Gece saat 23 sularında Van’da; 15 Temmuz “demokrasi” şöleni, coşkusu istemeden olsada kaldım. Katılanların, “demokrasi şöleninde”; demokrasi için bir ifade, demokratik bir talep var mıydı? Tabir doğrusu ise; demokrasi bir Dosttoyowski romanı ise; demokrasiye ait bir nokta yoktu.
Ne vardı? son model lüks arabalar, arabalarda cein pantolonlu, askılı, dekolte diyebileceğim giysili genç kadınlar, yine kirli gözüken, yamasız yırtık cen giymiş dar pantolonlu genç erkekler.
Bayraklar eşliğinde Rabia işaretli, ara da bir Bozkurt işareti yapanlar, tek slogan “şehitler ölmez vatan bölünmez” zaman zaman tekbir ünlemeleri, küçük grubun “kahrolsun PKK” sloganları. Özet olarak; bir AKP mitinginin içinde kaldım. O mitingde darbe, darbe teşebbüsçüsü FETÖ aleyhinde tek ifade yok.
FETÖ ile AKP arasında yaşanan: Osmanlı saray içi, ya da iktidar kriziydi. Yani Yönetimin( devletin iç kriziydi) Yaşanan realite, devleti ele geçirme( ki, AKP başarılı oldu)17 - 25 Aralık yolsuzluğu, 2000 tır silah ve mühimmat ile Suriye’nin iç savaşında Suriye’nin teröristleri ile iş tutma, lojistik destek verme, İki polisimizin, DBB Bşk T. Elçi’nin yurttaşa izlettirelen aksiyon sahnesinde katliamı ile başlayan, HDP’ye yönelik saldırılarla ülkeyi bir baştan bir başa terörize eden kaotik ortamı yaratarak, kullanarak Türkiye emekçilerin, dar gelirlilerin, demokratik taleplerin bastırıldığı, taraftarlarına bedel ödeterek yaşatılan süreçtir?
Sormamız gereken, sayki darbe gerçekti, ve FETÖ denen çete başarılı olsaydı. Farklı yaşanan ne olurdu?
olağan üstü hal (sıkıyönetim)ile sözüm ona demokrasiye geçiş.
Necdet Aşiroğlu
16.07.2018
Zaten her darbe, şu ya da bu biçimde rejime, halkın geniş kitlelerin zararına verilen ayar değil mi? Dışarıya bağımlı, ikameci kapitalist rejim özünde değişmemiş, İslami ideolojiye sahip siyasetin kontorülünde yeni biçime evrilmiştir...