Bir boşanma davasının temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kocanın tembellik yapıp çalışmamasını boşanma sebebi saydı. Yüksek Mahkeme, kadının kocası çalışmadığı için kendi ailesine sığınmasının evlilik birlikteliğini derinden sarsığına dikkat çekti.

Evli olduğu erkek tarafından şiddete maruz kaldığını öne süren kadın boşanmak için Aile Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğuna hükmederek tarafların boşanmasına hükmetti.

7 yıl önce kaybolan kadının ölümüne dair İstanbul, Kocaeli ve Van’da 26 gözaltı 7 yıl önce kaybolan kadının ölümüne dair İstanbul, Kocaeli ve Van’da 26 gözaltı

Davalı erkek kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, erkeğe kusur olarak yüklenilen kusurlardan bir kısmı dosya çerçevesi itibariyle ispatlanamadığı, bir kısmı ise davacı kadın tarafından usulünce dayanılmadığına hükmetti. Davanın rededilmesiyle şok yaşayan davacı kadın, Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etti. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı.

SON 1,5 YILDIR BOŞ BOŞ GEZİYOR

Kararda, kocanın son bir buçuk yıldır boş boş gezerek ailesine ekonomik destek sağlamadığına dikkat çekildi. Oy birliği ile alınan kararda, kocanın çalışmayarak ağır kusurlu olduğu hatırlatıldı.

Cumhuriyet’te yer alan habere göre kararda şu ifadelere yer verildi; “Davalı erkeğin evliliğin son 1,5 yılında çalışmadığı, sağda solda gezdiği, bu süre zarfında davacı kadına kendi annesinin baktığı, davalı erkeğin bu şekilde birlik yükümlülüklerini ihmâl ettiği, bu hususun da tanık beyanlarıyla sabit olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davanın kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.”