İmralı Adası’nda PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşen ve sonrasında siyasi partileri ziyaret eden DEM Parti’nin İmralı Heyeti, görüşmelerin ardından bir açıklama yaptı. Heyet, açıklamasında, "Hemen tüm görüşmeler samimi ve umut verici düzeyde olumlu geçmiştir" ifadelerine yer verdi. Bu açıklama, çözüm sürecinin ilerleyişi konusunda umutları artırırken, Barış Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Tahmaz ve 2013-2015 yıllarında çözüm sürecinde arabuluculuk yapan yazar İlhami Işık tarafından da değerlendirildi. Her iki isim de, 2015’te açıklanan Dolmabahçe Mutabakatı’nın, çözüm süreci için hala önemli bir yol haritası olabileceği görüşünde birleşti.
İlhami Işık: 'Çözüm Süreci, Geçmişte Destek Görmedi, Bugün Destek Buluyor'
İlhami Işık, DEM Parti’nin açıklamasını “olumlu ve umut verici bir açıklama” olarak nitelendirdi. Geçmişteki çözüm sürecinin yalnızca iç destekle devam ettiğini, bölgesel ve uluslararası aktörlerin ise bu süreci engellemeye çalıştığını belirtti. Işık, 2013-2015 yılları arasındaki sürecin Batı, İran, Irak ve Suriye tarafından desteklenmediğini, çünkü bölge ülkelerinin önceliğinin IŞİD ve cihatçı yapılarla mücadele olduğunu ifade etti. Ancak, bugün Suriye’deki gelişmeler, İran’ın bölgesel gücündeki zayıflama ve Batı’nın Türkiye ile Kürtler arasındaki barış sürecine verdiği destekle durumun değiştiğini vurguladı.
Işık, yeni süreçte çözümün mümkün olduğuna dair uluslararası baskıların arttığını belirterek, “Bütün dünya Kürtlerin hakları korunarak çözülmesini istiyor. Türkiye, Irak ve Suriye’deki Kürtlerin siyasi gücü artık yeterli. Artık silahla değil, diplomasi ile çözülecek” dedi.
Dolmabahçe Mutabakatı: Eski Yol Haritası, Yeni Koşullarda Esin Kaynağı Olabilir
Hakan Tahmaz ise İmralı Heyeti'nin açıklamasını değerlendirirken, özellikle kullanılan olumlu dilin önemine dikkat çekti. Tahmaz, açıklamanın, medyanın ve siyasilerin olumsuz, ötekileştirici tutumlarına karşı bir uyarı olduğunu belirtti. Ayrıca, açıklamadaki “ortaklaşma” vurgusunun, Kürt sorununa dair çözüm arayışının pozitif bir adım olduğunu ifade etti. Ancak, Tahmaz, şeffaflık talebinin zamana yayılarak gündeme gelmesinin önemine değindi ve şeffaflık aşamasına gelmeden sürecin erken ifşa edilmesinin başarıyı riske atabileceğini söyledi.
Tahmaz, eski yol haritalarından Dolmabahçe Mutabakatı’nın da bir esin kaynağı olabileceğini belirtti. 2015’teki bu mutabakatın yerel ve merkezi demokratikleşme hedeflerini içermesi bakımından önem taşıdığını vurguladı. Ancak, bölgesel ve ülke koşullarının değiştiğini hatırlatarak, yeni bir yol haritasına duyulan ihtiyacın altını çizdi. Tahmaz, "Dolmabahçe Mutabakatı, yerel ve merkezi demokratikleşme yaklaşımları açısından yol haritası olabilir. Ancak, bugünün koşullarında farklı bir yol haritasına ihtiyaç var" dedi.
Dolmabahçe Mutabakatı Neleri Kapsıyordu?
Dolmabahçe Mutabakatı, 28 Şubat 2015 tarihinde dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve HDP’nin İmralı Heyeti arasında yapılan görüşmelerin ardından açıklanan 10 maddelik ortak metindi. Bu mutabakat, çözüm sürecinin önemli bir aşamasını oluşturmuştu. Mutabakatın başlıca maddeleri şunlardı:
- Demokratik siyasetin tanımı ve içeriği
- Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması
- Özgür vatandaşlığın yasal ve demokratik güvenceleri
- Çözüm sürecinin sosyoekonomik boyutları
- Kadın, kültür ve ekoloji sorunlarının yasal çözümleri
- Kimlik kavramı ve çoğulcu demokratik anlayışın geliştirilmesi
- Yeni bir anayasa önerisi
Bu maddeler, 2015’teki çözüm sürecinin temel parametrelerini oluşturmuştu. Ancak Tahmaz, bölgesel gelişmelerin ve Türkiye’nin içindeki politik değişimlerin yeni bir yol haritası gerektirdiğini belirterek, eski haritanın sadece bir ilham kaynağı olabileceğini ifade etti.
Toplum ve İktidar Partisi İçin Önemli Adımlar
Tahmaz, çözüm sürecinin ilerlemesi için artık topun iktidar partisinde olduğunu belirtti. Toplum, güven verici bir çözüm için iktidarın somut adımlar atmasını bekliyor. Sürecin daha fazla belirsizlikle ilerlemesinin, hem iç kamuoyunda hem de uluslararası alanda endişe yaratabileceğini söyledi.
Özetle, İmralı görüşmeleri ve DEM Parti’nin açıklamaları, Türkiye’nin Kürt sorununun çözülmesi için uluslararası destek ve iç uzlaşı ile önemli bir fırsat yakaladığını ortaya koyuyor. Ancak çözüm sürecinin sağlıklı ilerlemesi için dikkatli, şeffaf ve aşamalı bir yaklaşım gerektiği vurgulanıyor.