! Düşünün camiye herhangi bir sebeple, diyelim ki çok haklı bir sebebi olsun, yüzün üzerinde polis, muhtarıda yanına alarak kolayca açılabilecek kapıları, kırarak akayakabı ile içeriye giriyor. Arama adı altında etraf darmadağın hale getiriliyor. İmamı, müezzini ve cemaatten bulunanları kelepçeleyerek göz altına alıyor.
İdeolojik ve bir partiye ait sembollerle, sayki “ en hakiki mürşit ilimdir!” yazarsa, be bazı maaşını iaşesini müslümanların vergi adında devlete ödediği nakitlerden alan terbiyesizlerde, idrarını yapsa biz Sünniler ne yapardı?
Çünkü cami ibadethane ve kutsal mekandır. Düpedüz İslama, mensubu Müslümanlara hakarettir. Bize hakarettir. İnsanlığa hakarettir. kabul etmediğimiz gibi af etmeyiz.
Hatırlayın belirli kesimlerce Tek parti döneminde bürokrasinin( devletin) camiye, Kuran’a, saldırıları efsane olarak anlatılır. Aslı gösterilmemesine dahi olmuş gibi, hâla nefretimizi korur, CHP’ye mesafeli durmamızda; önemli bilinç arkası olarak olarak durar.
Bu yaşadığımız olay İsrail’de yaşanmıyor. Türkiye’de Armutlu’da Cem Evin’e karşı, arama bahanesi ile yaşanıyor. Neden bu biçimde anlattım. Türk, Müslüman, Suni olarak empati yapmak, empati yapılmasına sebep olmak.
Hani; “İslam hoş görü dinidir!” der, dururuz ya. Oysa yıllarca Alevi’ye, Alevi inanç ve kültürünü yok saymış, üstelik zaman zaman dönemin özellikleri gereği, sivil ilkesiz hiç bir değere saygısı olmayan ( lümpen) kitleleri derin organizelerle saldırtarak linç kundaklama ve katliam gerçekleştirilmiş, olayın müsebbiplerinden doğru dürüst hesap dahi sorulmamış, yargı işletilmemiştir.
Bu ülkenin bir çok sorunu vardır. Kanımca bu ülkenin en önemli sorunu Türk, Müslüman, Süni sorunu, yani hemşerisine, mahallelisine, yurttaşına, farklılıklarından kaynaklanan haklarına karşı en naif ifade ile kaygısız olmalarıdır.
Yurttaş olarak kendimize hak ve kabul gördüklerimizi başkasına hak görmemiz....