Haber ve Görüntü: İhsan Birgül

Hem İnsan Hakları Bildirgesi'nde hem Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda hakları tanımlanıp belirtilmesine rağmen engelli yurttaşlarımıza karşı sorumluluklarımızı veya onların haklarını bir minnet olarak görürüz. Bu hem kamuda böyle hem toplum içinde. Dezavantajlı bireyleri bizim merhamet ve iyiliklerimize muhtaç bireyler olarak algılarız. Onun için de onlara yaklaşımımız ya acıyarak bakarız ya da küçümseyerek. Bu da onları kırmaktan başka bir şeye yaramaz.

Kimsenin kendilerine acınacak kullar olarak bakmaması gerektiğini düşünen Ağrı Engelliler Derneği  Başkanı Sadullah Çabaş ile sorunlarını ve taleplerini konuştuk.

"Saygı ve hoşgörü istiyoruz"

Sadece kamu kurumlarının değil yurttaşların da sorumlulukları olduğunu söyleyen Çabaş:

'Ağrı'daki engelliler olarak temel sorunlarımızdan birisi de kış şartlarından dolayı ulaşım ve sosyal yaşamdır. Bu konuda yardımcı olmak sadece kamu kurumları ve idare amirlere değil vatandaşlara çok iş düşüyor. Mesela normal bir vatandaş bir kamu kurumuna gittiği zaman sıra beklemesi doğaldır. Ama biz engelliler için, örneğin tekerlekli sandalyeye mahkum bir engelli için çok zor olur. Bu konuda vatandaşlarımız bize acımadan saygı göstersinler. Hoşgörü ile yardımcı olsunlar. Otobüs duraklarında falan engelli yurttaşımız olduğu zaman rahat binip inmesi için yardımcı olsunlar. Saygı ve hoşgörü ile. Çünkü engelli olmak bedende değil ancak beyinde varsa engeldir. Fiziki eksiklikler engel değil dezavantajtır. Unutmamak lazım ki her birey bir engelli adayıdır sonuçta" dedi.

"Memur atamalarında ayrımcılık olmasın"

Memur atamaları ve işçi alınımlarında hakkaniyet isteyen Çabaş, şöyle devam etti:

"Üniversite kazanmış, memurluk hakkı hiçbir engelliye ayrımcılık yapılmasın. Veya onların adına açılan kontenjanlara başkaları alınmasın. Yani engelliye tanınan bir haktan sadece engelli yararlansın. Bundaki amacımız bize balık yemesi değil balığın tutulması hakkı verilsin. Kendimizi ifade edeceğimiz ve yaşamımızı idame edeceğimiz imkanlar verilsin. Bunu da sadece Ağrı'daki değil 81 ildeki tüm engelli kardeşlerim adına söylüyorum. Bizler dilenci değil Türkiye Cumhuriyeti devletinin dezavantajlı yurttaşlarıyız. Örneğin bugün benim yapacağım bir projeyi belki sağlıklı bir insan yapmaz. Bugün dernek olarak veya birey olarak bakanlıklarımıza bir proje sunduğumuzda  bunlar muhatap alınsın. Bunlar da bu kardeşlerimizin yararına olacak. Topluma katılmaları konusunda yardımcı olacak. Çünkü Ağrı'da da ciddi sayıda engelli yurttaşımız var".

"Her alanda temsil hakkımız olsun"

Her katmanda temsil haklarının olması gerektiğini dile getiren Çabaş, şunları örnek gösterdi:

"Hani derler ya damdan düşmeyen anlamaz damdan düşmeyenin halinden. Bugün engelli olmayan bir siyasetçi, bir bakan gelip engellinin halini anlamaz. Anlaması için onun da engelli olması lazım. Eğer engelli olursa o engellinin halini, ne çektiğini anlar. Bunun için tüm mercilerde engelli temsilinin olması lazım. Belediyelerde, belediye meclislerinde ve büyük millet meclisinde. Elbette mecliste engelli vekillerimiz var. Ama bu yetmez. Engelli vekil sayısı çok olursa sorunlarımız daha çok dile getirilir. Hem ülkemiz için hem engelli yurttaşlarımız için güzel olur ve sorunlar daha hafifleşir".

"Yerel yönetimle beraber cumhurbaşkanı ve vekillerden destek istiyoruz"

Yerel yönetimin engelliler için çok şey yaptığını fakat fazlası için diğer mercilere de çağrıda bulunan Çabaş şunlarla devam etti:

"Tabii ki engellilere yönelik park ve gezi alanları olmalı. Sağolsun mevcut belediye başkanımız sayın Savcı Sayan engellilere yönelik çok şey yaptı, Allah razı olsun ondan. Ondan önce engelli rampası yoktu.. Hiçbir asansörlü araç göremiyorduk. Bütün bunları yaptı. Ama daha fazlasını olması ı lazım. Engellilerin daha rahat yaşaması, insanlara yük olmaması, ailesinin baskısının altına girmemesi ve kendi başının çaresine bakmak için soysal alanlar olsun. Tabii bunun için sayın cumhurbaşkanımız ve bakanımız da belediye başkanımıza destek verirlerse, başkan zaten yapıyor ama güzelini yapar

Malum, Ağrı'mızın kış şartlarında değil bir engelli sağlam bir insan bile zor yürür. Buna yönelik taleplerimizin yerine getirilmesi için meclisteki vekillerimizin başkana destek olması lazım, engelli parkı ve benzeri yerlerin yapılması için. Başkan çok şey yaptı ama daha fazlası için vekillerden de destek istiyoruz".

"Acıma değil hak ve destek istiyoruz"

Acınmak değil hakları olan şeyleri istediklerini belirten Çabaş, şöyle bitirdi:

"Bir yurttaş olarak hiç kimsenin bize acımasını. İstemiyoruz. Bize acınacak insanlar gözü ile bakılmasını istemiyoruz. Biz de herkes gibi Allah'ın kullarıyız. Belki en sevgili kullarıyız. Bizler de başarılı insanlarız. Hem beyin hem beden olarak. Bize acınmasın fırsat verilsin. Bize acınması değil haklarımızı, hakkımız olanı istiyoruz. Kendi çabalarımızla, kendi haklarımızla yaşamak istiyoruz. Çalışmlarımıza destek olunsun. Örneğin mavi kapak kampanyamıza destek sunsunlar. Bunu da Ağrı'daki ve tüm Türkiye'deki engelli kardeşlerimiz için söylüyorum".

SENED Derneği kurucusu Saed Nahhas: Ayrımcılık ekonomiyi etkiliyor SENED Derneği kurucusu Saed Nahhas: Ayrımcılık ekonomiyi etkiliyor

Bu içerik Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Gazeteciler Cemiyeti’nin “Basın Evi Destek Aracı (BEDA)” programı kapsamında hazırlanmıştır.