Ankara merkezli soruşturma kapsamında 29 Nisan’da Amed’te gözaltına alınan ve 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Sedat Yılmaz’ın “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt kurmak ve yönetmek” iddialarıyla yargılandığı davanın ilk duruşması Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. İlk duruşmasında tahliye edilen Yılmaz, yaklaşık 8 aylık tutukluğunun ardından Diyarbakır Kampüs Cezaevinden çıktı.
Tahliye edilen Yılmaz’ı cezaevi önünden ailesi, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) ve çok sayıda gazeteci çiçek ve alkışlarla karşıladı.
‘İDDİANAME BOŞA DÜŞTÜ’
Karşılama sonrası cezaevi önünde açıklama yapıldı. Açıklamada ilk olarak konuşan DFG Eşbaşkanı Serdar Altan, “Umut ediyoruz ki diğer arkadaşlarımızı da alırız. Sedat bugün mahkemede savunmasını yaptı. Mesleği yargılanmak istendi ama buna olan cevabı hem kendisi hem de avukatları verdi. İddianamesi de boşa düştü” dedi.
‘AKLIM DUVARLARIN ARKASINDA’
Daha sonra konuşan MA editörü Sedat Yılmaz , “Kürtlerin yolu bir şekilde cezaevine düşüyor. Maalesef bir alınıyorsunuz, 7 ay bir şekilde sorgusuz sualsiz temelsiz cezaevinde tutuluyorsunuz. Altı boş polisiye rol ve oyunlarla bir şekilde cezaevine konuluyorsunuz. Bunların bir anlamı yok. Bugün bırakıldık yarın bir daha alınırız çünkü riskli ve tehlikeli bir meslek sürdürmeye devam ediyoruz ve sürdüreceğiz de. Dolayısıyla bu ülkede bireysel özgürlüklerin bir anlamı yok. Duvarların arkasında binlerce insan çok ağır koşul ve şartlarda bir yaşam mücadelesi veriyor. Dolayısıyla benim ruhum, aklım, beynim bu duvarların arkasındaki insanlarda kaldı. Umarım onlar için elimden gelen bir şeyler yapabilirim. Elimdeki mesleğimle gazetecilikle onlar için bir şeyler ortaya koyabilirim. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Sizleri yeniden görmek ve bir araya gelmek benim için onur vericidir” diye konuştu.