!
“Devlet; şeker, kağıt vs yapar mı ?” , “devlet asli görevine dönsün!” dediler. Günümüz Türkiye’sine baktığımızda ili örnek oldukça açıklayıcıdır, sağcı partilerin ya da egemen sermayenin.
AKP Gen. Bşk’nının katıldığı iş adamları toplantısında; neden şikayet ediyorsunuz olağan üstünden, olağan üstünü çalışanım hak arama mücadelesini, yasaklamak için kullanıyoruz mealindeki konuşması. Bu konuda devletin aslında hiç biçimde olmayan hakemlik fonksiyonunun tamamen terk ettiğini, sermayeden yana zor yöntemini kullanmanın itirafıydı.
İkincisi, belkide önemlisi; DBP’li Belediyelere kayyum atanması ile AKP’li adı yolsuzluk, şehirlerin dokusunu, demografik yapısını yağma ve rantiye kesimi nemalanmalar ile anılan İstanbul, Ankara, Balıkesir belediyelerin yasal prosedürün işletilmeden görevden alınması hikayesi. Ki; devletin bütün demokratik temayüllerinden vaz geçmesi, havuç politikasını terk ederek tamamen sopa politikasının sürdürüldüğüne gelindiğine tanık oluyoru Yoksullaştırdıkları, kırıntı dahi denmeyecek şeye muhtaç ettiklerine; sadaka nitelikli sosyal yardımlar ile iyiliksever görüntü vererek algı oluşturarak verecekleri umutla halkın vicdanında bir çeşit aklama yaratarak, ömürlerini uzatmaya çalışıyorlar.
Milletin malını ( Kamu İktisadı Teşekküllerini) yandaşlara yağmalatmakla yetinmediler!
Milli ve yerli olmayı, popülist siyasetlerinin malzemesi olarak kullandılar.
Telekom’u yabancı Arap şirketine sattılar. En karlı Kamu kurumuydu. Yıllarca kar ettiler. Vergi ve kredi borcunu millete bıraktılar.
Yani anlayacağınız evini kiraya veriyorsun, kirayı ödemediği gibi kullandığı elektrik gaz borcunu sana bırakıyor. defolup gidiyor.
Bu sadece bir örnek...
Devlet bankasından kredi al. O kredi ile milletin malı işletmeyi al. İşletmenin bir kaç gayrı menkulünü sat. işletme ve tüm varlıklarına ödediğin parayı karşıla. Gerektiğinde kazancının vergisini sözde anlaşmayla tamamını ya da bir kısmını sil. Geri kalan aldığın kredi, vergi borcunu, diğer borçlarını yapılandır.
Harami mi? Rüşvet yolsuzluklardan bahsetmiyorum bile. Haramiler dağda, ya da en ıssız yol kavşağında mı, pusuda olduğunu sanıyorsunuz?
Şimdi anladınız mı? Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet hamasetini.
“Ezanları !susturmayacağız!” manipülasyonlarının, neyin şal örtüsünü? Sanki birileri ezanı tartışmaya açmış gibi.