Haber: Sinan Aygül
Karar Tatvan Belediyesinde çalışırken Tatvan Kaymakamlığı Olağanüstü Hal Bürosunun (OHAL Bürosu) tarafından belediyeye verilen ve “terör örgütleriyle irtibat veya iltisak” halinde oldukları iddia edilen listede ismi yer aldığı için işten atılan Ersin Başboğa hakkında verildi.
Başboğa’nın avukatı Diyar Orak tarafından yapılan bireysel başvuru sonunda Anayasa Mahkemesi Başboğa açısından ‘Özel Hayata Saygı Hakkının’ ihlal edildiğini söyleyerek yeniden yargılama kararı verdi.
Kararın olağanüstü koşullarda bile olunsa somut ispata dayanmadan sadece ‘irtibatlı ya da iltisaklı’ şeklinde fişlendiği için işten atılan KHK’lılar içi de ‘Özel Hayata Saygı Hakkının’ ihlali açısından emsal olması bekleniyor.
“DEVLETTEN BEKLENEN YÜKÜMLÜLÜKLER OHAL KOŞULLARINDA DA GEÇERLİ”
Verilen kararda olağanüstü hal koşullarında bile olunsa devletten beklenen yükümlülüklerin yerine getirilmesi, ikna edici gerekçeler ortaya konulması gerektiğinin vurgulandığını söyleyen Av. Diyar Orak somut olayda tam tersi olduğunu, karara, keyfi şekilde yapılan fişlemelerin dayanak yapıldığına dikkat çekti.
Orak “Kamuoyunun malumu olduğu üzere daha önce Anayasa Mahkemesi’ne yapmış olduğumuz 9 belediye çalışanı hakkında adil yargılanma haklarının ihlaline karar verilmişti. Somut olayda da müvekkilimiz, hakkında herhangi bir soruşturma veya kovuşturma bulunmamasına rağmen sırf OHAL bürosu tarafından hazırlanan listede adı yazılı olduğu için Tatvan Belediyesi tarafından iş akdi sonlandırılmış ve işten çıkarılmıştı. Açmış olduğumuz işe iade davasında yargılama aşamasında toplanan tüm delillere rağmen müvekkilimizin örgütle irtibatlı veya iltisaklı olduğuna dair herhangi bir şüphe dahi ortaya çıkmamasına rağmen mahkemece davanın reddine karar verildi ve karar istinaf mahkemesi tarafından da onanarak kesinleşti. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne müvekkilin özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine yönelik karar verilmesi talebi ile bireysel başvuruda bulunduk. Anayasa mahkemesi vermiş olduğu kararda 667 sayılı KHK dayanak alınarak uygulanan somut tedbirin başvurucu üzerinde doğuracağı etki de göz önüne alındığında özellikle yargılama sürecinde devletten beklenen yükümlülüklerin OHAL koşullarında da yerine getirilmesi gerektiğini, takdir yetkisinin öngörülen sınırlar dâhilinde kullanılması ve nedenlerinin ikna edici şekilde ortaya konulmasının OHAL koşullarında da yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerden olduğu, dolayısıyla terör örgütleriyle irtibatı ya da iltisakı olduğu konusunda çalışandan duyulan şüphenin ciddi, güçlü ve objektif olduğuna ilişkin ikna edici gerekçeler ortaya konulmamasının tedbirin Anayasa'nın 15. maddesi bağlamında da söz konusu yükümlülüklere uygun olmadığını değerlendirmiştir.” dedi.
AV. ORAK “YENİDEN YARGILAMA SONUCUNDA İŞE İADE KARARI BEKLİYORUZ”
OHAL Bürosunun hazırladığı listede ismi “irtibatlı ya da iltisaklı” şeklinde geçtiği için 667 sayılı KHK dayanak alınarak işten atılan Başboğa’nın yeniden yargılama sonucunda işe iade edilmesini beklediklerini söyleyen Orak “Başvuru konusu olay her ne kadar OHAL döneminde gerçekleşmiş olsa da “Özel Hayata Saygı Hakkı” üçüncü kişiler tarafından da olsa hakkın öngördüğü güvencelere keyfî şekilde müdahale edilmesini yasaklamaktadır. Öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmesi, kişilerin kendilerinin, ailelerinin geleceğini ve itibarını etkileyen mesleki hayata yönelik tedbirlerin keyfî olmaması, bu kapsamda doğan uyuşmazlıkların özel hayata saygı hakkının gereklilikleri bağlamında çözümlenmesi olağanüstü yönetim usullerinin benimsendiği dönemlerde de geçerli olan temel güvencelerdir. Anayasa mahkemesi bu çerçevede müvekkile yönelik işten çıkarma işleminin ve davanın reddine karar verilmesinin özel hayata saygı hakkına dokunduğu ve ihlal ettiğini vurgulamıştır. Anayasa mahkemesinin kararından sonra dosya yerel mahkemeye yeniden yargılama yapılması ve ihlalin ortadan kaldırılması için gönderilmiştir. Mahkeme tarafından yapılacak yargılama neticesinde müvekkilin işine iade karar verilmesini bekliyoruz.” dedi.
Bu içerik Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Gazeteciler Cemiyeti’nin “Basın Evi Destek Aracı (BEDA)” programı kapsamında hazırlanmıştır.