Ülke turizminin Kovid-19 salgınından etkilenmemesi için yaz başında atılan normalleşme adımları pozitif vaka sayısı ve ölümlerde artışa yol açtı. Karşılaşılan vaka artışı ve yaşanan ölümler ile giderek büyüyen tehlike karşısında hükümet yeniden kimi tedbirler almaya koyuldu. Ancak salgınla mücadelenin en ön safında yer alan sağlık emekçilerinin süreç içerisinde yaşadıkları zorlanma hali katlanmış durumda.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Gönül Erden, salgınla mücadele, açıklanan veriler ve sağlık emekçilerinin içerisinde bulunduğu koşullara dair MA’ya konuştu.
Pandemiye dair vaka ve ölüm sayılarındaki artışa işaret eden Erden, 44'leri bulmaya başlayan ölümlerin çok kolay ifade edildiğini, oysa ki bunların her birinin bir can, bir hayat olduğunu dile getirdi. Yaşatmak ve yaşamak için yola çıkan sağlık emekçilerinin ölüm sayılarının azalması, vaka sayısının en aza indirilmesi ve bu sürecin biran önce kontrol altına alınması için mücadele ettiğini söyleyen Erden, fakat şeffaf bir salgınla mücadele süreci yürütülmediği eleştirisinde bulundu.
Erden, “Sağlık Bakanlığı günlük 1400-1500 vaka açıklıyor. Bizim iki üç ilden aldığımız veriler bile bu sayıyı geçiyor. Diyarbakır'da, Urfa'da günde 500-600, Ankara'da günde 2 binlere varan yeni vakanın tespit edildiğini değerlendirirsek bu açıklanan vakaların gerçekleri ifade etmediği ortada. Bakanlık toplumdan bilgiyi saklamakta ve sağlık emekçilerini de sürece dahil etmeme konusunda ısrarcı" dedi.
70 SAĞLIKÇI YAŞAMINI YİTİRDİ
Sağlık Bakanlığı’na sunulan önerilere rağmen erekli tedbirler alınmadığı için 70 sağlık emekçisinin hayatını kaybettiğini hatırlatan SES Eş Genel Başkanı, sağlık çalışanlarının virüsten değil, alınmayan tedbirlerden dolayı hayatını kaybettiğini vurguladı.
Erden, “Testi pozitif çıkarsa 'kimi çalıştıracağız' kaygısıyla test yapılmıyor hatta testi pozitif çıksa bile belirti yoksa arkadaşlarımız alanda çalışmak zorunda kalıyor. Normalde 14 gün olan karantina sağlık çalışanları için 7 gün uygulanıyor temaslılarda uygulanmıyor. 7 günden sonra alana çalışmaya çağrılıyorlar. Her 10 Kovid-19 hastasından 1’i sağlık emekçisi. Her gün bu ağır ve yoğun çalışma şartlarından kaynaklı tükeniyoruz, yoruluyoruz ve artık ölüyoruz" ifadelerini kullandı.
200 BİNİ GÜVENCESİZ
Sağlık Bakanlığı’nın 2019 faaliyet raporuna göre, 646 bin sağlık çalışanı olduğunu fakat bunlardan 200 binden fazlasının güvencesiz çalıştırıldığına dile getiren Erden, pandemiyle güvenceli çalışmanın yaşamsal olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını kaydetti.
Güvencesiz sağlık emekçilerinin çok daha ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırıldığını aktaran Erden, “Koruyucu ekipman alırken sıkıntı çektiklerini, ücret adaletsizliğine uğradıklarını ve pek çok ayrımcılığa uğradıklarını gördük. Çok farklı istihdam modelleriyle çalıştırılıyor ve bu istihdam modelleri bizim iş barışımızı bozuyor. Güvencesiz çalışanlar tayin hakkından, görevde yükselme hakkından yararlanamıyor ve örgütlenmelerine de izin verilmiyor" diye konuştu.
İSTİFALAR ARTIYOR
Sürecin öznesi olduğu halde nesneleştirilen sağlık emekçilerinin her gün daha fazla umutsuzluğa kapıldığını ve tükendiğini ifade eden Erden, şunları ekledi: "Artık kendi işini yapamaz noktaya geliyorlar. Alanda inisiyatif sağlık emekçilerinin elinden alınmış durumda. Her hekim PCR testi isteyemiyor. Baş hekimin yetkilendirdiği isimler anca isteyebiliyor. Sağlık emekçilerine test yapılmıyor bugün Meclis'te milletvekilleri sınırsız sayıda test yaptırabilirken sağlık emekçilerine bu testin yapılmaması kabul edilir şey değil. Çok kalitesiz koruyucu ekipmanlarla süreci yürütüyoruz. Bu sürecin dışına itilmişlik ve zor şartlar sonucunda emekliye ayrılabilen emekliye ayrılıyor, emekliye ayrılamayan ise istifa ediyor. İstifalar çok fazla artmaya başladı. Sadece Batman'da 13 hekim istifa etti. Sağlık Bakanlığı'nın politikalarından kaynaklı sağlık emekçileri istifa ediyor. Bakanlık çözüme yönelik bir adım atmak yerine görmezden duymazdan geliyor.”
‘GÜVENCELİ İŞ, GÜVENLİ GELECEK’ KAMPANYASI
Sağlık alanındaki güvencesiz çalıştırılmaya karşılık bir süre önce başlattıkları "Güvenceli İş, Güvenli Gelecek" kampanyası üzerinde duran Erden, 24 Eylül'e kadar devam edecek kampanya kapsamında imza toplayıp, güvenceli çalışmanın önemini anlatacaklarını ifade etti.
Her ilden sendika şube yöneticilerinin Ankara'ya gelmesi ile hazırladıkları kanun teklifini 2 Ekim'de Meclis'e sunacaklarını paylaşan Erden, herkesin kadrolu ve güvenceli çalışması için bu kanun teklifini hazırladıklarını kaydetti. Erden, "Çünkü kamuda güvencesiz çalıştırılma biçimi temel çalışma biçimine dönüştürülmeye çalışılıyor. AKP iktidarıyla birlikte bu süreç daha da hızlandı. Yeni alımların tamamı sözleşmeli ve güvencesiz. Bu teklifte sağlık emekçi sayısının da arttırılmasını talep ediyoruz. Dünya ortalamalarına bakınca Türkiye'de sağlık çalışanı çok az. Bizi balkonda alkışlayanların desteklemelerini istiyoruz Meclis'te o alkışlayan ellerin bu defa kanun tasarısının yasalaşması için kalkmasını istiyoruz. Daha öncede 2013 yılında 4D kadro statüsünde çalışan arkadaşlarımız bizim yaptığımız mücadeleyle kazandı. Bu işin merkezinde mücadele yatıyor. Yan yana gelir, örgütlenirsek dayanışma içerisine girersek yeniden kazanacağımıza inanıyorum” dedi.
Bütün sağlık çalışanlarından bulunduğu statüye bakmaksızın bu kanun tasarısının yasalaşması için imza vermesini, sürece dahil olmasını ve hep beraber güvenceli bir iş, güvenceli bir yaşam için birlikte mücadeleye çağıran Erden, aynı şekilde toplumun bütün kesimlerini de bu mücadelelerine destek olmaya davet etti.