İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yatmakta olan 65 yaşındaki hasta tutuklu Koçer Özdal sağlık durumuna dikkat çekmek için dernek binasında basın toplantısı düzenledi.  Açıklamayı dernek adına Şube Başkanı avukat Zafer İncin yaptı.

“Ağır Hasta Mahpuslar İçin Yaşam Hakkı İstiyoruz” diyen İncin, İHD’nin 2008 yılında başlatmış olduğu hasta tutukluların sesi olma ve kamuoyunu duyarlı kılma çabaların üzerinden 10 yıl geçtiğini ifade etti. Çabalarının yetkili makamlar tarafından karşılık bulmadığını vurgulayan İncin, yüzlerce ağır hasta tutuklunun yaşamını yitirdiğini hatırlattı. 60 yaşın üzerinde olan Koçer Özdal 2014 yılında Muş’ta tutuklandığını anımsatan İncin, “Kendisine verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının onaylanmasıyla 2016 yılında tek kişilik hücrede kalmaya başlamıştır. Tutuklanmadan önce herhangi bir sağlık sorunu olmayan Koçer Özdal mahpusluğunun 4. yılında Bafra T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda yaşadığı şiddetli ağrılardan dolayı hastaneye gitmiş ve kendisine mesane kanseri teşhisi konulmuştur. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Hastanesi de Koçer Özdal’ı Ankara Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevk etmiş ancak orada da ‘mahkûm koğuşu’ uygun olmadığından dolayı ameliyat yapılamamıştır. Tedavisinde yaşanan aksaklıklar sebebiyle durumu daha da ağırlaşan Koçer Özdal şu anda Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin ‘mahkûm koğuşunda’ tutulmaktadır. Kendisini ziyarete gelen aile üyeleri savcılık görüş iznini günler sonraya verdiği için görüş yapamamışlardır” diye belirtti. 

‘KOÇER ÖZDAL’A SERBEST BIRAKILSIN’

Çaldıran'da bir kadın evli olduğu erkek tarafından katledildi Çaldıran'da bir kadın evli olduğu erkek tarafından katledildi

İnsan hakları savunucuları olarak cezaevlerinde yeni ölümlerin olmasını istediklerini vurgulayan İncin, 10 yıl boyunca vicdanlara seslendiklerini aktardı. Yaşam hakkının kutsallığına önem verdiklerini dile getiren İncin, şunları söyledi:  “Ayrıca Birleşmiş Milletler resmi belgesi olan ve üye ülkelerce de kabul edilen İstanbul Protokolü gereği, tutuklu ve hükümlü konumda da olsa her ‘Hasta’nın kendi doktorunu seçme ve raporlarının bağımsız bilirkişilerce hazırlanmasını isteme hakkı vardır dedik.’ Özellikle ağır hasta mahpusların yakınları yanında tedavilerine devam edebilmesini ve mahpusların bir veda hakkına dahi erişemeden yaşamlarını yitirmemesi gerektiğini söyledik. Merhamet değil, vicdan değil, insaf değil, lütuf değil 401 ağır hasta mahpus için yaşam hakkı istiyoruz. Koçer Özdal’a derhal serbest bırakılsın.” 

MERSİN

İHD Mersin Şubesi de, hasta tutuklu Koçer  Özdal'ın durumuna dikkat çekmek  amacıyla şube binalarında basın toplantısı gerçekleştirdi. HDP, DBP ve 78’liler Derneği yöneticilerinin katıldığı açıklamada İHD Mersin Şube Eşbaşkanı Hakkı Demir konuştu.

Koçer, Özdal’ın her geçen gün durumunun kötüye gittiğine dikkat çeken Demir, “Ağır hasta mahpusların yakınları yanında tedavilerine devam edebilmesini ve mahpusların bir veda hakkına dahi erişemeden yaşamlarını yitirmemesi gerekiyor. Tüm hasta mahpuslar serbest bırakılsın" dedi.

İSKENDERUN

İHD İskenderun Şubesi de, Özdal için şube binalarında basın açıklaması düzenledi. Özdal’ın ilaçlarının zamanında verilmediği için hastalığın ilerlediğini belirten İHD İskenderun Şube  Başkanı Coşkun Selçuk, “Okuma yazması olmayan tutuklu hasta Koçer Özdal’ın bir an önce ameliyat yapılmasını ve yanında ailesinden birinin refakatçı olarak kalmasını istiyoruz” diye konuştu.

VAN 

İHD Van Şubesi de, Özdal’ın durumuna dikkat çekmek amacıyla şube binalarında basın toplantısı düzenledi. Toplantı öncesi kısa bir konuşma yapan İHD Van Şube Başkanı Murat Melet, cezaevlerinde 401 hasta tutuklunun olduğunu söyleyerek tutukluların son günlerini ailelerinin yanında geçirmesine fırsat verilmesi çağrısında bulundu. 

İHD MYK Üyesi ve İHD Van Şube Sekreteri Fevzi Çelenk, 10 yıl içerisinde gösterdikleri çabaların yetkili makamlar tarafından karşılık bulmadığını söyleyerek, 2014 yılında tutuklanan Koçer Özdal’ın duruma dikkat çekti. 

İnsan hakları savunucuları olarak cezaevlerinde yeni ölümlerin olmasını istemediklerini belirten Çelenk, “10 yıldır vicdanlara seslendik. Yaşam hakkının kutsallığından bahsettik. Ayrıca BM resmi belgesi olan ve üye ülkelerce de kabul edilen İstanbul Protokolü gereği, tutuklu ve hükümlü konumunda da olsa her ‘Hasta’nın kendi doktorunu seçme ve raporlarının bağımsız bilirkişilerce hazırlanmasını isteme hakkı vardır dedik. Özellikle ağır hasta mahpusların yakınları yanında tedavilerine devam edebilmesini ve mahpusların bir veda hakkına dahi erişemeden yaşamlarını yitirmemesi gerektiğini söyledik” diye konuştu. 

Çelenk son olarak, “Koçer Özdal için bir kez daha söylüyoruz. Merhamet değil, vicdan değil, insaf değil, lütuf değil 401 ağır hasta mahpus için yaşam hakkı istiyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.(Mezopotamya ajansı)