Sanki birileri tartışıyor, ya da tartışmaya açıyormuş gibi, siyasi bir lider, ya da parti sözcüleri; “bayrağı indirtmeyeceğiz, vatanı böldürtmeyeceğiz, ezanı susturtmayacağız, milleti böldürtmeyeceğiz!” ağızlarından düşürmüyorlar? Aklımıza gelen; niçin her kürsüye çıktıklarında tekrar eder dururlar? Bir savaş halinde olmadığımıza, düşman işgali altında değilsek; bu neyin fevaryanı?
Kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının hayatını daha kaliteli hale getirmek için söyleyecekleri, yapacakları için bir şey olmadığının itirafıdır. Esas değinmek istediğim konu bu değil.
Birinci paragraftaki soruya ikinci bir soru daha sorarsam, biraz daha anlatmak istediğim, anlaşılmış olacak!
Cumhurbaşkanı adaylarımızdan, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları arasında ayırımcı, ötekileştirici, çatışmacı dili hangi lider kullanıyor? Ya da Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarını ayırımsız, dini, dili, ırkı, cinsi, tercihi, yaşam biçimi, kanaati, ne olursa olsun kucaklayan kim? Hangi lider?
Kuşkusuz her Türkiye’nin yurttaşının; bayrak, ezan, vatan, millet hassasiyetine önem vermesi çok değerlidir. Ancak içimizdeki bir mesele, tartışma, talep nedeni ile istismar ederek, demokratik olgunluk içinde ülke mesellerini konuşmak, gerçeklerin ve farklı düşüncelerin kanaatlerin dillendirilmesinin önünü almaktan başka çaba değildir.
Türkiye insanının mutluluğuna, geleceğine vurulmuş bir darbedir. Bayrağımızı, vatanımızı, beraberliğimizi, inancımızı tartışmaya açmak anlamının yanında, oy ya da iktidar uğruna ortak değerlerimizin istismarıdır. Ki; vatandaş arasında kışkırtıcılık yapmaktan başka bir anlamı yoktur. Ortak değerlerimize karşı hassasiyetimizde samimi olmak Türkiye’yi barışı, demokrasisi, insan hak ve özgürlüklerine verdiği ehemmiyet, yurttaşın iş aş teminini, can, mal, onur güvenliğini sağlamak, komşuları ile kurduğu ilişkilerde evrensel hukuka bağlılık ile mümkün olacaktır.
24 Haziranda neye karar vereceğiz? Cumhurbaşkanlığı makamına oturacak kişinin adından çok, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının hepsine eşit mesafede, simgesel niteliği olan ortak değerlerimizin arasında yer alan tartışılmayan, çatışma dili kullanmayan kendisine oy vermeyen, ya da kendisi gibi düşünmeyen, ilişki kurmayanlara “ şer odağı” ya da “ittifakı” demeyen cumhurbaşkanına karar vereceğiz. Ya da tersine!
İdeolojilerimize, kan bağımıza, inanç ve dahili olduğumuz cemaat fetişizminden , şövevimizminden uzak TÜRKİYE’nin Türkiye insanın geleceği yönünde tercihimizi kullanmalıyız, dediğimizde aklımıza gelen ilk isim, kuşkusuz SELAHATTİN DEMİRTAŞ’dır!
Necdet Aşiroğlu
01-06-2018