkin gözlemlerini anlattı. Yürüyüşten 5 gün önce Hakkari'de çalışma yürüten Saçılık, kentin adeta bir kuşatma altında olduğunu söyledi.
'HAKKARİ İŞGAL EDİLMİŞ DURUMDA'
AKP'nin çözüm süreci ve 15 Temmuz sonrası bir diktatörlük kurarak insanları sokağa çıkamaz hale getirdiğini vurgulayan Saçılık, milletvekillerinin tutuklanması, kayyım atamaları ve hukuksuzlar karşısında bir duruş sergilediklerini söyledi. Yaşananların darbe olduğunu belirten Saçılık, "AKP burada (Hakkari-Van) halkın/halkların seçtiklerine bir darbe uygulamıştır. Biz bu yürüyüşle halklara umut saçmak, AKP'nin yaydığı korkuya karşı cesareti hem Türk halkına hem Kürt halkına hem de diğer halkların ortak mücadelesine dönüştürmek için yola çıktık. Ben bu yürüyüş kapsamında günler öncesinde Hakkari'ye geldim. Şunu diyebilirim ki Hakkari tamamen işgal edilmiş durumda. Hem iradelerine kayyım atanmış hem parti binasına bile girilmesine yasak getirilmiş bir durumda. Sokakta gezerken bile yanınızda bir polis kamerası var. Yani AKP Hakkari'de silahıyla var. AKP orada halkın HDP'ye olan bağlılığını gölgelemek istiyor ve orada bir coşkunun ortaya çıkmasını engellemek için elinden geleni yapıyor" dedi.
'HUZUR YERİNE PANZER’
Türkler için Hakkari'nin bir haritadan ve TRT haberlerinde “terörle mücadele”yle anılan bir kent olmaktan ibaret olduğunu dile getiren Saçılık, "Hakkari'de bir terör var o terör de egemenlerin uyguladığı terördür. Burada egemenlerin yasakları altında inleyen bir kent var. Ben bir Türk olarak orada kardeşliği ve dayanışmayı gördüm. Orada bırakın bir Türk'e kem gözle bakmayı herkes bizi büyük bir hürmetle karşıladı. Siz Hakkari'de dininizden, mezhebinizden, Kürt, Türk ya da başka bir halktan olduğunuz için ayrımcılığa uğramazsınız. Ben bir Türk olarak o saygı ve hürmet karşısında ezildim. Biz bu saygı ve hürmeti Ankara'da ya da başkaca kentlere yerleştiremediğimiz için bir eziklik hissettim. Öncelikle bu halka karşı AKP-MHP ve ondan öncekilerin yaptıkları suçlardan dolayı kendimizi affettirmeliyiz. İnsanlar o kentte kendi dilini konuşmak ve varlığının kabul görmesini istiyor. Ama kentin her tarafından bir kulübe her yerinde panzerlerle doldurmuşlar. Yani o panzerlerden üç tanesini satsalar belki de Hakkari pırıl pırıl olacak. Bunlar Hakkari halkını refah ve huzur vermek yerine panzer vermeyi tercih ediyorlar. Ben bir Türk olarak bundan utanıyorum. Bu utancı halkların ortak mücadelesiyle aşacağımızı düşünüyorum" diye konuştu.
'O KÖPRÜ YOLU BİZE HATIRLATIYOR'
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Hakkari'de yaptıkları "Devrimci Gençlik Köprüsü" ile 15 Haziran'da Hakkari ve Edirne'den başlattıkları yürüyüş arasındaki bağı kuran Saçılık, "Bizim yürüyüşümüz 15 Haziran'da başladı. 15-16 Haziran aynı zamanda İstanbul'daki büyük işçi direnişinin yıldönümüdür. O zaman Asya ve Avrupa yakasındaki işçiler birbiri ile birleşmesin diye köprüleri açıyorlar ve işçiler birleşemiyor. Yani emekçilerin ve ezilenlerin iki yakası birleşmesin diye köprüleri ayırıyorlar. Yürüyüşün bu tarihe denk gelmesi elbette önemli. Yine Deniz Gezmiş öncülüğünde devrimci gençler Hakkari'de halklar arasında bir köprü kurdu. Karşı tarafa geçemeyen insanlar için Trabzon'dan ve Türkiye'nin birçok kentin insanlar büyük bir şevk ve heyecanla o köprüyü inşa ettiler. O köprüde bir devrimci alın teri var. Kürt halkının da o alın terini benimseyip kollaması, bizim yürümemiz gereken yolu, kurmamız gereken köprüleri gösteriyor. Ama o köprü defalarca kez bombalanmış. Elbette biz o köprüyü yıkmak isteyenleri tanıyoruz. İşte tam da onlara inat halklar arasında bir köprü kurmak istiyoruz. Bizim yola çıkışımız da işte bundandır. Biz bu köprüyü kurarken Kürt halkına Türk kimliğini taşımıyoruz. Kürt halkını eşit ve özgür bir birlikteliği götürmek istiyoruz ya da Kürt halkı bize onu getirmek istiyor. HDP'nin amacı işte halklar arasına 68 ruhunda olduğu gibi bir köprü kurmaktır" diye belirtti.
'BARIŞ İSTEMENİN BEDELİNİ ÖDEDİK'
Başlattıkları yürüyüşe yönelik yapılan hedef gösterme ve engellemelere de değinen Saçılık, şöyle devam etti: "AKP MYK oturmuş HDP MYK'nın aldığı karara karşı bizleri yürütmemeye karar vermiş. Alınan karar gereği HDP'nin halkla buluşmasını gösteren tek bir kare fotoğrafın ortaya çıkmasını istemiyorlar. Burada da AKP'nin ne kadar yasadışı olduğu, 6 milyon oy almış bir partinin milletvekillerinin orada halkla el ele tutuşmasını bile çok gören ve engelleyen bir zihniyet var. AKP sözcüsü bize 'Barıştan en son söz edecek parti' demiş. Biz her zaman barıştan söz ettik ve bunun bedelini Suruç'ta, Ankara'da, binlerce tutuklumuzla ve insanlarımızla ödedik. Bu ülkede kimin şiddet ve terör ürettiğini halkımız çok iyi biliyor. Hakkari'ye gelen herkes kimin halka terör uyguladığını kendi gözleriyle gördüler. Yine TV'lerde bir hedef gösterme durumu var. Onlar HDP'siz HDP'yi tartışmaya ve yalan üretmeye devam etsinler. Onlar tüp, benzin ve zihinlerini satarak böyle bir işi yapıyorlar. HDP, daha düne kadar 'Edirne'den Hakkari'ye' hamasetini kırarak Hakkari'den Edirne'ye bir barış köprüsünü kuruyor. Biz bununla halkların eşit ve özgür geleceğini yaratmak istiyoruz. Biz özgürlük ve demokrasi istiyoruz ama bunu isterken de mücadele ediyoruz. Biz bunun için yola çıktık ve 'ya bir yol açacağız ya da yol olacağız' diyoruz. Bu yola çıkışımız sahici ve halklarla buluşmadır."
'SÜNGÜYLE HERŞEYİ YAPABİLİRSİNİZ AMA...'
Van'da halkın kendilerini karşıladığı görüntülerin birilerini kahrettiğini anlatan Saçılık, şöyle konuştu: "Biz Van'a girdiğimizde binlerce insanın bizleri alkışlarla desteklemesi birilerinin yüzlerinde kahredici bir görüntüye neden oldu. Halkların ve HDP'nin buluştuğu o anı göstermek istemeseler de halk gözaltına alınmayı da göze alarak bizi karşıladı. O görüntü de gösteriyor ki, demek ki engelleyemiyorlar ve bu halkın önüne geçemiyorlar. AKP'den bugün iki kişi tutuklansın AKP diye bir parti kalmaz ama bizim 7 bin tutuklumuz var. Silahların gölgesinde olsa bile halkımızın partisine çok önemli bir bağlığını gördük. HDP bir MYK'den, eşbaşkandan ibaret değil. HDP halktır. Bizim aramıza panzer ve silah koyabilirler ama HDP'nin halk olduğu gerçeğini yok edemezler. AKP ve hempalarına buradan söylüyoruz; süngüyle her şeyi yapabilir, süngüyle insanları yola getirmeye çalışabilirsiniz ama süngünün üzerine oturmazsınız. Bu da onlara dert olsun ve onlara dert olması için de yollardayız. Kimse bizi yolumuzdan edemeyecek. Bu yol demokrasiye ve özgürlüğe çıkacaktır. Yine 'HDP bir şey yapmıyor' diyenlere sesleniyoruz; işte HDP tüm gücüyle yürüyor o zaman siz de gelin bizimle yürüyün. Kürt meselesi aynı zamanda bir Türk meselesidir. Çünkü başka bir halkı ezen, onun dilini ve iradesini yok sayan bir halk kesinlikle aşağılanmış ve kendisini ezik hisseder. Biz bu yaraları bugün sarabilirsek gelecekte belki de utancımız çok daha az veya hiç hatırlayamayacağız. Kürt ve Türk halkı bunu hakkediyor. Bunun tek yolu da bir ulusun tüm hakları teslim etmekten geçiyor."