Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu ve yönetmen Çayan Demirel’in çekim ve yönetmenliğini yaptıkları Bakur (Kuzey) belgeseli, “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla yeniden yargılandıkları davanın 7’inci duruşması bugün Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Çayan Demirel ve avukatı Meral Hanbayat Yeşil, İstanbul’dan Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi(SEGBİS) ile katılırken, Elîh Barosu Başkanı Avukat Erkan Şenses ise duruşma salonunda hazır bulundu.
Bir önceki duruşmada iddia makamı, “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla ceza talep etmişti. Kimlik tespiti ile başlayan duruşma, iddia makamın mütalaasına karşı Çayan Demirel’e söz verdi. Geçtiğimiz duruşma verilen mütalaayı kabul etmeyerek sözlerine başlayan Çayan Demirel, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle savunmasını avukatının yapacağına söyledi.
‘MÜVEKKİLİM YÜZDE 94 ENGELLİ’
Ardından Demirel’in avukatı Meral Hanbayat Yeşil, savunma yaptı. Demirel, müvekkili Demirel’in yaşadığı sağlık sorunlarına dikkat çekti. Yeşil , “Ülkemizde görülmeyen yargı pratiği ile karşı karşıyayız. Yerel mahkemenin bir önceki kararı ile sanatsal ifade özgürlüğü önemini çözemedik. Bu özgürlüğünü kullanan insanlar 4.5 yıl gibi bir ceza ile karşı karşıya kaldı. Uluslararası içtihat ve sözleşmeler, sanatsal ifadenin korunması için karar aldığını biliyoruz. Bu dosyamızda hem iddianame hem de gerekçeli kararda suç tarihi olarak 6 Mayıs 2015 görülüyor. O günde belgeselin ‘Bakur’ belgesi gösterimi yapıldı ve gösterimi izleyen bir polisin tutanağı ile yargılama başladı. Müvekkilim bu sürecin ardından sağlık sorunları yaşadı ve uzun süre komada kaldı. Ardından yüzde 94 engelli olduğu ortaya çıktı. Soruşturma boyunca iki yıl içerisinde müvekkilim sağlık sorunları nedeniyle kendini ifade edemedi. Müvekkilimin engelli olduğuna dair birçok kez sağlık raporu alındı” şeklinde konuştu.
‘BELGESEL BARIŞA DİKKAT ÇEKTİ
Söz konusu belgeselin savaşa değil, barışa hizmet ettiğini ve barış sürecine dikkat çektiğine yer veren Yeşil, “Söz konusu belgesel hiç bir şekilde mahkeme tarafından izlenmemiş ve bilir kişi raporu alınmamıştır. Bir polisin tutmuş olduğu tutanak ile yıllardır bu yargılamayı sürdürüyoruz. Bu belgesel film o dönem sadece Batman’da gösterilmedi, yurt içi ve yurt dışında birçok yerde gösterildi. Ama ne hikmetse sadece Batman’da yargılama başlatıldı. Bu cezalandırma mantığı çok ağır bir tutum. İstinaf bozması sanıklar açısından bir umut oldu. Müvekkillerim söylendiği gibi belgeselde savaşı övme değil tam tersi barışa dikkat çekmişti. Barış talepleri ile yine barış süresinin olduğu bir dönemde bu belgesel çekilmiştir. Bizler bu yargılamada müvekkillere beraat verilmesini aksi takdirde ceza ertelemesi kararının alınmasını istiyoruz” şeklinde savunma yaptı.
‘İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDADIR’
Duruşmada savunma yapan Elîh Baro Başkanı Erkan Şenses ise esasa ilişkin yaptığı savunmada şunları ifade etti: “Dosyada sağlık ve belgesele dair raporlar var. AİHM ve AYM’de bir ifadenin kullanıldığı zamanın konteksine yani izlenildiği zamana dikkat çeker. Ama mahkeme bunu hiç dikkate almadan bir yargılama yapıyor. Dünyanın her yerinde örgüt ve devletlerin diyalog süreçleri ılıman süreçlerdir. Buna dair bende benzer örnekler var. Murat Karayılan’ın konuşmasını çeken AA, İHA ve DHA’ya ait mikrofonlar var. Buna dikkat edersek o zaman bu ajanslarda suç işledi. Müvekkillerimin çektiği belgeselin söylendiği amaca hizmet etmediği açıktır. Herhangi bir metin olmadan tamamen kamplardaki hayatı çeken belgeseldir. Burada herhangi bir propagandadan bahsetmek söz konusu olamaz. Burada AİHM’in aldığı kararlara bakmamız gerekiyor. Barış süreci olan bir dönemde bu belgeseli çekmek neden savaşa teşvik olsun ki? Bu sanatsal ifade özgürlüğü kapsamında çekilen bir belgeseldir. Bizler iç hukukun yeterine getirilmesini ve müvekkilinin beraatini talep ediyoruz.”
1 YIL 13 AY HAPİS CEZASI
Yapılan savunmalar ardından mahkeme heyeti kısa bir aranın ardından kararını açıkladı. Heyet, Mavioğlu ve Demirel’e, “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla her birine ayrı ayrı 1 yıl 13 ay hapis cezası verdi.
Mezopotamya Ajansı