İklim Adaleti Koalisyonu’nun öncülüğünde “İklim Adaleti Çukurova Kervanına Katıl” şiarıyla ekolojistlerin Antakya’dan başlattığı yürüyüş Mersin’e ulaştı.
Mersin Balıkçı Barınakları’nda buluşan kitle burada açıklama yaptı. Açıklamaya Mersin Nükleer Karşıtı Platform (MNKP), Ekoloji Birliği, İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi, Mersin Emek ve Demokrasi Platformu ile çok sayıda çevre örgütü katıldı. “Çukurova Kervanına katıl termik santralleri kapat”, “Nükleer santral istemiyoruz” pankartı açan kitle, “Savaş değil, güvenli gıda” “Akkuyu’da kuyumuzu kazmalarına izin vermeyeceğiz” dövizleri taşındı.
Kitle adına konuşan İklim Adaleti Koalisyonu’ndan Melis Tantan, Çukurova Kervanı’nın, ekolojik tahribatlara karşı Mersin’den sonra SASA polyester, Ceyhan polipropilen ve vahşi çöp yakma alanlarına dikkat çekmek için Adana’ya doğru yol alacağını söyledi.
COP KONFERANSLARININ AMACI
Çukurova Kervanı’nın eyleminin Doğu Akdeniz’in kuzey kıyılarında sürdüğü sırada Mısır’ın Şarm El Şeyh kentinde COP’un (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı) 27’ncisinin düzenlendiğine vurgu yapan Tantan, “BM üyesi devletle arasındaki bu konferansın görünürdeki amacı küresel ısınma ve sera gazı emisyonlarının azaltılması. COP konferansları devletlerin, iktidarların, liderlerin ve başta uluslararası tekeller olmak üzere sermaye sahiplerinin çevresel sorumluluk sahibi olduklarını göstermek için kullandıkları bir ‘yeşil aklama’ aracı” dedi.
MERSİN’DEKİ EKOLOJİK SORUNLAR
Mersin’in sayısız ekolojik sorunların olduğunu ifade eden Tantan “Mermer ve taş ocakları, madenler, balık çiftlikleri, liman sahaları, yağmalanan kıyılar, yanan ormanlar, satışa çıkarılan doğal ve tarihi sit alanları, ithal çöp depolama ve yakma alanları, çimento fabrikaları ve Akkuyu Nükleer Santrali bunlardan bir kaçı. Mersin doğa, çevre, ekoloji aktivistleri iktidar ve sermaye sahiplerinin yarattıkları ekolojik yıkımlara karşı mücadeleyi sürdürecekler” diye belirtti.
İKTİDARIN VE HOLDİNGLERİN ELİNDE
Akkuyu Nükleer Santrali'ne değinen Tantan devamında şunları söyledi: “ ‘Devletin devamlılığı’ esası iddiasının ekolojik dengenin; canlıların, insanların yaşamsal haklarının korunması için; vatandaşların özgürlüğünü, refahını, mutluluğunu sağlamak için ileri sürülüyor olması gerekmez miydi? Ekolojik sisteme, doğaya, canlılığa, vatandaşların özgürlük, refah ve mutluluğuna zararları bilimsel kanıtlarla kanıtlanmış olan nükleer santral inşaatının sürdürülmesinin holdinglerin, sermaye sahiplerinin karlarının kollanmasından başka bir anlamı yoktur.”
Kitle açıklamanın ardından “İklimi değil sistemi değiştir”, “Nükleer santral istemiyoruz” sloganları atarak Akkuyu Nükleer Santrali’ne doğru yola çıktı.