Yılmaz Güney, Türk sinemasının en önemli figürlerinden biri olmasının yanı sıra, aynı zamanda siyasi bir aktivist olarak da tanınır. Hem sanatçı kimliğiyle hem de siyasi duruşuyla toplumsal adaletsizliğe karşı tavır almış, bu tavrı nedeniyle birçok kez siyasi suçlarla suçlanmış ve hapis yatmıştır. Güney'in suç işlediği iddiaları, daha çok siyasi faaliyetleri ve toplumsal eleştirisi ile ilişkilidir. Ancak, onun suç olarak kabul edilen eylemleri, genellikle politik hareketler ve toplumun sorunlarına karşı gösterdiği direniş ile ilgilidir. Yılmaz Güney'in suçlandığı başlıca suçlar şunlardır:
1. Hapis Cezası ve Politik Faaliyetler
- Yılmaz Güney, 1970'li yıllarda, dönemin siyasi ortamı gereği, sosyalist ve devrimci bir duruş sergileyerek, solcu hareketlerle yakın ilişkiler içinde olmuştur. Bu dönemdeki politik söylemleri ve devrimci sineması, onu, özellikle sağcı hükümetler ve güvenlik güçleri tarafından tehdit olarak görülmesine yol açmıştır.
- Siyasi suçlar kapsamında, Güney, halkı isyana teşvik etmekle suçlanmış ve bu suçlamalar sonucunda defalarca hapse atılmıştır.
2. Bir Hâkimi Öldürme Suçu
- En önemli suçlamalardan biri, bir hâkimin öldürülmesi olayıyla ilgilidir. Bu suçlama, Yılmaz Güney'in 1981'de bir cinayete karıştığı iddialarına dayanır.
- 1972 yılında Yılmaz Güney, Adana Cezaevi'nde bir olaya karışmıştır. Olayla ilgili detaylar hala tartışmalı olsa da, cinayetle suçlanmıştır. Bu cinayet olayında, Adana'da bir hâkim olan İsmail Bilgin'in öldürülmesi nedeniyle Güney, cinayet suçuyla yargılanmıştır.
- Yılmaz Güney, halkçı sinemacılığı ve devrimci tavrı nedeniyle bu cinayetin fail olarak gösterilmiştir. Hâkim Bilgin'in öldürülmesi, bir toplumsal hareketin hedef aldığı ve faşist bir sistemin temsilcisi olarak görülen bir kişiyle ilgiliydi.
- Yılmaz Güney'in, bu cinayetin işlenmesi ile doğrudan bir ilgisi olup olmadığına dair tartışmalar devam etmiştir. Güney’in cinayetle ilişkisi daha sonra bir komplo teorisi olarak da değerlendirilmiştir.
3. Hapis Yatması ve Cezaevindeki Zorlu Günler
- Yılmaz Güney, birçok kez siyasi suçlar gerekçesiyle tutuklanmış ve hapis cezası almıştır. 1970'lerdeki dönemde, özellikle devrimci hareketlerin içinde yer alması, Güney'in sık sık siyasi suçlardan tutuklanmasına neden olmuştur.
- Halkı isyana teşvik etme, devlete karşı başkaldırı gibi suçlamalarla hapse girmiştir.
- Cezaevindeki zorlu şartlar, onun sanatına ve kişiliğine de büyük bir etki yapmıştır. Cezaevinde yazdığı senaryolar, şiirleri ve yazıları daha sonra sanatının temellerini atmıştır.
4. "Yılmaz Güney’in Cezaevinden Çıkışı"
- 1980'lerin başında, 12 Eylül Darbesi sonrası, siyasi baskılar ve toplumsal kısıtlamalar daha da arttı. Yılmaz Güney, devrimci duruşuyla, Türkiye'deki mevcut yönetim tarafından tehdit olarak görülmüş ve cezalandırılmaya devam etmiştir.
- Ancak, yabancı ülkelerde bir müddet sanat hayatını sürdüren Güney, Fransa’ya gitmiştir. Fransa’da, sinema dünyasına damgasını vuran, "Yol" adlı filmiyle büyük bir çıkış yapmıştır.
5. Sinema ve Toplumsal Eleştiriler
- Güney'in sinema anlayışı, toplumsal eleştiriyi temel alan bir yaklaşımdı. Onun filmlerinde, işçi sınıfı, ezilen halklar, sosyal adaletsizlik ve toplumsal eşitsizlikler gibi temalar işlenmiştir.
- Halkın çıkarlarını savunmak ve sisteme karşı durmak, Güney'in sinemada işlediği ana temalardandı. Bu nedenle, Güney'in filmleri, dönemin hükümetince tehdit olarak algılanmış ve sansürlenmiştir.
Sonuç olarak:
Yılmaz Güney, siyasi görüşleri ve toplumsal eleştirileri nedeniyle çeşitli suçlamalarla karşı karşıya kalmış, hapis cezasına çarptırılmış ve politik tutuklu olarak yıllarca zorlu koşullarda yaşamıştır. Özellikle halkı isyana teşvik ve cinayet suçlamaları öne çıkmakla birlikte, onun suçlandığı eylemler, daha çok dönemin siyasi iklimi ve sosyal hareketlerle ilişkilidir. Güney'in sineması ve duruşu, onu sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda sosyalist bir devrimci figür haline getirmiştir. Bu nedenle, suçlamalar ve cezalar, büyük ölçüde onun politik görüşleri ve eylemleri ile ilgilidir.