Kürt sorununun çözümü, yalnızca Kürt halkının değil, tüm Ortadoğu’nun geleceğini şekillendirecek önemli bir meseledir. Suriye'de Kürtlerin şu anki konumu, büyük bir fırsat sunduğu gibi, büyük bir endişeyi de beraberinde getiriyor. Bu fırsat, geçmişteki hataların tekrar edilmemesi için bir uyarı niteliği taşıyor. Eğer Kürtler, tarihlerinde olduğu gibi yine dağılmaya devam ederlerse, bir yüz yıl daha acılar, katliamlar ve gözyaşlarıyla anılacaklar. Bu yalnızca bir halkın kaderini değil, tüm bir coğrafyanın ruhunu etkileyen bir dram olur.

Bu fırsat, sadece bir anlık bir fırsat değildir. Suriye’deki bu durum, Kürt halkının tarihinde bir dönüm noktası olabilir. Ancak bu fırsatı değerlendirebilmek için, Kürt liderlerin geçmişten ders almaları ve bir araya gelmeleri gerekmektedir. Unutmasınlar ki, tarih tekerrür eder; eğer Kürtler bir kez daha kendi aralarındaki düşmanlıkları, ideolojik ayrılıkları bir kenara bırakmazlarsa, tarih kendilerine bir kez daha acı, hüsran ve kayıplar sunacaktır. Bu, sadece bir halkın değil, bir milletin yıkımına yol açacak bir tekrardır. Ve bizler, bu halkın fertleri, bu acıların bir kez daha yaşanmasını istemiyoruz.

Geçmiş, bize bir şeyler öğretiyor. Son iki yüz yıl boyunca, Kürtler arasındaki birliğin olmamış olması, birçok liderin hayatını kaybetmesine neden oldu. Sürgünler, cezaevleri ve darağaçları... Bu kaderi mücadeleye öncülük edenler hak etmiyor. Ancak Kürt halkının karşı karşıya kaldığı bu trajedi, bir başka halkın kaderini çizmiyor. Bu sadece Kürtlerin kaderidir. Birlikte hareket etmediğimiz her an, bir liderin hayatının sonlanmasına, bir annenin gözyaşlarının daha fazla dökülmesine sebep olacaktır.

Bugün, Kürt halkının liderlerine düşen görev sadece bir ideolojiyi savunmak değil; halkın gerçek çıkarları doğrultusunda bir araya gelmektir. Bu birlik, Kürt halkını yalnızca tarih sahnesine onurlu bir şekilde çıkarmaz, aynı zamanda bu halkı tüm bölgedeki diğer halklarla eşit bir düzeyde var olmaya götürür. Bu fırsat, bir halkın yeniden doğuşu olabilir. Ama bu doğuş, liderlerin ellerinde şekillenecek bir yarının tohumlarıdır. Eğer bu fırsat heba edilirse, bir halkın yıllarca süren çilesine bir yenisi daha eklenecektir.

Suriye’deki değişim, her şeyden önce Kürt halkı için bir dönüm noktasıdır. Ancak bu noktada bir endişe daha büyümektedir. İbrahim Bro gibi bazı Kürt liderleri, bu büyük değişimin ardından Suriye’deki cihatçı gruplara biat etmeyi tercih etmiştir. Bu durum, Kürtler arasındaki dayanışmayı ve birliği zayıflatmakla kalmayıp, halkın çıkarlarına da büyük zarar verebilir. Kürtler arasındaki ittifaksızlık, bölünmüşlük ve ego savaşları, sadece bir halkın değil, tüm bölgenin geleceğini tehlikeye atmaktadır. Bu, sadece liderlerin değil, halkın da feryadıdır.

Kürt halkı, kendi öz gücünü, kendi direncini ve kendi tarihini yeniden keşfetmelidir. Birlik, sadece bir ideoloji değil, bir halkın onurudur. Eğer Kürt liderler bu fırsatı görürlerse ve ideolojik farklılıkları bir kenara bırakıp sadece halkın çıkarları doğrultusunda hareket ederlerse, bu halk hem kendi tarihinin onurlu sayfalarında yerini alacak hem de bölgedeki diğer halklarla eşit bir düzeyde demokratik bir varlık gösterecektir. Ancak, bu fırsat kaçırılırsa, bir halkın tarihi karanlık bir sayfada kalacak, ve bu halkın geçmişindeki her acı bir anı olarak hafızalara kazınacaktır.

Bütün dünya, Kürtlerin Suriye’deki durumu nasıl değerlendireceklerini, nasıl bir tavır sergileyeceklerini izliyor. Ve bu halk, sadece liderlerine değil, kendi halkına da hesap verecektir. Eğer Kürt halkı, tarihin kendilerine sunduğu bu fırsatı değerlendirip, liderleriyle birlikte omuz omuza vererek bir araya gelmezse, tarih onları bir kez daha acı ve kanla hatırlayacaktır. Bizler, bu halkın acılarını değil, zaferini görmek istiyoruz. Bizler, bu halkın adaletle, özgürlükle ve eşitlikle anılmasını diliyoruz.

Ve son olarak, Kürt liderlerine bir hatırlatmada bulunmak istiyorum: Bugün alacağınız kararlar, sadece bugünün değil, tüm bir halkın geleceğini şekillendirecektir. Yarın, tarih sizi sadece lider olarak değil, bir halkın kaderini değiştiren bir kahraman olarak anacak. Yeter ki, sadece halkınızın çıkarlarını düşünün, ideolojilerinizi, kişisel egolarınızı bir kenara bırakın ve birleşin. Birlikte hareket edin. Çünkü eğer bir halk kendi liderleriyle birleşirse, o halk asla yenilmez. Ve Kürt halkı, tarihteki onurlu yerini alır.